To date traduction Turc
8,519 traduction parallèle
Of all the Snowden disclosures that have come out to date, the one that will have the greatest long-term impact is the revelation that the NSA has been subverting cryptographic standards and making the internet less secure.
- Soghoian : Of tüm Snowden açıklamalar Bu, bugüne kadar gelmiş sahip olacak biri En büyük uzun vadeli etkileri vahiy olduğunu NSA altüst olmuştur vardır kriptografik standartları ve İnternet daha az güvenli hale.
... she used to date this guy, Ken, or whatever, I'm not sure.
Eskiden adı Ken miydi neydi onunla çıkmıştı. Pek emin değilim.
There was a young lady that he used to date that he ran into today... that I thought was pretty damn awesome.
Eskiden çıktığı bir kızla bugün tekrar karşılaştı ve bence bu müthişti.
Looks like Amy and Aaron used to date.
Neden o çocukla takılıyor ki?
I am convinced that this will be our most celebrated season to date.
Bu sezonun bizim için en büyük sezon olacağına ikna olmuş durumdayım.
Maybe you get to date a hot Korean guy as a free option.
- Belki seksi bir Koreli erkekle çıkma alternatifin de olur.
And, you know... I've been told it's not good to date someone in the band... but honestly, I don't think it's hurting our sound, right?
Biliyor musunuz bana gruptan biriyle sevgili olmanın kötü bir şey olduğunu söylemişlerdi ama doğrusu müziğimizi pek etkilediğini düşünmüyorum, sizce de öyle değil mi?
We have to remind our viewers that we're watching this as it unfolds and we'll try to keep you up to date as to what exactly is going on.
Olup bitenden sizi haberdar etmek için gelişmeleri dakika dakika takip ettiğimizi siz izleyicilerimize hatırlatalım.
Listen, she is a girl that I used to date.
Dinle, O kız eskiden buluştuğum biriydi.
Louis, Pennsylvania numbers, I need them up to date and two days ago, so work it out.
Louis, Pennsylvania sayıları. 2 gün önce güncellenmesi gerekiyordu. Hallet o işi.
You're just freaked out because there's a possibility you may not be equipped to date someone who's HIV positive.
Sinirlisin çünkü HIV'li olan biriyle çıkmaya hazır olmama ihtimalin var.
Please. I find it hard enough to date girls who do speak English.
İngilizce konuşan kızlarla çıkmak bile bana zor geliyor.
The ensuing gun battle cost dozens of men... but in the end, it got us our biggest victory to date, the first of the Medellín kingpins :
Çatışmalarda onlarca can kaybı yaşandı ama en sonunda o zamana kadarki en büyük zaferimizi elde ettik. İlk yakaladığımız Medellín patronu :
But I used to date this guy, and Gabriel told me he was married, and he had never met him - - he just knew.
Ama önceden çıktığım bir adamın evli olduğunu söylemişti ve haklıydı. Ama adamla hiç tanışmamıştı bile.
So what made them start to date?
Onların ilişkileri nasıl başladı peki?
To our second date.
İkinci buluşmamıza.
I mean, i-i-i knew you know, the date her car insurance needed to be renewed and her social security number...
Yani... demek istediğim araç sigortasının ne zaman yenilenmesi gerektiğini biliyordum kimlik numarasını da biliyordum...
I was going to meet someone on a date, when Tom called and told me what happened.
Bir randevuda buluşacaktım, Tom arayıp ne olduğunu söylediğinde.
Well, I'd love to think that, but they have the same date on them and I was paid last month.
Öyle olmasını çok isterdim ama aynı tarihe yazılmışlar ve geçen ayın ödemesini almıştım.
I need you as my friend, and I trust my friendship, no matter how lowly obtained, is preferable to a date with the gallows as a traitor to your king.
Size dostum olarak ihtiyacım var. Ne kadar mütevazı elde edilirse edilsin dostluğuma güveniyorum ki kralınıza ihanet eden bir hain olarak darağacındaki bir randevuya da tercih edilir.
I date you to pay Shoman, Release me from my badge
Sana olan borcum ödendi şaman. Artık beni serbest bırak.
As soon as we agree on a date with the Russian delegation, you will be the first to know.
Rus yetkililerle tarih üstünde uzlaşır uzlaşmaz size haber vereceğiz.
- No, seriously, it's why it's taken me this long to ask you out on a date.
Cidden, bu yüzden sana çıkma teklif etmek için bu kadar bekledim.
I will back-date it to the day we left England, so there will be a substantial sum of money waiting for you when you get home.
İngiltere'ye haber vereceğim. Ve eve dönünce büyük bir meblağ para senin olacak.
definitely the first date i've had in a junkyard. i like to take a girl to a i like to take a girl to a place she's never been before. definitely the first date i've had in a junkyard.
Çöplükte randevulaştığım ilk kişisin.
I know I bailed on our last date because of work, which is a terrible excuse and now I'm coming to you with a favor.
