Trampoline traduction Turc
313 traduction parallèle
Remember the trampoline.
Trombolini hatırla.
Grab this trampoline!
Şu trambolini tut!
I'm gonna use'em for a trampoline, jump up and down on'em.
Trampolin gibi kullanıp, üzerinde zıplayacağım.
I'm surprised it wasn't a trampoline.
Hayret, tramplen almanı beklerdim!
I want a last supper with one Christ, twelve disciples, no kangaroos, no trampoline acts, by Thursday lunch, or you don't get paid!
- Söyleyeyim. Perşembe öğle yemeğine kadar bir İsa'lı, 12 havarili, kangurusuz tramplen gösterisi olmayan bir Son Yemek istiyorum yoksa tek kuruş alamazsın.
Two zeros on a trampoline with a side of Joan of Arcs!
Trampolin üstüne iki yumurta ve yanında Jan d'Ark.
What do you think I am, your trampoline?
Beni tramplen mi sandın?
- Is that a trampoline?
- Şu trambolin mi? - Evet.
Secondly, we are looking for a great entertainer, and you're the worst entertainer since St. Paul the Evangelist toured Palestine with his trampoline act.
Dahası, insanları eğlendirecek birini arıyoruz biz, sen ise, İncil yazarı Aziz Paul tramplen numarasıyla Filistin turnesine çıktığından beridir eğlendirme konusunda en beceriksiz kişisin.
If you look down the road, you see the Jump for Jesus Trampoline Center.
Yoldan aşağı bakarsan Trampolinle...
Good one, human trampoline.
Güzel espriydi, insan trambolin.
We got the trampoline.
Trambolinimiz oldu.
That trampoline is mine!
O trambolin benim olacak.
You here for the trampoline?
Trambolin için mi geldin?
I'll get rid of the trampoline.
Trambolinden kurtulacağım.
That's the last I'll see of Mr. Trampoline.
Bu, Bay Trambolini son görüşüm.
Checkmate, Mr. Trampoline.
Şah ve mat, Bay Trambolin.
You really wanna get rid of this trampoline? - Uh-huh.
Bu trambolineden gerçekten kurtulmak istiyor musun?
Hey, no more trampoline.
Trambolin yok.
Okay, the trampoline was a bad idea.
Tamam, trambolin kötü bir fikirdi.
It was like Greco-Roman wrestling on a trampoline.
Trambolin üzerinde Grekoromen güreş yapmak gibi bir şeydi.
Can we go on the trampoline, Mr O'Hara?
Trambolinde zıplayabilir miyiz, Bay O'Hara?
Yeah. No flips on the trampoline.
Peki ama trambolin üzerinde dönmeyeceksiniz.
Why don't you go jump on the trampoline?
Trambolin üzerinde zıplamaya ne dersin?
Well, I remember we were doing stretches in the gymnasium, when suddenly we decided to take off all our clothes and go for a bounce on the trampoline.
Spor salonunda açma germe yapıyorduk. Sonra kıyafetlerimizi çıkarıp tramplende zıplamaya karar verdik.
Why don't you reach out and take his trampoline?
Uzanıp trampleni altından alsana.
You're jumping onto a trampoline.
Bir trampolinin üstüne atlayacaksın.
He'd made some kind of trampoline.
Onu sandığın üzerinde zıplarken gördüm.
Every day, I'd collect rubber bands and dream about a trampoline.
Her gün paket lastiği topladım ve trambolinin hayalini kurdum.
I had a blanket of rubber bands to put on that chest to make a trampoline.
Ve nihayet bitirdim. Elimde trambolin yapmak için sandığın üzerine koyabileceğim lastikten bir battaniye vardı.
When you took your trampoline out, you did so with the intent to escape?
- Evet. Ve Bay Robbins, küçük trambolininizi avluya çıkarırken bunu kaçma niyetiyle yaptınız, değil mi?
That trampoline.
Şu trambolin.
- Well, except for the time we wished for a horse, a million dollars, and a trampoline all in the same year....
- Ama bir at, bir milyon dolar ve trambolin istediğim yıl hariç.
He had the trampoline.
Trambolini vardı.
For the last time, we did not order a giant trampoline.
Son kez söylüyorum ki büyük bir trambolin ısmarlamadık.
So, what if I was to jump on a trampoline in space?
Uzayda bir tramplende atlasam ne olur?
Check out my new trampoline.
- Hey Peter! Yeni trombolinime bak.
Man, all I'm gonna hear is "Michael, at our wedding, don't shove cake in my face"... and "You better know how to dance"... and "There will not be a trampoline."
Dostum, her zaman bunları duyuyorum : "Michael, düğünümüzde sakın pastayı yüzüme atma" ve "Nasıl dans edeceğini öğrensen iyi olur" ve "Orada bir trambolin olmayacak"
A wedding without a trampoline.
Trambolinsiz bir düğün.
Boy, this wedding's gonna be pretty lame without a trampoline, huh?
Bu düğün trambolinsiz oldukça eksik değil mi?
Put that trampoline back.
Trambolini geri koyun.
Like a trampoline!
Tramplen gibi!
Bouncing off the trampoline at night?
Gece tramplende mi zıplıyorlar?
I've got to be going. Trampoline class at 2 : 00.
Saat ikide trambolin dersim var
My name is Daniel... and I have won every WFPP contest... since the Weber Gas Grill Trampoline Bounce of 1972.
Ben Daniel... ve şimdiye kadar ki tüm WFPP yarışlarını... 1972 Weber Gas Grill Trambolin zıplamasından beri kazandım.
Now, Kelso, last summer you "accidently"... bounced Jackie off a trampoline.
Geçen yaz "kazara" Jackie'i trambolinin üzerine atmıştın.
- A trampoline?
Tramplen mi?
This is me doing a split jump on the trampoline
Bu trambolinde zıplarken çekildiğim bir fotoğraf.
They say "jump," and you pull out the trampoline.
Şunu demek istiyorum, sana atla diyorlar ve sen tramboline tırmanıyorsun.
- A trampoline!
- İşte trambolin!
And one day you're looking at the makings of a decent size trampoline. It's not gonna be like that with me and Julia. Jeff, Jeff...
- Bizim iIişkimizde böyIe oImayacak.