To all of you traduction Turc
20,291 traduction parallèle
It looks bad, I know but I wanted to prove to my friends and to all of you that Noel is the person who's been tormenting us..
Kötü görünüyor biliyorum.. .. ama arkadaşlarıma ve size Noel'in bize eziyet eden kişi olduğunu.. kanıtlamak istedim ve merdivenlerden ittiği kızı..
We'd like to monitor you for the next few hours... but, all being well, the end of the day.
Önümüzdeki birkaç saat daha gözlem yapmalıyız. Her şey yolunda giderse eğer, gün sonunda dönebilirsin.
To do what you have done all these years - to pull the wool over the eyes of the world is no small feat.
Yıllar boyu yaptığınız şey, tüm dünyadan gerçekleri gizlemek kolay bir iş değil.
You know, I've been thinking of all the possible ways we have to fuck with Bryce Newman.
Biliyor musun, Bryce Newman'a piçlik yapabilmenin bütün olağan ihtimallerini düşünüyordum.
And for you, my guru, my rock, my main mammoth... To you, I give the greatest gift of all.
Ve senin için, benim gurum, Benim kayam, benim gerçek mamutum... sana, en iyi hediyeyi veriyorum.
Are you sure you want to be around all of that?
Bütün bunların yanında olmak istediğinizden emin misiniz?
You gotta understand now that Afterlife needs 24 hours to sync all of the chips, so it can administer the overdose to every carrier all at once.
Afterlife tüm çipleri zamanlamak için 24 saate ihtiyacı var. Böylece tüm taşıyıcılara tek seferde aşırı doz verebilir.
All you need to do is find me a witch who can soul-swap me into the body of a fellow you don't care about, and Stefan can have his body back.
Yapmanız gereken tüm bana bir cadı bulmak. Kim me ruh-takas edebilirsiniz. Eğer umurumda değil, bir dost bir vücuda,
Starve me now if you want. But I will return to england, And I will report all of this.
İsterseniz beni aç bırakın ama İngiltere'ye döneceğim ve bunları bildireceğim.
- I don't care about tomorrow. - Well, maybe you should start caring about tomorrow, because if you don't, you're gonna wake up three weeks from now, and you're gonna realize that this was the biggest mistake of your life, and all you did was give up exactly what Mike went to prison to save.
Güzel, yarının umurunda olmasına başlamasının çünkü umurunda olmazsa üç hafta sonra uyanıp bunun hayatındaki en büyük hatalardan biri olduğunu fark edecek ve yaptığın şeyin Mike'ın kurtarmak için hapse girdiği şeyden vazgeçmek olduğunu anlayacaksın.
All our sketches, all our hard work, you having to crawl back to your dad... All of that would have been for nothing.
Tüm taslaklarımız, bütün sıkı çalışmamız pişman pişman babana dönmen, hepsi bir hiç uğruna olacaktı.
Yeah, but one of my professors says that it's just because the tape is dirty and that you guys have a process that you use to clean it all up.
Hocalarımdan biri dedi ki, kaset kirli olduğu için olabilirmiş ve sizin temizlemek için kullandığınız bir yöntem varmış.
Captain, I have a federal court order directing you to turn over all evidence related to this act of terrorism to me right now.
Başkomiser, elimde bu terör eylemiyle ilgili tüm kanıtları derhal bana teslim etmenizi gerektiren bir federal mahkeme emri var.
Do you need to take all of them?
Hepsini almak zorunda mısınız?
you admit to the theft, and you answer all of our questions truthfully, and in return for your cooperation, the Army has agreed to give you seven years.
Hırsızlığı itiraf ettiğin ve tüm sorularımızı dürüstçe cevapladığın takdirde ordu iş birliğinin karşılığı olarak sana yedi yıl vermeyi kabul etti.
So maybe you'd like to make a call and offer them all some words of comfort.
Belki bir telefon edip taziyede bulunmak istersiniz.
Can you prove that all of these crimes connect to these addresses, and that all the houses were purchased and owned by a person or persons directly connected to all the murders for which the defendant is standing trial?