Son randevumuzda seni iş yüzünden ektiğimi biliyorum ve bunun berbat bir bahane olduğunu da hatta bir de üstüne senden yardım istiyorum.
We are forced to make do with substandard and out-of-date equipment.
Eski ekipmanlarla yetersiz işler çıkarmak zorunda kalıyoruz.
The King decided this date according to astrology, on his death bed.
Bu tarihe, Kral ölüm döşeğindeyken falcıyla birlikte karar verdi.
' The couple doesn't get to fix the date your grandma will fix it.
Tarihi çiftler belirlemez, bunu büyükannen belirleyecek.
Getting you a date to prom is so hard that the hypothetical idea itself... is used to cut diamonds.
Seninle baloya gidecek bir kız bulmak deveye hendek atlatmaktan... çok daha zor.
So, now we're broken up... and I don't have a date to prom the week before prom... and my best friend is off doing God knows what... thinking that I betrayed her, which is something I would never do.
Onunla ayrıldık... ve baloya bir hafta kala kavalyesiz kaldım. En iyi arkadaşım kayıp, kim bilir ne yapıyor... ona ihanet ettiğimi düşünüyor, ki bunu asla yapmam.
Five seconds ago, you couldn't get a date to prom if your life depended on it.
Beş saniye önce, baloya gidecek adam bulamıyordun.
But I was supposed to be his date to the white party!
Ancak ben zaten bu tarihte onun beyaz partide olacağını tahmin etmiştim!
I know we're coming at this backwards, but we can't commit to a firm launch date with so many unknowns.
Bu konuda durmadan geri dönüş yaptığımızın farkındayım ama pek çok bilinmeyen noktasıyla kesin bir fırlatma tarihini sunamayız.
Joyce carol oates writes the best book of her career And sue grafton moves the release of her new mystery To the same date.
Joyce Carol Oates kariyerinin en iyi kitabını yazıyor ve Sue Grafton son gizem kitabının yayınını aynı tarihe çekiyor.
Guess who saw your picture And really wants to go on a date with you.
Tahmin et resmini görüp de seninle buluşmak isteyen kim?
Way to make a girl feel good before a blind date.
Gerçekten mi? Kör buluşmadan önce bir kadını iyi hissettirmenin yolu bu mu?
Well, this old girl is about to go on a date With an appropriate-aged fellow Whose references i might actually comprehend.
Bu eski kız kavrayabildiğim birinin referansı olan uygun yaşlı herifin biriyle buluşmak üzere.
To begin, we are doing a teaser campaign, and we're thinking about sending Swedish Fish to bookstores around the country maybe six weeks before the publication date.
Başlangıç için, tanıtım kampanyası yapıyoruz. Yayınlanma tarihinden 6 hafta önce ülkedeki kitapçılara İsveç Balığını göndermeyi de düşünüyoruz.
Well, I suggest you pick one soon, or we'll have to push the pub date.
En kısa zamanda bir tanesini seçmeni öneririm, yoksa baskı tarihini ertelememiz gerekecek.
We have a date. And, we are going to trial.
Tarih belli ve o gün duruşma olacak.
I just need to have you sign here and put today's date, please.
Bugünün tarihi yazıp imzalarsanız tamamdır.
And what kind of a man shows up to a date in board shorts?
Kim randevuya mayoyla gelir ki?
If you communicate and you talk to me when you find out that it's not a good date, you tell me then, so I can change things.
Eğer iletişim kurarsan ve benimle konuşursan bunun iyi bir tarih olmadığını bana sonra söylersen böylece bende olanları değiştiririm.
Then we will go to a group date with actresses!
O zaman aktrislerle toplu randevuya çıkarız.
Some psycho is sending you weird text messages and performs this extremely disturbing form of cyber foreplay, and you want to go on a date with him?
Manyağın biri sana tuhaf mesajlar atıyor ve son derece rahatsız edici bir şekilde sanal ön sevişme versiyonunda yapıyor. - Sende bu adamlarla çıkmak istiyorsun?
We're trying to have another baby, and the time is right, so we had a very important date to keep.
Anlatmadım mı? Bebek yapmaya çalışıyoruz ve şu an uygun durumdayım. Bu yüzden takip etmemiz gereken önemli bir program var.
Right, right, so you went on a group date with a bunch of ugly chicks to make yourself look good, and you tricked a guy.
Yani kendini güzel gösterebileceğin çirkin kızlarla dolu bir randevulaşmaya gittin ve adamı oyunu getirdin.
If things go wrong, I'll blow this whistle and call the date - before they have a chance to get to know us.
Eğer işler yolunda gitmezse bu düdüğü öttürüp, kızlar bizi tanımadan önce randevuyu iptal ederim.
You want us to crash your date?
- Randevunuzu bozmamızı mı istiyorsun?
I'm going to let you get ready for your date, Liam, but please be careful.
Seni randevuna hazırlanman için yalnız bırakıyorum Liam ama lütfen dikkatli ol.