Through and through traduction Turc
32,880 traduction parallèle
Little through and through to the shoulder.
Birazcık tam tamına bir omuz atışı.
Once you are a friend, you're a friend through and through
Bir zamanlar her bakımdan iyi bir arkadaştın
I blew a tire and went through the wall.
Lastik patladı ve duvara çarptım.
We all just jumped in the trucks and drove through the day.
- Araca atladığımız gibi yola çıktık.
So I joined up with some New York firefighters and I started searching through the rubble.
New York itfaiyecilerine katıldım ve molozların içinde aramaya başladım.
And through all the digging and the dust and the death, we never found a single soul.
Tüm o kazının, tozun, ölümün içinde hiç ruh bulamadık.
- It's some kind of thing where you... you run through the mud in the woods or something, and we're gonna be handing out Molly's t-shirts'cause we need as much, you know, publicity as we can get these days.
- Bir çeşit çamurun içinde falan koşacaksınız ve biz de Mollly's tişörtleri dağıtacağız. Biliyorsunuz ki bugünlerde yapabildiğimiz kadar çok tanıtıma ihtiyacımız var.
But if you want to get your blood test, stop by and I'll rush it through.
Bak tamam, bu bilgiyle ne yapacaksan yap ama kan testini taptırmak istersen uğra, işlemleri hızlandıracağım.
I ran it through the system and got a hit in a most unexpected place.
Sistemde araştırdım. ... ve beklenmedik bir yerden acayip bir şey buldum.
I've been going through Bennett's financials, and there's nothing that indicates he's been sitting on millions of dollars.
Bennett'in finansal tablolarını inceliyordum, Ve orada hiçbir şey belirten Milyonlarca doların üzerinde oturuyor.
Specifically, a skydiving plane, secured via an off-the-books loan and through yet another shell company.
Özellikle, bir skydiving uçağı, üzerinden emniyete alınmış Kitap dışı bir kredi Ve başka bir kabuk şirketi aracılığıyla.
I had the NYPD run our Porscha look-alike through their advanced facial recognition software, and we got a hit.
Porscha'ya benzeyen kadını NYPD'nin yüz tarama sistemiyle tarattım ve sanığı buldum.
What... oh, yeah, I killed two guards with a tie clip and then crawled back through an air duct to tell you all about it.
Ne...? Evet, kravat şeysiyle iki herifi öldürdüm. Sonra da bunu sizi anlatmak için havalandırmadan geldim.
Once the cake dissolves, the chemicals mix, and you get a lethal cloud of hydrogen sulfide gas and a secondary explosive that spreads it through the building.
Naftalin çözüldüğünde kimyasallar karışacak. Ve ölümcül hidrojen sülfür gazı ortaya çıkacak. Ardından ikinci bir patlamayla tüm binaya yayılacak.
And I got to say, if I'm at the alter, watching that thing come at me, I'm gonna throw myself through a stained glass window.
Ve şunu söylemeliyim ki, eğer sunakta olsaydım, şu şey bana doğru gelseydi kendimi pencereden dışarı atardım.
in school, and he got ahold of an assault rifle through a straw purchase and killed people in a mall.
Sonra başkası adına bir saldırı tüfeği alıp bir alışveriş merkezinde insanları öldürmüş.
We're combing through and searching for any mention of a girl named Meghan.
Her yeri her şeyi, Meghan adı... geçmiş mı diye arıyoruz.
We're running through a variety of situations - to try and accomplish that.
- İçlerini rahatlatmak için çeşitli...
NSA estimates it'll take days to comb through the system and assess the stolen data.
NSA, hangi verilerin çalındığını bulmanın günler alacağını söylüyor.
I just helped your nominee, Peter MacLeish, through a speedy Senate confirmation, and this is my reward?
Adayınız MacLeish'e Senato'dan hızlı teyit alsın diye yardım ettim, karşılığı bu mu?
I rotated through investigations, threat assessment, and our technical department.
Soruşturmada, tehdit değerlendirmede ve teknik birimde.
And, uh, halfway through grad school, I walked out, jumped on a train, went to D.C., and signed up for the FBI.
Eğitimimi yarıda kestim bir trene atlayıp Washington'a gittim ve FBI'a girdim.
I kept him off Waves and brought him in through the East Wing.
Doğu Kanadı'ndan getirdim.
We'll try and I.D. her through dental work.
Diş kayıtlarından kimliğini bulmaya çalışacağız.
So many want to go through the Process and you're trying to use it so you can disappear.
Bir sürü insan Süreç'ten geçmek istiyor, sen ise onu ortadan kaybolmak için kullanmak istiyorsun.