Bütün bu suçların bu adreslerle bağlantılı olduğunu ve bütün bu evleri satın alarak sahibi olan kişi ya da kişilerin sanığın yargılandığı cinayetle doğrudan ilişkili olduğunu kanıtlayabilir misiniz?
Five of my snipers have your head in their scopes, so listen to me carefully, unless you want your brains all over the street.
Buraya bakan beş tane keskin nişancım var. Beyninin her tarafa dağılmasını istemiyorsan beni dikkatlice dinle.
'Cause when I get ahead of you, which is inevitable, all an old man like you needs to do is ride in my draft.
Çünkü önüne geçtiğim zaman, ki bu kaçınıImaz senin gibi ihtiyarın tek yapması gereken yakınımda sürmen.
Now, the sooner you recognize that, the sooner we can get to the business of saving a life, which is all any of us are here to do, yourself included.
Bunu ne kadar çabuk kabullenirseniz hayat kurtarma işimize o kadar çabuk başlayabiliriz. Siz de dahil olmak üzere hepimiz bu yüzden buradayız.
You are jealous of her because she and Maxine are close now, so you got all butt hurt, but they aren't actually trying to leave you out.
Onu kıskanıyorsun çünkü artık Maxine'le ikisi çok yakın. O yüzden fazla hassas davranıyorsun. Aslında seni dışarıda bırakmaya çalışmıyorlar.
Do you think he'll just turn the bloody crystal and all of its power over to us?
O kahrolası kristalin tüm gücünü bize karşı yönlendirmez mi?
To have been here with all of you... I think I might be the luckiest person in the whole world.
Burada sizinle olduğum için sanırım tüm dünyadaki en şanslı insan olabilirim.
She was worried about you, all of you, she wanted to leave you something! - Meth?
Sana bir hepinize bir şeyler bırakamayacağından endişeleniyordu.
Why would you risk all of that just to come after me?
Peşime düşmek için neden bunları tehlikeye attın?
But if you take the girlfriend out of the equation, all of the physical and circumstantial evidence points to Clair.
Ama eğer kız arkadaşı denklemden çıkarırsan, bütün fiziksel ve mevcut koşulların ortaya koyduğu deliller Claire'i işaret ediyor.
You've been thinking about how to get back at that son of a bitch all night.
Tüm gece o şerefsizden intikamını nasıl alabileceğini düşündün.
"Most of all, I promise not to take this second chance for granted because I love you."
" Her şeyden önemlisi... bana verdiğin bu ikinci şansı mahvetmeyeceğim.
Johnson, very angry during this phone call already, you can see here, he says, "They're trying to make fools of us all and it's just the biggest damn mess I ever saw."
Johnson, bu konuşma esnasında çok öfkeli, şöyle söylüyor, "Bizi ahmak yerine koyuyorlar ve bu gördüğüm en büyük kahrolası karmaşa."
I just can't tell you how proud we all are of what you... For every American, this has to be the proudest day of our lives.
Sizinle hepimizin adına ne kadar gurur duyduğumu anlatamam bütün Amerikalılar için, bugün, hayatlarının en gururlu günü, eminim.
All right, tomorrow, each of you will get a chance to present a defense that keeps Karim in this country.
Pekala, yarın her biriniz Karim'in bu ülkede kalması için onu savunma şansına erişeceksiniz.
Honestly, you want to wrap tape around a bunch of pipe fittings all afternoon?
Ciddi ciddi bütün öğle boyunca boru parçalarını mı bantlamak istiyorsun?
Great to meet all of you.
Sizi görmek harika.
"But since they've all led up " to me getting to know you better, " I wouldn't take back a single one of them.
Ama bu hataların hepsi seni daha iyi tanımamı sağladığı için tek birini bile değiştirmezdim.
Yes... and the job is completely off the books, which means if you're caught, the DOD and the White House will deny any knowledge of this mission... and even if you get past the guards, all the way to the subterranean vault, it's rigged to expel knockout gas at the first sign of tampering, and who knows what traps lay beyond that door.
