This isn't fair traduction Turc
373 traduction parallèle
But you've gotta see this isn't fair to Mike.
Ama bunun Mike için iyi olmadığını anlamalısın.
Naturally. After all, this isn't a fair State.
Nihayetinde adil bir ülkede değiliz.
Yes, this isn't fair.
Evet, bu hiç adil değil.
This isn't a fair to gawp at.
Panayır mı bu izlenecek?
This isn't a circus or a fair!
Sirk veya fuar yok burada!
This just isn't fair of you.
Buna hiç hakkın yok.
Yu Jiang, the bunch of you bullying a girl! This isn't fair
Yu Jiang, sen adi bir kabadayıdan başka bir şey değilsin!
- This isn't fair.
- Bu adil değil.
Do you think they want their stockholders and the public thinking their management isn't imbued with fair play and justice the very values that make this country what it is today?
Hissedarlar ve kamuoyu şirket yönetiminin... adil ve kanunlara uygun davranmadığını bilsin isterler mi sanıyorsunuz? Bunlar ülkeyi bugünlere getiren değerler değil mi?
This isn't fair!
Bu adil değil!
Well, this isn't going to be fair.
Bu hiç adil olmayacak.
Truth isn't fair! Is it fair that you were born like this?
Böyle doğmuş olman adil mi?
This isn't fair.
Bu haksızlık.
What? - I said, this isn't fair.
- Bunun haksızlık olduğunu söyledim.
- Just a second, if they're not his clients, then this isn't fair.
- Bir saniye, eğer onlar gerçek müşteriler değilse, bu adaletsizlik.
Now, this isn't fair.
Bu hiç adil değil.
This isn't fair.
Bu adil değil.
PLEASE, THIS ISN'T FAIR.
Lütfen bu adil değil.
Man, this isn't fair.
Adam, bu adil değil.
This isn't fair.
Haksızlık.
Well, this isn't a fair example.
Bu pek adil bir örnek değil.
This isn't fair, you know.
Bu hiç adil değil.
This isn't fair!
Bu doğru değil!
- This isn't fair to either one of us.
- Bu her ikimize de adil değil.
This isn't fair!
Bu hiç komik değil!
This isn't fair. I hardly know anything about you.
Hiç de adil değil, ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
This isn't fair.
Haksızlık bu.
This isn't fair, Mom.
Bu haksızlık anne.
I must be dreaming Wake up, Jack, this isn't fair
Rüya görüyorum herhalde Uyan Jack, haksızlık bu
God... this isn't fair, this.
Tanrım! Bu hiç adil değil! Hayır!
Perry, this isn't fair.
Perry, bu adil değil.
I know this isn't fair to you, but there's no other way.
ama başka yolu yok!
This isn't fair. Watch it, I'm a bleeder.
Dikkat edin, ben hemofili hastasıyım.
This isn't fair.
Başka şansım yok, Jess. - Bu adil değil.
This isn't fair, Mr. Holland.
Haksızlık bu.
This isn't fair!
Hiç adil değil!
Wait a minute! This isn't fair!
Bekleyin bir dakika!
- I'm really sorry. I'll look again. - This isn't fair.
Bunu, sevgi ve merhametle dolu gerçek bir kızkardeş olarak söylüyorum.
But this isn't fair.
Ama bu adil değil.
I SUGGEST DIVIDING MRS. WINSTON UP INTO EASY-TO-SWALLOW 30-MINUTE SHIFTS. THIS ISN'T FAIR.
Bayan Winston'u aranızda bölüşün 30'ar dakikalık vardiyalar halinde, kolay lokma.
This isn't a fair question.
Bu dürüst bir soru değil.
Now, you only encourage him this way and that isn't very fair, is it?
Şu anda onu sadece bu yolda teşvik ediyorsun. ve bu hiç adil değil, di mi?
This isn't fair.
Bu adil değil!
This isn't fair. I had 15 more minutes.
Bu haksızlık.15 dakikam daha vardı.
This isn't fair, Dad.
Haksızlık bu baba.
You know, this isn't fair.
Bu yaptığın adil değil.
This isn't fair. Odo and I were talking.
Odo ile konuşuyorduk.
Well, Bill this isn't going to be fair.
Ee, Bill bu adil olmaz.
Oh, shit! This isn't fair. Jesus!
Oh Tanrım.Bu adil değil.
- This isn't fair.
- Bu hiç adil değil.
- Prospector, this isn't fair.
- Madenci, bu haksızlık.
this isn't you 235
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't happening 184
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't happening 184