Tote traduction Turc
183 traduction parallèle
Powerful heavy to tote.
Taşımak için çok ağır.
Will you want to tote lunch?
Öğle yemeği için sepet isteyecek misin?
- And tote it here?
- Onu buraya mı getireceksin?
- Tote it here and raise it.
- Burada kalacak ve onu besleyeceğiz.
But he didn't have nothing to tote it in.
Fakat hiçbirşey yakalamadan sepeti boş döndü.
When these tobacco plants come up, we won't have to tote water no more.
Şu tütün fidanları büyüdüğü zaman, daha az suya ihtiyacımız olacak.
Tote that barge
Dubayı taşımak
Johnson's lined up the tote clerks to help me there.
Johnson bana orada yardım edecek bahis görevlilerini ayarladı.
That boy need help to tote all that corn.
O çocuğun bütün o mısırları taşımak için yardıma ihtiyacı var.
You can leave him or tote him, but I ain't.
İster bırak, ister taşı. Ben taşımıyorum.
- Darling, you going to the tote?
- Sevgilim bahis oynayacak mısın? - Evet.
I'll take you to the tote, then we go to the paddock looking proud.
Ben seni bahislere götüreyim, sonra da birlikte gururla padoğa geçeriz.
Tote... arms!
Silah çek!
Men on a road With a load to tote heard
Sırtında yük taşıyan Yoldaki adamlar duymuş
Tote that barge, block that ad. Clean out that basket.
"Kalıpları taşı, ilanları bas çöp kutusunu boşalt..."
And I'll tote your gin bottles out after midnight so no one sees.
Cin şişelerini gece yarısından sonra dışarı çıkarırım kimse görmesin diye.
Pack all the water we can tote.
Taşıyabildiğiniz kadar su alın.
We'll tote'em for you, ma'am.
Taşıyalım mı bayan?
They showed a lot of kindness to their own wounded and would tote'em on their back, and two or three would carry'em, although they were weak themselves.
Yaralılarına nezaket gösterdiler ve onları sırtlarına aldılar. Bedensel olarak zayıf olmalarına karşın, ikisi ya da üçü birlikte taşıdılar.
I tote and load the ammo for the M-16s, okay, man?
Ben M-16'ların mermilerini taşıyıp doldururum. Tamam mı?
First, tell them about the Tote organisation...
İlk önce Tote örgütü hakkında konuşmuş..
Are we to help you tote the bales?
Balyaları mı taşıyacağız?
She has to tote all that fat around.
Zavallı şey.
But I'll love you longer, stronger Where your friends don't tote a gun
# Arkadaşlarının silah götürmediği yerlerde daha çok seveceğim seni #
Ladies, we're gonna eat soon as we finish this tote.
Bayanlar, taşıma işi biter bitmez yiyeceğiz.
There wasn't hardly a flutter on the tote board from the time the first odds were posted
İlk bahisler geçilene kadar, panoda bir kıpırtı bile olmadı.
There ain't enough action to tickle the tote board, and you claim a 10 grand win
Panoyu gıdıklayacak kadar bile bir hareket olmadı, ve sen bana 10 bin dolarlık bir kazandığını söylüyorsun.
Tote bags?
Alışveriş torbalarını mı?
They called us'cute,'and I was right there... and they were out of tote bags.
Bize "cici" dedi, ben de oradaydım işte. Markalı torbaları da kalmamıştı.
So they let you tote that record player down there, huh?
Yani pikabı aşağa, yanına almana izin mi verdiler?
But I still get a tote bag, right?
Ama çantadan alacağım, değil mi?
- Jerry, where are the tote bags?
- Jerry, çantalar nerede?
Well, I'm not leaving without tote bags.
Söz verilmiş çantalar olmadan ayrılmıyorum.
I was promised tote bags, and tote bags I shall have.
Bana çanta sözü verilmişti, ve çantaları almalıyım.
- Tote board`s heavy.
- Durumumuz nasıl?
Tote that barge! Lift that bale!
Daha yapılacak çok iş var!
I can help you tote it if I don't give out first.
Senden önce yorulmazsam, taşımana yardım edebilirim.
But I fixed that washing machine so that boy ain't gotta tote laundry no more.
Çamaşır makinesini tamir ettim. Artık oğlunuzun çamaşır taşıması gerekmiyor.
Every one of them is getting ready to fistfuck God's ex-planet lick their fingers clean as they reach out toward their pristine cybernetic keyboards to tote up their fucking billable hours.
Onların hepsi tanrının eski gezegeninde kalacaklar parmaklarını yalayıp kendi ilkellikleriyle sibernetik klavyelerinde faturalanmış saatlerini geçirecekler.
How many jars you reckon you can tote?
Ne kadar kavanoz taşıyabilirsin?
♫ Tote that barge, lift that bail. ♫
Tut şu filikayı, dök şu suyu,
You got Akenubis T-shirts, Akenubis tote bags, Akenubis breath mints, Ak...
Akenubis t-shirtleri, Akenubis çantaları Akenubis nane şekeri, Ak...
Call the divorce specialists now for a consultation and free tote bag.
Danışma için evlilik uzmanlarını şimdi arayın bedava çanta kazanın.
Tote that space barge.
Şu uzay takasını indir.
You tote it real straight, now, you hear?
Doğru düzgün taşı, duydun mu?
Far as you can tote that saddle.
O semeri taşıyabildiğin yere kadar.
What? The Three Tenors tote bag?
Üç Tenor taşıma çantası mı?
I've been in the market for a tote bag for years. I just didn't have the guts to pull the trigger.
Yıllardır taşıma çantası istiyordum ama alacak cesareti bulamamıştım.
What is the minimum donation to get that tote bag?
Taşıma çantası alabilmek için gereken minimum bağış ne kadar?
Four-The minute it's 776 on the tote board,
Dört.
Club'em down and tote them women out.
Dövün ve kadınları da dışarı atın.