Toes traduction Turc
3,288 traduction parallèle
Keeps you on your toes.
Seni tetikte tutacaktır.
- ♪ Chicken bones, ice cream cones ♪ ♪ that's what makes the world go round ♪ ♪ lizard feet, trick or treat ♪
- d Chicken bones, ice cream cones d d that's what makes the world go round d d lizard feet, trick or treat d d that's what makes the world go round d d tippy toes
If you want, we can do our toes, we can do a pedicure.
Eğer istersen, manikür yapabiliriz, pedikür yapabiliriz.
Why don't you blow on her toes, see for yourself?
Ayak parmaklarına üfle de kendin gör.
Point the toes!
Parmakları göster!
He won't curl your toes, But he'd be there for the long run.
Ayaklarını yerden kesmezdi, ama uzun süre yanında olurdu.
Toes or ankles?
Parmak ucu mu yoksa topuk mu?
Okay, I gotta say toes.
Peki, parmak ucu.
- but orange toes?
- ama turuncu ayak parmakları?
But also has what appear to be a series of chemical burns on her toes. I swabbed a sample of her skin.
Ayrıca ayak parmaklarında bir dizi kimyasal yanık da göze çarpıyor.
That explains the orange toes.
Bu da turuncu parmakları açıklıyor.
Watch my toes.
Ayak parmaklarıma bak.
This place will keep you on your toes.
Bu apartman insanın her an tetikte olmasına neden oluyor.
- All her toes are normal sized, except for the one next to the pinky toe. It's... this big.
- Serçe parmağının yanındaki dışında tüm parmakları normal boyutlarda.
I don't want to tread on anyone's toes.
Başkasının işini bozmak istemem.
Toes on the line!
Hizaya geçin!
And my toes are all squishy.
Tüm parmaklarım vıcık vıcık.
Everything here's made of wood, and I like carpet,'cause it's all- - it's squishy beneath my toes.
Burada her şey ahşaptan yapılmış ama ben halı seviyorum. - Ayaklarımın altında yumuşacık oluyor.
What? You still got all your fingers and toes?
Parmakların ne durumda?
Um... My toes feel kinda tingly.
Ayak parmaklarıma sanki bir şeyler batıyor.
He wanted to suck on my toes.
Ayak parmaklarımı emmek istemişti.
Why does my ex-wife name her toes?
Eski karım niye ayak parmaklarına isim takıyor?
Yes, but sometimes I like to keep the brand evolving so consumers are more inclined to stay on their toes.
Evet ama bazen markanın evrimleşmesine izin verip tüketicilerin dikkatini canlı tutmak gerektiğini düşünüyorum.
Watch your fingers. Fingers and toes.
El ve ayak parmaklarına dikkat.
Well, I already can't feel my toes, but you know what?
Şimdiden ayap parmaklarım hissizleşti, ama biliyor musun?
Am I stepping on toes here?
Ayakta mı uyuyorum?
Uh, wait a minute, am I stepping on toes here?
Ah, bir dakika, ayak ucunda mı duruyorum burada?
Uh... can you wiggle your toes?
Parmaklarını oynatabiliyor musun?
Because if you can wiggle your toes, you're fine.
Eğer oynatabiliyorsan, iyisin demektir.
They trained us to stay on our toes.
Bizi dikkatli olmamız için eğitiyorlar.
Stay on your toes, people.
Tetikte olun millet.
Keeps people on their toes.
İnsanı zinde tutuyor.
I can actually touch my toes.
Ayak parmaklarıma dokunabiliyorum. Oh.
You know, I have ten fingers and ten toes.
Bak şimdi, 10 el, 10 da ayak parmağım var.
I was hoping for some sand between my toes.
Parmaklarımın arasına azıcık kum girseydi bari.
What did you do to me? I can't feel my toes.
Ayak parmaklarımı hissedemiyorum.
Where are my toes?
Parmaklarım nerede?
I can't feel my toes.
Parmaklarımı hissedemiyorum.
Can you wiggle your toes for me?
- Ayak parmaklarını oynatabilir misin?
Got ten little fingers and ten little toes.
On tane parmağı, on ayak parmağı var.
Watch your toes.
Ayak parmaklarınıza dikkat edin.
This is what keeps you on your toes.
İşe dört elle sarıImanı sağlayan şey bu.
Everyone needs to be on their toes for my wedding year.
Düğün yılım için herkesin hazır ve nazır olması gerekiyor.
Oh, and Stephens, keep your toes tucked in bed tonight.
Ve Stephens, bu akşam ayaklarını yataktan çıkarma.
"Toes" Kittridge?
- Toes Kittridge mi?
And I'm hearing that Toes Kittridge wants a trade out of Denver.
Toes Kittridge'in Denver'dan ayrılmak istediğini duydum.
Look, I'm close on Toes Kittridge.
Toes Kittridge'ı almaya yakınım.
Just get Toes.
- Toes'u al sen.
Toes Kittridge's agent's blocking the deal - - won't even take it to him.
- Toes Kittridge'in menajeri anlaşmayı engelliyor, ona götürmeme bile izin vermiyor.
You better, because if Toes isn't wearing a Hawks uniform by Sunday, you're out.
Çünkü Toes pazar gününe kadar Hawks üniforması giymiyorsa işin bitti demektir.
You blocked the deal with Toes Kittridge.
Toes Kittridge'la olan anlaşmamı engelledin.