- Evet... ve bu iş tamamen kayıt dışı yani bu da yakalanırsanız Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray görevden bilgileri dâhilinde olduğunu reddedecekler ve korumaları geçseniz bile yeraltındaki depoya giden yol kurcalamanın ilk işaretinde bayıltıcı gaz salacak şekilde donatılmıştır ve o kapının arında kim bilir ne gibi tuzaklar vardır.
Because I'm done waiting for all of you to tell me what my future is.
Geleceğimin nasıl olacağını söylemenizden bıktım artık.
So, all of a sudden you decide to show up at a crime scene?
- Bir anda olay yerine teşrif etmeye mi karar verdin?
After all these years working together, you still think I would come in here into a court of law and perjure myself to hurt you.
Beraber çalıştığımız onca senden sonra mahkemede sırf sana zarar vermek için yalan beyanda bulunduğumu düşünebiliyorsun.
The 12 of you should give fair and equal consideration to all the evidence and deliberate with the goal of reaching an agreement.
Kanıtları objektif bir şekilde dikkate alarak bir karar verin. Kararınız adil olsun ve ortak kararınız olsun.
I researched all of you to decide who would be the best one to SWAT, before landing on Agent Aaron Hotchner, since he is the team leader, obviously.
En iyi SWAT'lama adayı için hepinizi araştırdım ve Ajan Aaron Hotchner'da karar kıldım, sonuçta ekip lideri.
So this is what you'd be singing, this line, then the rest of it is all going to be made by sort of prerecorded sounds and then you singing all these numbers and little pieces of fragmented text into the microphone
İşte sen bu satırı söyleyeceksin ve gerisi tamamen önceden kaydedilmiş seslerden oluşacak. Sonra bütün bu numaraları ve kelimeleri mikrofona söylerken ayak pedalıyla tekrarlayacaksın.
No, I'm just being straight with you, Sondra, that that is what is going to happen, not because we're coming after you personally, but because of all the evidence that has come to light since the plea deal.
Hayır, sadece ne olacağı hakkında doğruları söylüyorum Sondra. Kişisel olarak peşinden gelmek için değil itiraf pazarlığından beri tüm kanıtlar aydınlandığı için.
If you see this all the way to the end, reasonable people will think the better of you for it.
Sona doğru giden bu yolu görüyorsan mantıklı insanlar onun için senden daha iyisini düşünecektir.
Hey, in case you forgot, Hanna just ran over the guy who really is to blame for all of this.
Unutmuş olabilirsin diye söylüyorum, Hanna bütün bunların suçlusu olan adamı ezdi.
"All you maidens hede my warning never trust the hearts of men they will crush you like a sparrow leaving you to never mend"
Tüm genç kızlar uyarımı duyun asla erkeklerin sevgisine güvenmeyin. Serçe gibi ezerler sizi. Sizi asla iyileşmemek üzere terk ederler.
I care about all of you so much, really, and I don't want you to hurt.
Hepinizi gerçekten çok önemsiyorum ve hiçbirinizi incitmek istemiyorum.
- Maybe we should all try to, you know, take our egos out of it.
- Belki hepimiz egomuzu buranın dışında tutup düşünmeliyiz.
While the rest of you get to have all the fun battling Nazis.
Siz de o sırada gidip Nazilerle savaşarak eğlenin.
I would love to explore all of this with you, but I have a circumcision to perform.
Sizinle tüm bunları keşfetmek isterdim ama gerçekleştirmem gereken bir sünnet var.
So, you show up at Jayma's wedding looking all Danny Zuko in a leather jacket that literally came out of space, clutching my old camp letter to your heart, saying you can't stop thinking about me.
Jayma'nın düğününe geliyorsun Danny Zuko gibi deri ceketini kuşanmışsın resmen gökten düşmüş gibi kampta yazdığım eski mektubu kalbinin üstünde tutarak beni düşünmeden duramadığını söylüyorsun.
But I need you to think about how dangerous it is, for all of us, for you to be sleeping with a man... That man... at this time.
Böyle bir zamanda onunla yatmanın, senin için ve hepimiz için ne kadar tehlikeli olduğunu düşünmeni istiyorum.