Trapeze traduction Turc
212 traduction parallèle
He fell off a trapeze?
Trapezden mi düştü?
She's a trapeze artist. Her and her partner took a bad fall.
Partneriyle beraber yere çakılmışlar.
Someone wants to do a trapeze act with her
Birisi ise onunla trapez gösterisi yapmak istiyor.
No trapeze!
Trapez olmaz!
Wouldn't you rather do the trapeze act with me?
Benimle bunun yerine trapez gösterisi yapmaz mıydın?
I'm curious how good a trapeze artist is at playing comedy.
Bir trapezcinin komedi oyununda ne kadar başarılı olacağını merak ediyorum.
My sweet, I'd rather fall from the trapeze and break my neck... than hurt your feelings.
Tatlım, o trapezden düşüp boynumu kırayım ki seni kırmak istemem.
You know that one about the man who flew on the trapeze?
Şu trapezci hakkındaki şarkıyı biliyor musunuz?
" As the man on the flying trapeze
" Dururken trapezle uçan adam
" The daring young man on the flying trapeze
" Trapezle uçan cüretkar genç adam
" Daring young man on the flying trapeze His actions are graceful
" Trapezle uçan cüretkar genç adam Pek zariftir
- Somebody take care of that trapeze.
- Birisi o trapezi kaldırsın.
- Who performed on the flying trapeze?
- Bu trapezde kim gösteri yapardı?
You wouldn't care to swing on the trapeze and discuss it now, would you, Seton?
Bunu şimdi trapezde sallanarak tartışmak istemez miydin Seton?
In appreciation of your great success in the fields of love and finance I wish to congratulate you on behalf of the members of the Fifth Avenue Anti-Stuffed Shirt and Flying Trapeze Club.
Aşk ve para konusunda elde ettiğin büyük başarılardan ötürü... Beşinci Cadde Anti-Kibir ve Uçan Trapez Kulübü... üyeleri adına seni kutlamak istiyorum.
I bet you'd be a sensation on a trapeze.
Bahse girerim trapezde harikalar yaratırdın.
Carter is second by a trapeze.
Carter trapezde ikinci.
- Get off that trapeze.
- O trapezden in.
I lost track of her that night her parents were killed on the trapeze.
Anne babası trapez gösterisinde öldükten sonra izini kaybettim.
They were trapeze performers?
Trapezciydiler değil mi?
So then I got trapeze work and high bar... but I'm getting a little heavy for that now... so two years back I got into this lift act.
Ben de trapez ve barfikse geçtim... ama artık bunun için fazla kilolu kaçıyorum... o yüzden iki yıl önce halter şovuna başladım.
I'm buying the best trapeze act in the air.
Uçan en ünlü trapezini tutuyorum.
You got that trapeze wired for sound, pigeon?
Bu trapezi öttürmelisin, değil mi, güzercinim?
Pigeon, look, you're the best trapeze act in the show.
Bak Güvercinim, sen benim gösterimin en iyi akrobatısın.
In ring one, the beautiful bird of paradise, queen of the flying trapeze,
Birinci ringde, Harikülade cennet kuşu, Uçan trapezciler kraliçesi,
Get yourself a trapeze if you want to join.
Katılmak istiyorsan kendine bir trapez bul.
dazzling, dauntless daredevils of the flying trapeze, breathtaking, death-defying marvels in midair!
Trapezin uçan havada taklalar atan, ölüme meydan okuyan ustaları karşınızda!
In ring one, the beautiful and spectacular queen of the flying trapeze, the incredible Holly!
Birinci ringte, Güzeller güzeli, uçan trapezciler kraliçesi, Korkusuz Holly!
Rig my trapeze in a wagon.
Trapez takımlarım vagonda birinde olmalı.
Honey, use my trapeze.
Tatlım, benim trapezimi kullan.
The trapeze artist does a leap That's death-defyin'
Trapezciler ölüme meydan okuyan atlayışlar yapacaklar
Cavorting and sporting On the flying trapeze
Bu yüksek eğitimli pirelerin trapezde sallanmalarını ve atlamalarını görün.
Some men can swing by their heels on the flying trapeze. Some men can become President of the Republic.
Bazı erkekler trapeze çıkarak hayatlarını değerli kılar, bazıları cumhurbaşkanı olabilir.
Thus, ladies and gentlemen, Lola Montes declined our offer and the countess of Landsfeld embarked on her dizzying ascent, presented here for the first time in the world as an acrobatic and trapeze act.
Bayanlar ve baylar, bu şekilde Lola Montes teklifimizi reddetti ve baş döndürücü rampasına tırmanan Landsfeld kontesi dünyada ilk kez burada akrobat ve trapez gösterisini sunacak.
No, I was a member of an American trapeze act... in the circus that traveled in Europe.
Hayır, Avrupa'yı dolaşan bir sirkte cambazlık yapıyordum.
Trapeze artist, fireman, chimney sweep.
Trapez sanatçısı, itfaiyeci, baca temizleyicisi.
You know, the trapeze.
Bilirsiniz işte trapezci.
Is he trapeze?
Trapezci mi?
Trapeze is always good business.
Trapez her zaman iyi iş yapar.
I'm tryin to give you a pure trapeze act...
Sana gerçek bir trapez gösterisi hazırlamaya çalışıyorum.
It's unique in history, the greatest act since Léotard invented trapeze in this circus 100 years ago.
Bu iş, Léotard 100 yıl önce trapezi keşfettiğinden beri böyledir.
Mike, you can't keep that boy locked to the trapeze.
Mike, onu trapeze bağlayarak elinde tutamazsın.
Better spend more time rehearsing your trapeze act.
Biraz daha trapezde çalışsan, iyi olur.
Presenting the daring Pavlova of the high trapeze,
Karşınızda trapezin gözü pek çiçeği Matmazel Crystal.
My trapeze artist works without a net.
Trapez sanatçılarım, ağ olmadan gösteri yaparlar.
Did you ever hear the one about the trapeze artist... who got divorced?
Boşanan trapezciyi duydun mu?
Like trapeze wires suddenly coming undone.
Trapez tellerinin aniden çözülmesi gibi.
It's the big top. Look at all the trapeze stuff.
Tüm şu trapez malzemelerine bak.
You're on the trapeze wire.
Trapez telindesin.
None of them went in the cage, or swung on the little wooden trapeze or ate any of the nice millet seed yum, yum.
Hiçbiri kafese girmedi, minik tahta trapezde sallanmadı ve güzel darı tanelerinden yemedi. Mmm, mmm.
- No, trapeze.
- Cambaz.