Tonda traduction Turc
353 traduction parallèle
You can hear her sanctimonious tone saying what a self-sacrificing mother she is.
Nasıl fedakâr bir anne olduğunu anlatırken kutsal bir tonda konuşmasını bir duysaydın.
I won't tolerate that tone toward Dean Lightcap.
Dekanla bu tonda konuşamazsın.
The tune is the same but it's in a different key.
Nağme aynı ama farklı bir tonda.
Nobody's ever used that tone with me!
Şimdiye kadar, hiçkimse benimle bu tonda konuşmadı!
- About 20 ounces to the ton.
- Her tonda yarım kilo kadar.
Speak to her in a more natural tone.
Onunla doğal bir tonda konuş.
- The same as yours!
- Sen de aynı tonda konuşuyorsun!
- Don't use that tone with him
- Onunla bu tonda konuşma.
Only relatives or creditors ever ring... in that Wagnerian manner.
Sadece akrabalar ya da alacaklılar zili böyle Wagner vari bir tonda çalar.
Not when you speak to me in that tone.
Bu tonda konuşursan yapmam.
And do take that tone out of your voice.
Ve bu tonda konuşma Tracy.
"... 200mg per 10 tons, 15th June, 1927. "
"Her 10 tonda 200 mg. 15 Haziran 1927."
I don't think Allison can be feeling quite as sure of himself as he did when he sounded off at the church.
Allison'un kilisedeki yüksek tonda konuşan halinin devam ettiğinden şüpheliyim
I wish you wouldn't take that tone with Eddie.
Keşke Eddie ile o tonda konuşmasaydın.
You're in no position to use such a tone. But I'm a affable man.
Bu tonda konuşacak konumda değilsin ama ben nazik bir adamım.
Don't address me in that tone of voice.
Benimle bu tonda konuşmayın.
- Because he said it complacently.
- Çünkü memnun bir tonda söyledi.
Do you pronounce the surname differently, you know, in a slightly lower tone?
Soyadını farklı mı telaffuz ediyorsun, yani daha alçak bir tonda mı?
Well, for 55 days we played the same tune.
55gün aynı tonda çaldık.
- Don't use that tone with me.
- Benimle bu tonda konuşmayın.
What about Tonda?
Tonda'dan ne haber?
Tonda.
Tonda.
Now, don't use that tone to me.
Benimle bu tonda konusma.
What shade of red should I mix?
Hangi tonda kırmızı hazırlamalıyım?
At the Ebisu Shrine in Tonda.
Tonda'daki Ebisu Shrine'de.
Oh, that's just beyond Tonda.
Tonda'nın biraz ötesinde.
It's only a stone's throw from Tonda.
Tonda'dan sadece bir taş atımı uzaklıkta.
Starting this year, the New Year's Fair in Tonda is under the control of Boss Iwagoro of Agata.
Tonda'da bu yıl başlayan Yeni Yıl Fuarı.... patron Iwagoro Agata'nın kontrolü altında.
They all showed up after you left for Tonda.
Sen Tonda'ya gittikten sonra hepsi ortaya çıkıverdi.
I was supposed to keep quiet, but this guy cleaned us out in Tonda.
Duyulmaması gerkiyordu ama bu adam Tonda'nın dükkanından çaldı.
You used to sing them out, in a different tone. You must admit you've changed, my love.
Eskiden farklı bir tonda, şarkı söyler gibi okurdun.
Do not address me in that tone.
Benimle bu tonda konuşamazsın.
Some of them to one tune, some of them to another.
Bazıları başka bazıları başka tonda.
Do not take that tone with me.
- Benimle bu tonda konuşmayın.
From this we can really start work. It's your friend Tonda.
Bu ifadenin üzerinden işe başlayabiliriz.
The Party clears up every misunderstanding.
Yazan, arkadaşın Tonda. Parti, yanlış anlaşılmalara açıklık getirme kararı almıştır.
Dagny Juell... described by Strindberg as... "tall, thin, haggard from liquor and late hours " speaking with a drawling voice broken as if by swallowed tears
Dagny Juell Strindberg'in tanımlamasıyla uzun, ince, likör ve geç saatlerin etkisiyle bitkin ağır bir tonda konuşan, sanki göz yaşları bastırılmış gibi kırgın bir Meryem Ana tasviri olan ve erkekleri deliye çeviren bir kahkaha.
It's all the same tone ofvoice.
Hep aynı tonda söylüyorsun.
You say that like it's a negative.
Ama bunu neden olumsuz bir tonda söylüyorsun?
Solemn, belligerent, full of Roman pride. I didn't have any Roman pride because I'm from Viterbo.
"Romalı gururuyla titreyen, ciddi ve askeri tonda", yeterince Romalı gururu taşımıyordum.
Don't you dare speaking in that tone to my wife!
Benim karımla bu tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!
That's why I'm heralding this tone
Bu tonda çalarak haber veririm!
It's the same shade as the fabric.
Kumaşla aynı tonda.
All right, then, I'll ask it in another tone.
Pekala, başka bir tonda sorayım.
Now I could never be sure... but I thought that I heard the sound of taps being played... gently.
Şimdi kesin emin olamasam da teypten bir cenaze marşı çalındığını hatırlar gibiyim. Hafif tonda.
I love to hear you moan, even softly.
İnlemelerin çok hoşuma gidiyor. Çok yumuşak bir tonda olsa bile...
Maybe so, but don't use that tone of voice with me.
Belki öyledir. Ama bir daha benimle o tonda konuşma!
I think you ought to use a different tone of voice with me.
Bence benimle farklı bir tonda konuşmalısın.
Maybe you ought to try whistling that tune you used at Crystal Lake.
Belki Kristal Göl'de kullandığın tonda ıslık çalmayı denesen iyi olur.
"Rimmer", to rhyme with "scum".
"Rimmer", "pislik" le aynı tonda.
I deserve some happiness, so don't talk to me like that.
Artık biraz mutluluğu hak ettiğimi düşünüyorum. Onun için benimle o tonda konuşma.