Trial traduction Turc
13,557 traduction parallèle
He was the key witness in an upcoming trial of a Minister accused of corruption with ties to Black Claw.
Kara Pençeyle bağlantısı olan bir Başkanın yaklaşan davasında önemli görgü tanığıymış.
Maybe I can get her to delay the trial.
Belki duruşmayı ertelettirebilir.
The trial will begin immediately. "
Duruşma hemen başlayacak. " yazıyordu.
Clary and Jace aren't on trial for high treason.
Clary ve Jace hainlikten tutuklu değil ama.
Are you referring to the fact that your adorable fiancee has Isabelle on trial for treason?
Dünyalar tatlısı nişanlının, Isabelle'i hainlikten mahkemeye çıkardığından mı bahsediyorsun acaba?
Put the Cup on trial!
Asıl Kupa'yı yargılayın!
I don't see the relevance of this whole trial.
Ben de bu duruşma neyle ilgili anlamadım.
Ross Vennor Poldark, I am committing you for trial at the Bodmin assizes.
Ross Vennor Poldark,... sizi Bodmin Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmaya gönderiyorum.
I'm only here for tomorrow's trial.
Buraya yarınki duruşma için geldim.
Happily it's not I who is on trial.
Şükürler olsun ki yargılanan ben değilim.
Congratulations, you two, and on to the second trial.
İkinizi de kutlarım. İkinci sınava geçtiniz.
Quentin, you passed the first trial.
Quentin ilk sınavı geçtin.
Lydia and I thought we could stop the trial if we gave the Cup to the Clave.
Lydia'yla Kupa'yı Merkez'e verirsek, duruşmaya engel oluruz demiştik.
She has no choice but to go through with the trial now.
Artık duruşmayı yönetmekten başka bir şansı kalmadı.
I don't know what would have happened to Isabelle after the trial if you hadn't returned the Cup.
Mahkemeden sonra Kupa'yı getirmeseydin, Isabelle'e neler olurdu bilmiyorum.
I'm looking into it. But... we never really finished our conversation after Izzy's trial.
Üstünde çalışıyorum ama Izzy'nin duruşmasından sonraki konuşmamızı bitiremedik.
You stood by me through my trial, and now I'm standing by you, big brother.
Sen mahkemede yanımdaydın, şimdi de ben senin yanında olacağım ağabey.
Just, since the trial, I've scarce seen you, let alone had time to speak.
Duruşmadan beri konuşmayı bırak, seni zar zor görebildim.
When I sat in jail awaiting trial.
Hapiste oturduğumda, duruşmayı beklerken.
Is Ross recovered from the trial?
Ross duruşmayı aklından atabildi mi?
Can it be the anxieties of the trial?
Duruşmanın heyecanından mı yoksa?
Since the trial, you would not know him.
Duruşmadan beri tanınmaz halde.
He shared your room the night before the trial.
Duruşmadan önce sizinle aynı odada kaldı.
If things had gone badly at the trial, I would have given it to Demelza.
Duruşmada işler yolunda gitmeseydi Demelza'ya verecektim.
Since the trial.
- Duruşmadan beri.
My servant, a witness at the trial, was attacked and left for dead.
Mahkemede tanıklık yapan hizmetçim, saldırıya uğradı ve ölüme terk edildi.
As I think you know, George, since the trial...
Bence biliyorsun, George, duruşmadan beri...
The trial?
Duruşma mı?
It didn't even come up in the trial.
Davada görülmemiş bile bu.
So have fun and don't expect official charges for a trial anytime soon. "
O yüzden keyfine bak ve yakın zamanda duruşma için resmi suçlamalar bekleme. "
Pending trial,
Duruşmasını bekliyor.
That way, instead of hoping to just go to trial, we can bury Lobos under the fucking jail.
Bu şekilde, davaya gitmeyi ummak yerine Lobos'u hapishanenin dibine gömebiliriz.
Uh, now that we're gonna have Ruiz's testimony against Lobos, I think you should start pre-trial motions.
Ruiz'in Lobos'a karşı tanıklığına başladığımıza göre bence artık dava öncesi hazırlıklara da başlamalıyız.
If we were going to take you to trial for the murder of Nomar, your motive would be that he was fucking your 14-year-old daughter.
Eğer seni Nomar cinayetinden dolayı dava edecek olsaydık, bunu yapma nedenin on dört yaşındaki kızınla ilişkiye girmesi olurdu.
Trial and error, to be honest.
Doğrusunu söylemek gerekirse, deneme yanılma.
Dana, you've been accepted into the latest trial at Sacred Mercy.
Sacred Mercy'deki klinik deneye kabul edildin Dana.
The trial begins on 25th May.
Dava, 25 Mayısta devam edecek.
Broadway, fashion week, his criminal trial.
Broadway, moda haftası, mahkemesi.
Then I go to trial.
- O zaman mahkemeye çıkarım.
You still get to go to trial, we get Donna and her father off limits, and we both live to fight another day.
Hala duruşmaya gidebileceksin, Donna'yı ve babasını işin dışında tutacağız ve ikimiz de bu savaşa devam edeceğiz.
You try to pull this thing out at trial, I will rip your professor friend to shreds.
Eğer bunu duruşmada gündeme getirirsen profesör arkadaşını parça parça ederim.
The downside is that we move up the trial.
Kötü tarafı duruşmayı hızlandıracağız.
Mike, this trial's coming, whether we like it or not.
Mike, duruşma istesek de istemesek de gerçekleşecek.
I'm still building a case, and we haven't even set a date for the trial yet.
Hala bir dava oluşturuyorum ve henüz duruşma tarihi bile belli değil.
In that case, we'd like to ask that the day of the trial be set in the next two weeks.
Bu durumda, duruşma tarihinin iki hafta sonraya belirlenmesini istiyoruz.
Trial starts in two weeks.
Duruşma iki hafta içinde başlayacak.
I'm not talking about the trial.
Duruşmadan bahsetmiyorum.
Because if that woman is ready to go to trial, she's got a lot more than an e-mail from Louis'girlfriend.
Çünkü eğer o kadın duruşmaya hazırsa Louis'in kız arkadaşından gelen emailden çok daha fazlasına sahiptir.
No matter what happens at trial, this firm isn't surviving Mike Ross.
Duruşmada ne olursa olsun, bu şirket Mike Ross olayından sağ çıkamayacak.
Trial Strategy 101.
Duruşma stratejisi 101.
Gibbs'trial strategy.
- Gibbs'in stratejisini.