Top priority traduction Turc
536 traduction parallèle
transferring vessels is top priority!
Havadan, yüzeyden ve sualtından saldırıya karşı hazır olun! Ana motorun çalıştırılma işlemine geçin. Uzun menzilli ışın bombardımanına hazır olun.
Migration of crew takes top priority.
Personelin transferi şu an en yüksek öncelikte.
Safeguarding Eva-01 is top priority!
Birim 01'i korumak en yüksek öncelikte!
Your top priority is their looks? Why do you care so much about looks when you're already dead?
Aradığın ilk özellik dış görünüş mü?
Top Priority?
En öncelikli mi?
That should be our top priority!
En birinci önceliğimiz bu olmalı!
Top priority, I suppose.
Öncelikleri var tabii.
From all parts of the globe, under top priority came every facility and scientific help the world governments could furnish.
Dünyanın her yanından hükümetlerin verebildiği her olanak ve bilimsel yardım geldi.
They have top priority.
En üst düzey öncelikleri var.
The repair of my train is to take top priority, Major.
Trenimin onarılması yüksek önceliklidir, Binbaşı.
The colonel gave orders for it to be given top priority. He's got it.
Albay bu tren için üst düzey emirler verdi.
Top priority. Absolute security.
Üst düzey öncelikli.
- Captain Kirk. Message from Starfleet Command. Top priority.
- Uzay Filosu Komutanlığından mesaj.
Get together what you need and beam down here with it. - Top priority. - Aye, captain.
İhtiyacın olanı hazırla ve buraya ışınlan.
I shall give it top priority.
Buna birinci derecede öncelik vereceğim.
The mental and physical state of this crew are your top priority.
Mürettebatın akli ve fiziksel durumu sizin ilk önceliğiniz.
Top priority.
Çok önemli.
This job gets top priority at all times.
Bu işe daima öncelik tanınacak.
He's given me full powers and top priority.
Bana tam yetki verdi.
This gets top priority.
En önemli işiniz bu.
Tell'em it's top priority.
Onlara söyle mutlak önceliklidir.
Damn it, Harry. This is top priority. We've got to get these electrical systems back on the beam.
Kahretsin Harry, bu elektrik sistemlerini önceye almalıydık.
Moss, get hold of the War Office, top priority.
Moss savaş bürosunu ara, öncelikli.
That had top priority, Admiral.
Midway her şeyden daha önemli.
Give top priority to capturing one of those patrol pilots.
O devriye pilotlarından birini yakalamaya öncelik verin.
Top priority!
Öncelik verin!
Top priority!
Öncelik arz ediyorum!
Top priority.
Önceliklidir.
- It's top priority...
- Bu çok önemli.
That's our top priority.
En öncelikli işimiz bu.
This is top priority.
Bu en öncelikli şey.
That's top priority.
Bu öncelikli bir görev.
I guess for those guys, protecting their mother's good name wasn't a top priority.
Sanırım o çocuklariçin, annelerinin şerefini korumak pek önemli değildi.
The lovely is higher priority, and the gorgeous is A1 top priority.
Şirin'de önem sıranız daha yüksektir. Gösterişli'de ise en önemli sizsinizdir.
These utilities are our top priority today.
Bu kuruluşlar bugün öncelikli.
Yes, top priority. I'm expecting confirmation.
Sanırım tasdik biraz önce geldi.
I told you to give this investigation top priority.
Sana bu soruşturmaya öncelik vermeni söylemiştim.
This is a top priority.
Bu iş yüksek önceliklidir.
The President has made this a top priority.
Başkan bunun mutlak bir öncelikle yapılmasını istiyor.
Face it, saving sea mammals is not people's top priority.
Gör artık, deniz memelilerini kurtarmak kimsenin önceliği değil.
- This project is our top priority.
- Bu bizim en öncelikli projemiz.
Your top priority is to protect the Cardassian treaty.
Ana önceliğiniz, Cardassian anlaşmasını korumak olmalı.
Later we got something that said you were top priority.
Sonra, senin en büyük önceliği taşıdığı haberini aldık.
Yes, Doctor, that will be your top priority.
Evet, Doktor, bu sizin birinci önceliğiniz.
We'll leave a probe behind to study it, but the distress signal from Ligos Vll has top priority.
Enerji alanını araştırması için sınıf 4 bir sonda bırakalım. Ligos 7'den gelen yardım çağrısı önceliğe sahip.
Top priority of the summer.
Bu yazın en önemli konusu.
Give that top priority!
En yüksek yoğunlukla!
- We're still top-priority, aren't we?
- Hala öncelikliyiz, değil mi?
This is a top-priority order from Gen. Slater.
General Slater'ın emrini iletiyorum.
Top priority.
En hızlı gemiye ve en iyi adamlara ihtiyaçları var.
Utilities are our top priority today.
- Tamam.