Tourist traduction Turc
1,563 traduction parallèle
Behind Cuba's tourist-poster facade hides a worker giving his all.
Küba'nın turistik yüzünün arkası Her şeyini adayan bir işçi saklar
You look good. Like a tourist.
Turistler gibi güzel görünüyorsun.
Truck driver slept while driving and got in the other side of the road and crashed with a tourist bus. 166
Sürücüsü direksiyon başında uyuyan kamyon yolun karşı tarafına geçti ve turistleri taşıyan otobüse çarptı.
Here's finger prints on tourist visa eight months ago.
Parmak izlerini, 8 ay öncesine ait bir turist vizesinde bulduk.
Do you really think I have the time to be a tourist?
Gerçekten turist olacak zamanım var mı sanıyorsun?
No, of course you're not a tourist, Monsieur Frank. I can explain... please!
Hayır, tabi ki de siz turist olamazsın, Monsieur Frank.
Do you think we can ride the tourist boats?
Oh! Tursit botu kiralayabilir miyiz sence?
It's not the right time to ride the damned tourist boats... Ah?
O lanet bo için şimdi doğru zaman değil.
Do tourist groups come?
Turlar mı geliyor?
An unlicensed Mary Poppuns takes down another tourist.
Zamansız bir Mary Poppuns, bir turisti daha yere serdi.
Yes, like when they say "poofter" to mean "tourist," yes.
Anladım, "Turist" e "enayi" demeleri gibi.
All right, Corporal Venner, this is your ship. I'm just a tourist.
Tamamdır onbaşı Venner, bu senin gemin ben senin turistinim.
I got a hit from the Feds, but not a tourist.
Federallerden sonuç çıktı ama adam turist değil.
You know how it is ; tourist girls.
Turist kızları bilirsiniz.
Tourist girls...
Turist kızlar.
It's not exactly in the tourist books.
Turist kitapçıklarında adı geçen bir yer değil.
He was just some tourist or something.
Yalnızca bir turist ya da öylesine biriydi.
Bit of a tourist, I suppose.
Bir turistim, sanırım.
The next time we get a german tourist as a patient, we might want to make sure that we are able to understand what they're saying before we do any invasive procedures.
Bir daha ki sefere bir Alman turisti hasta olarak kabul ettiğimizde onların söylediklerini anlayabileceğimizden emin olmalıyız. İnvazif işlemleri yapmadan önce.
It seems the mayor of Miami doesn't like the plummeting tourist rates that come with a terrorizing maniac on the loose, so he brought me in to hook the elusive marlin that the local yahoos can't seem to catch.
Görünüşe göre Miami'nin çoğu serbest dolaşan bir manağın terör estirmesi yüzünden turist oranının düşmesinden hoşlanmıyor. Bu yüzden yerel Yahooların yakalayamadığı ele geçmez Marlin'e ( bir balık ) kancayı takmam isteniyor.
Beaver said that Logan had bought Lilly a shot glass... that he found in a tourist shop down there.
Beaver Logan'ın turistik bir mağazadan Lily'e bir içki kadehi aldığını söyledi.
So this is all about tourist revenue?
Demek bunların hepsi turist sayısının azalmaması için?
Says here he went to Thailand twice last year on a tourist visa.
Burada da geçen sene iki kez turist vizesiyle Tayland'a gittiği yazıyor.
Tatsi, all day long I work to please this officer, that diplomat, some tourist, to store up favors so if there is a time when we need help,
Tatsi, bütün gün o subayı, bu diplomatı, şu turisti... memnun etmek için çalışıyorum, bağlantı edinmek için. Yani yardıma ihtiyacımız olduğu anda arayabileceğim nüfuzlu insanlar tanıyorum.
Catch a tourist by the toe.
Yakala turisti ayağından
Today, an unidentified American tourist turned violent in a football match that took place....
Bugün, kimliği belirlenemeyen Amerikalı bir turist futbol maçında terör estirdi. Bu doğru mu?
Now, you know what that means because you ain't no tourist.
Bu ne demek biliyorsun Çünkü sen bir turist değilsin.
John Woodson, tourist. But I'm going to Peru because I'm interested in this place called Viciente.
Ama Peru'ya Viciente denen bir yeri görmek için gidiyorum.
- What's with all the tourist?
- Turistler ne arıyor burada?
Your mates aren't exactly a good advert for the Jamaican tourist board, are they?
Senin arkadaşların da Jamaika turist heyeti için pek güzel bir reklam sayılmaz, değil mi?
But he was referring to this book by Ferlinghetti... not some tourist guide.
Herif bundan alıntı yapıyordu. Ferlinghetti'den. Turist birinden değil.
People around here, they will not risk their lives for a Dutch tourist.
Buradaki insanlar hayatlarını bir Hollandalı için riske atmaz.
Perhaps you're a tourist.
Belki de bir turistsiniz.
Now, I think we'd better go inside before we become a tourist attraction.
Şimdi, turistlerin dikkatini çekmeden içeriye girsek iyi olacak.
- Wait, this says "tourist."
- Bir dakika, burada "turist" diyor.
Apparently some terrorists killed an American tourist.
Bazı teröristler, Amerikalı bir turisti vurmuş galiba.
Moroccan officials are investigating suspects... in the shooting of an American tourist.
Faslı yetkililer, Amerikalı turistin vurulması olayında şüphelileri sorgulamaya başladı.
Because of the tourist.
O turist yüzünden.
What tourist?
Hangi turist?
You're such a tourist.
Tam bir turistsin.
I want a heart - a heart of some arrogant fucking gringo tourist... pumping life back into the veins... of a little Brasileiro.
Bir kalp istiyorum. Küçük bir Brezilya'lının damarlarına hayat pompalayacak, lanet olası küstah bir yabancı turistin kalbini.
I can try tourist class for tomorrow.
Yarın için turist klasından bir yer ayarlayabilirim.
Okay, would you give me the number of the majorca tourist information?
Mallorca Turizm Bürosunun numarasını verebilir misiniz?
Who's the tourist?
Kim bu turist?
A tourist checking out the scenery.
Manzarayı kontrol eden bir turist gibi.
If he's not straight or in a relationship, or a tourist at least let him be...
Eğer o normal değilse, ya arkadaşlıkları, yâda bir turist, buna müsaade etme...
In my new suit, I'll look like a tourist.
takım elbisemle, turistte benziyorum demi kız
I'm on a tourist visa.
turist vizem var.
I've always dreamt of riding a tourist boat, like that, on the Seine.
Hayır dediysem, bu bu hayırdır. Siene'da iken hep böyle turist botun hayalini kurdum ben.
Paula, I've just arrived at Wild Willy's Old Western Town... beloved tourist attraction in Tucson, Arizona.
Çekime topraktan başlayacağım ve 45 derecelik açıyla sağından alacağım. Tamam. Steve, caddeye doğru işaret ettiğimde soldan almanı istiyorum.
Maybe she's a tourist.
Belki turist olabilir.