Aline has entered my room and went through my things without my permission.
Aline iznimi almadan odama girdi ve eşyalarımı karıştırdı.
They say it's better to not even name the child, and wait and see if you get through the Process first.
Çocuğa isim vermeyip öncelikle Süreç'ten geçip geçemeyeceğini görmenin daha iyi olacağı söylenir.
I know I shouldn't have, but I was going through some stuff in the shelter and I saw the picture.
Yapmamam gerekirdi ama sığınakta eşyaları karıştırırken senin resmini gördüm.
You haven't made it through yet, and you're already better off than anyone in the Inland.
Daha seçilmemiş olsan da şimdiden İç Kesimler'deki herkesten daha iyi bir durumdasın.
The candidate who stole the cube and Ezequiel let through.
Rafael. Küpü çalan ve Ezequiel'in giriş izni verdiği aday.
Tomorrow, you will go through the Purification ritual... and then you can head to the Offshore.
Yarın, Arınma ritüelinden geçeceksiniz ve sonra Açıklar'a gidebilirsiniz.
And the only way to evaluate true merit... is through the Process.
Gerçek erdemi değerlendirmenin yegâne yolu da Süreç'ten geçer.
One of us should stay behind and start combing through them.
Birimizin geride kalıp o şirketleri taramaya başlaması lazım.
I've seen this city go through its share of ups and down.
Bu şehrin inişler ve çıkışlarla başa çıktığını gördüm.
Get through to the team and make sure they stand down.
Ekibe ulaş ve geri çekilmelerini söyle.
All right, I'm looking at CCTV feeds of a silver panel van that crossed through the intersection of Newmarket and Maiden less than five minutes ago.
Pekâlâ, CCTV kameralarına göre bizim gümüş minibüs kısa bir süre önce Maiden ve Newmarket civarında bir kavşaktan geçerken görülüyor.
Now, I know this is against tradition, but I was wondering if, instead of going down through the ravine, we could change directions and go north, towards Megan's elementary school?
Geleneğe aykırı olduğunun farkındayım fakat nehre doğru gitmek yerine rotamızı değiştirip kuzeye Megan'ın ilkokuluna doğru gitsek nasıl olur acaba?
The tar would eat through the neoprene wet suit and burn my skin- - this one!
Katran neoprin su geçirmez giysiyi parçalayıp bedenimi yakabilir... bu!
We can use an atomizer to pump the salts through the hole, and then disperse it through the vehicle.
- Amonyak tuzunu delikten pompalamak ve aracın içine yaymak için bir püskürtücü kullanabiliriz.
... one baptism, one God and Father of all who is above all and through all and in all.
Tek tanrı, tek inanç, tek vaftiz, tek Yaradan ve herkesin babası. O herkesin üstünde, etrafına ve içindedir.
One Lord, one faith, one baptism, one God and Father of all... who is over all and through all...
Tek Tanrı, tek inanç, tek vaftiz, tek Yaradan ve herkesin babası. O herkesin üstünde, etrafında ve içindedir.
"Who was over all, and through all and in all."
Çağrındaki umuda çağrılmak gibi, tek beden ve tek ruh vardır.
Just as you were called one baptism, one God and... Father of all, who is over all... and through all and in all. There is one God and one one faith, one baptism, one God and Father of all...
Tek Tanrı, tek inanç, tek vaftiz, tek Yaradan ve herkesin babası.
One faith, one baptism, one God and Father of all, who is over all and through all and in all.
Tek inanç, tek vaftiz, tek Yaradan ve herkesin babası. O herkesin üstünde, etrafında ve içindedir.
And we ran him through the RTCC.
Veri tabanını araştırdık.
And when you've got three of these beauties, all programmed through a simple remote... that's what I call a good time.
Bunlardan herhangi birine sahip olduğunuzda hepsi basit bir uzaktan kumandayla programlanır, ki ben ona iyi zamanlama derim.
I went through the inmate files and found your guy.
Kayıtlara göz attım ve adamını buldum.
I've chased her through streets and heard nothing but screams
Onu sokaklar boyunca kovaladım ve sadece çığlıklar duydum
And through her eyes, I suffered too
Ve onun gözleri bana da acı çektirdi
And just remember... even if you get through the Straits of Forgiveness, some day, there's a torpedo heading your way from the S.S. Menopause.
Ve şunu hatırla bir gün Affetme Boğazından geçersen, Menopoz gemisinden atılan bir torpido karşına çıkacak.
And, uh, it is delivering it through the Pfannenstiel incision.
Şimdi de pfannenstiel kesisinden alıyorum. İşte oldu.