Toad traduction Turc
1,147 traduction parallèle
Come on, you old toad.
Hadi, seni bunak kurbağa!
Quick! We're going to have toad stew.
Kurbağa yahnisi yiyeceğiz.
Oh, I wish I'd stayed a toad.
Keşke kurbağa olarak kalsaydım.
- Say your prayers, toad face.
- Son duanı et kurbağa surat.
You blew it, toad face!
Sonun geldi kurbağa surat.
Hey, you understand any English, toad face?
Dilimi anlıyor musun kurbağa surat?
Okay, toad face.
Peki kurbağa surat.
- What a toad.
- Aptalın teki.
You sugar-legged toad, I beat you!
Suratsız herif! Sana gününü göstereceğim!
If you drink you'll burst like a toad.
Eğer içersen kurbağa gibi olursun.
He's ugly. He looks like a toad.
Çirkin aynı kurbağaya benziyor.
I had to live with that squealing, corpulent little toad all these years!
O ciyaklayan kurbağa ile yıllarca yaşamak zorunda kaldım.
Oh, uh, Big Red... you know, I've been thinking. Remember about a month ago, one night you came back from swapping recipes... strangely, how could I say, horny as a toad.
Koca Kızıl bilirsin, düşündüm de hatırlarsan geçen ay bir gece yemek tarifi takasından döndüğünde garip bir şekilde, nasıl desem sen azmış bir vaziyette geldin.
The toad,
Otlubağa sesi.
That's a crock of shit, you lying toad!
Bunların hepsi bir yığın pislik! Yalan söylüyorsun, adi herif!
Here comes Mr. Toad.
Bay Kurbağa geliyor.
I'm not tryin'to kill her! I'm tryin'to save her, you toad!
Kurtarmaya çalışıyorum...
an invitation from Queen, for Alice. - the lacayo-toad repeated. -
"Kupa Damı'ndan Alice için bir davet" diye tekrarladı Kurbağacık.
That toad. He told me this was a nightclub with leather banquettes and a dressing room with a door on it!
O puşt burasının deri koltukları ve soyunma odasının kapısı olan bir gece kulübü olduğu söylemişti!
Three Toad Sloth
Üç Gözlü Kurbağa şaşırır.
The toad's a celebrity, a big star.
Bizim kurbağa yavrusu meşhur oldu. Büyük yıldız oldu.
Now he even sounds like a toad.
Şimdi tam kurbağa oldu.
I called him a toad.
Yavrusu dedim.
You remember Richie, don't you, toad?
Richie'yi hatırladın mı, yavrucuk?
Just think, toad, you could've made it an even dozen and really been famous.
Düşünsene yavrucuk, sen de aynı şekilde ünlü olabilirdin.
Come on, Toad.
Hadi yavrucuk.
Toad, wait!
Bekle, kurbağacık!
There is the poisonous sea toad, Bufo marinus the same animal Lucrezia Borgia used made even more toxic by frightening it with a stinging sea worm.
Bufo marinus var, zehirli deniz kurbağası,..... Lucrezia Borgia'nın kullandığı hayvanın aynısı,..... ısıran bir deniz kurduyla korkutup, daha fazla zehir almışlar.
Don't go boinging around the house just yet, toad boy.
Sevinçten hemen zıplamaya başlama, kurbağa.
Ain't that right, Toad?
- Doğru değil mi, Toad?
It was the two called Toad and Billy Joe.
Toad ve Billy Joe.
What about Billy Joe and Toad?
Peki ya Billy Joe ve Toad?
Now, I plan to have me a talk with him and that Toad boy.
Şimdi, onunla ve Toad'la konuşmayı planlıyorum.
Toad, we ain't gonna kill him.
Toad, onu öldürmeyeceğiz.
There goes my Squire Toad.
İşte benim Kurbağa Prensim.
Looks like the toad overestimated the height of his living room ceiling.
Galiba kurbağa, oturma odasının yüksekliğini göz önüne almamış.
You filthy toad!
Seni pis kurbağa!
- Horny as a toad, huh?
Tavşanlar gibi azgınsın.
- you sniveling toad!
- Seni ağlak kurbağa!
- No. - I'm not a sniveling toad, am I?
- Ağlak bir kurbağa değilim değil mi?
I would rather eat Orion wing-slugs than deal with a toad-faced troll like you.
Orion kanatlı sümüklüböceği yerim daha iyi.
Excuse me, Toad?
Pardon Toad.
Thanks, Toad.
Sağol Toad.
You lying gutless son of a yellow snodbugger, toad, bellybutton...
Seni yalancı korkak sarı solucanın oğlu, karakurbağası, göbek deliği...
Breakfast off a toad?
Dalkavukluk mu edeyim?
"Turned into toad or reptile."
"Kurbağaya veya kertenkeleye dönüşmek."
So a toad like me...
Benim gibi bir kurbağa...
Careful, toad!
Kurbağalara dikkat et!
I got about as much use for it as a toad has for spit curls.
Silahtan farkı yok.
- Toad!
- Toad!
Toad, get out of my...
Çık mutfağımdan!