Tower traduction Turc
7,008 traduction parallèle
What was I supposed to do, Nicky, lock you in a tower?
Ne yapmam gerekiyordu, Nicky, kaleye falan mı kilitleseydim?
You see behind the fountain, that tower that looks like a pyramid?
Çeşmenin arkasındaki piramide benzeyen kuleyi gördün mü?
And yet, with hair like that, they can't help but tower.
Yine şu saçla kule gibi görünüyorlar.
As commander of the Shadow Tower, he kept the wildlings away.
Gölge Kule'nin kumandanı olarak yabanılları püskürtmüştür.
Kayano, let's compute how large is the angle of the Leaning Tower of Pisa.
Kayano, Pisa Kulesi'nin halkalarının büyüklüğünü hesaplayalım.
Rick : The flare was towars the water tower.
Fişek, su kulesinin oradan atıldı.
I want to volunteer to be one of the lookouts in the clock tower.
Saat kulesindeki gözcülerden biri olmaya talibim.
There are no lookouts in the clock tower. - What?
Saat kulesinde gözcü yok ki.
We need a lookout in that tower right now, 24 / 7.
O kuleye derhâl, 7 / 24 bir gözcü konması gerek.
I think Sasha might have spent the night in the tower.
Sasha tüm geceyi kulede geçirmiş sanırım.
I knew somebody was already in the tower. I asked.
Birinin kulede olduğunu bildiğim için sordum ben de.
You really want to wait till someone in that tower has to take care of it?
Kuledeki birinin icabına bakacağı günü mü beklemek istiyorsun cidden?
Living in a tower so high, it touches the clouds.
Bulutlara uzanan yüksek bir kulede yaşıyoruz.
If you're ever in trouble, light a candle in the highest window of the broken tower.
Kendinizi tehlikede hissederseniz kırık kulenin en yüksek penceresinde bir mum yakın.
Climb to the top of the broken tower.
Kırık kulenin tepesine çık.
If you're ever in trouble, light a candle in the highest window of the broken tower.
Kendinizi tehlikede hissederseniz kirik kulenin en yüksek penceresinde bir mum yakin.
I'm just going to check on the tower.
Ben şu kuleyi kontrol edeceğim.
- What kind of a tower is it?
- Nasıl bir kule o?
- It's a stork tower.
- Leylek kulesi.
You said Broch Tuarach means "north facing tower."
Broch Tuarach'ın "kuzeye bakan kule" demek olduğunu söylemiştin.
Lee's main base is the top of the tower.
Lee'nin ana üssü kulenin en üstünde.
Yeah, we need to create a tower of flames 60 miles high burning at temperatures hotter than the surface of the sun.
Evet, biz alevlerin bir kule oluşturmanız gerekir. 60 mil sıcaklıklarda yüksek yanma. Güneşin yüzeyinden daha sıcak.
Shuttle is free of the tower.
Mekik kulenin ücretsizdir.
Look who it is, wrapping up his ghetto tour before he heads off to the ivy tower.
Bakın kimler gelmiş. Filden kulesine çekilmeden önce varoşlara yaptığı seyahati sona erdiriyor.
It's "ivory tower." If you're gonna talk shit, at least do it right.
Fildişi kule. Oradan bok atacaksan doğrusunu öğren en azından.
When they opened the Eiffel Tower.
Eiffel kulesini açtıklarında.
What the tower shows to me is progress.
Kulenin bize gösterdiği şey ilericilik.
- Gotta come in low because of the smoke, but that tower, that's our rendez-vous.
- Dumandan dolayı yavaş gidiyoruz ama şu küle buluşma noktası.
Carol, Carol! Watch out for my Jenga tower, okay?
Jenga kuleme dikkat eder misin?
You have a guaranteed cell at bell tower minimum security correctional in Monterey.
Monterey'deki Bell Tower Minimum Güvenlikli Cezaevi'nde garantilenmiş bir hücren var.
You have to instruct the tower.
Kuleye haber vermemiz gerek.
Your mother couldn't keep a roof over her head that wasn't attached with a guard tower.
Annen bir evde duramadı bir bekçi kulubesine bağlı değildi.
Cell tower pings put her at home.
Telefon sinyalleri evden geliyor.
Geneva tower, this is Eagle 32, requesting priority landing.
Cenevre kulesi, ben Kartal 32. Acil iniş izni istiyorum.
Every time it happened, a different number would ping off the same tower almost immediately.
Bu her seferinde olduğunda, hemen başka bir numara aynı yerden sinyal vermeye başladı.
Well, based on tower signals, we can triangulate a rough area, but it's a pretty large section of the city, nowhere near the body dump site.
Baz istasyonu sinyallerine bakarak kabataslak bir bolge çıkarabiliriz ama hem buyiik bir alan hem de cesedin bulundugu yerle alakasiz.
Each tower has four magnets.
Her kulede dört mıknatıs var.
I did a reading for him, and I pulled the Tower card.
Falına bakarken Kule kartını çekmiştim.
The Tower card, what number is it?
Kule kartının numarası kaç?
The Black Tower.
Kara Kule.
He has imprisoned me in a tower of Eternal Night.
Ebedî Gece'deki bir kuleye hapsetti beni.
And you can see the Eiffel Tower.
Hem Eyfel Kulesi manzarası var.
The bell tower.
Çan kulesine.
Go to the bell tower.
Çan kulesine!
They lived in the middle tower.
Ortadaki apartmanda yaşıyorlardı.
The control tower will be situated here.
Kontrol kulesi tam burada yer alacak.
Calista jumped off the Tower, and Retro Girl caught her.
Calista Kule'den atladı, Retro Kız da yakaladı.
The girl jumped off the Tower because she thought it might give her powers.
Güçlerini açığa çıkarabileceğini düşündüğü için Kule'den attı kendini.
Well, she says that you pushed her off that tower.
Söylediğine göre, onu binadan sen aşağı itmişsin.
It'd take 1.9 seconds for your body to hit the pavement after being thrown from the 19th floor of a tower... just like this one.
- Burası gibi 19. kattan ya da kuleden atıldığında, asfalta çakılman 1,9 saniye sürer.
I am guessing that a cell phone tower was a piece of cake. And where were the wolves who stood guard?
Nöbetçi bekleyen kurtlar neredeydi peki?