Toma traduction Turc
152 traduction parallèle
- Toma! Where are you?
- Neredesin?
- Toma, Sing out!
- Ses ver. - Hey!
Toma.
Toma.
Just that one that came for Tom.
Sadece şu Toma gelen var.
To respond to this outrage, and at the request of Franco, Cardinal Goma y Toma, Primate of Spain, sends a collective letter to the bishops around the world :
Franco'nun isteği üzerine bu öfkeye bir yanıt vermek için İspanya kardinali, Goma y Toma dünyadaki tüm piskoposlara bir mektup gönderdi.
Svetlana TOMA as Rada
Svetlana TOMA, Rada rolünde
Her brother Toma heard her playing on it and said, " Let me try.
Kardeşi Toma onu çalarken duydu ve dedi ki : Bana da ver.
Toma, baby.
Toma, Bebeğim.
At Thomas'
Toma'nın meyhanesinde
At Thomas'
Toma'nın mekânında
Join us over at Thomas'listen to my baglamas
Gel bu akşam Toma'nın mekânına bağlama çalayım sana
Over at Thomas'we'll get stoned together
Toma'nın mekânında bulacaz kafamızı
I slayed Thomas.
Toma'yı boğazladım.
Over at Thomas'we'll get stoned together but if you want to grasp the feeling let our Babis do the healing
Toma'nın mekânında bulacaz kafamızı ama anlaman için anlatacak, Babi sana
Join us over at Thomas'listen to my baglamas
Gel bu akşam Toma'nın mekânına çalayım sana bağlama
Toma! Sorry,
- Özür dilerim.
- Toma! Toma!
- Seni kahrolası.
Toma! Notes
Kahrolası.
- Toma!
- Toma!
Toma, what have you been drinking?
Toma, içki mi içtin sen?
Who is Toma?
Toma hanginiz?
Is that so, Toma?
- Doğru mu duyduklarımız Toma?
You are that Toma?
Toma sen misin?
What's the matter Toma, is everything allright?
Ne oldu Toma, her şey yolunda mı?
Come, you'll eat. Toma.
Haydi annene git!
Yes Toma.
- Var. Al.
Toma.
İşte böyle!
traca tra traca tra ay, ole arsa y toma tran trabili trabili tran tran tran trabili trabili trero arsa y toma, arsa y toma trabili tran
traca tra traca tra ay, ole arsa y toma tran trabili trabili tran tran tran trabili trabili trero arsa y toma, arsa y toma trabili tran
Give me that. Toma, Jose.
Toma, Jose.
It's called a doma, doma... Epidural hematoma.
- Adına şey deniyor, toma, toma...
Toma, takes the weapon.
Al, şu silahı tut.
Come on, Mom... I'll clean the thomas coop every day!
Hadi anne... toma dışkısını her gün ben temizlerim!
I leave and a thomas.
Sana bir toma bile ödünç veririm. ( Toma : İki ayaklı bir binek hayvanı. )
- Toma.
- Toma.
Toma, that's nice.
Toma, bu daha iyi.
Toma mi? Of.
Al bakalım.
Toma.
Buyur.
Toma, fills this I will not have drug addicts in my house
Buna işe Evimde uyuşturucu bağımlısı istemiyorum.
Everything was fine until my Toma was born...
Oğlum Toma doğana kadar her şey yolunda gidiyordu.
She thinks my Toma is Daniel's son and she is his grandmother.
Oğlum Toma'nın Daniel'den olduğunu ve çocuğun büyükannesi olduğunu iddia ediyor.
Toma. Do not touch that!
- Dur dokunma ona, hayır dokunma.
Toma.
Evet.
# Toma to J.C where it wants that you go #
İsa Mesih'i gittiğiniz her yere götürün.
As it turns out, our good friend Catalina was a world away... preparing to make her journey to America.
Biz bunları düşünürken, İyi arkadaşımız Katalina da dünya turuna çıkmıştı, Amerika'ya gitmek için hazırlanıyordu. Toma.
Toma.
Buyurun.
Toma.
Al -
Toma.
Al.
Toma.
buyur
Poor little toma-woma-boy.
Zavallı yavrucuğum benim.
Toma.
Hadi, sümkür.
Toma.
Sana altı tane torba.