Triggers traduction Turc
730 traduction parallèle
Exposure to catastrophes such as explosions, earthquakes and railway accidents... in short, exposure to fright and horror often triggers insanity.
Patlama, deprem ve tren kazası gibi gibi felaketlere maruz kalmak - yani, şiddetli korkuya maruz kalmak çoğu kez deliliği tetikler.
- Binds it and triggers it.
- Bağlayan ve harekete geçiren.
If you start across this eight feet between us I'll pull both triggers at once.
Aramizdaki bu 2.5 metreyi gecmeye kalkisirsan iki tetigi ayni anda cekerim.
Sure, Spanish and the sheriff pulled the triggers that killed that Texan, but we're all guilty, just as guilty as they are. And unless we do something about it, there's another killing coming up.
Elbette şu Teksas'lıyı öldüren mermi İspanyol ve Şerif'in silahından çıktı ancak, eğer birşeyler yapmaz isek en az onlar kadar bizler de suçlu oluruz.
Squeeze them triggers.
Ateş edin.
The dynamometer is set in such a way that the slightest pressure caused by incorrect posture triggers an alarm.
Dinamometre bu şekilde ayarlanır ufak bir yanlış durmada ya da hafif bir basınçta hemen alârm veriyor.
We've learned how to curve the beams but we still don't know what triggers the joining mechanism.
Işınları nasıl bükeceğimizi öğrendik ama birleştirme mekanizması nasıl tetiklenir bilmiyoruz.
I don't want jumpy riders and nervous triggers.
Atından düşen, tetiği çekerken eli titreyen istemiyorum.
Any matter that comes in contact with antimatter triggers the explosion.
Antimaddeyle temas eden tüm maddeler patlamaya yol açar.
The triggers are wired back.
Tetiğe tel takılı.
And there's a sawn-off shotgun with the triggers tied back right behind him.
Arkasında namlusu kısa, tetiği bağlı bir tüfek var.
Pull those triggers!
asılın şu tetiklere!
And then the moisture triggers little springs inside the pods.
Ve sonra nem, kabukların içindeki minik yayları tetikler.
There's half a dozen triggers hidden away in here.
Buraya yarım düzine tetikleyici gizlenmiş.
There are also three fake triggers and four fake trigger guards.
Ayrıca üç sahte tetikleme, dört sahte tetikleme muhafazası var.
Just to see if it triggers anything.
Bakalım bir değişiklik görecek miyiz, tamam mı?
Now, it must be your anger that triggers it off.
Bunu başlatan senin öfken olmalı.
Never depress operator's foot triggers here, here, and at the rear here.
Şuradaki, şuradaki ve arkadaki ayak tetiklerine... -... asla bastırmayın. - Asla.
But the interior collapse that triggers a supernova explosion takes only seconds.
Fakat, yıldızın içe çökme olayı yani süpernovanın tetiği çekilmesi sadece birkaç saniye sürer.
No fingers on triggers.
Tetiğe el atmak yok.
It triggers Immediate survival responses, without which no animal could survive.
# Acil yaşamsal tepkileri tetikler... #... öyle ki, bu tepkiler olmasa hiçbir hayvan canlı kalamaz.
The erotic stimulus triggers erotic tension in the cerebral cortex.
Erotik uyarıcı beyin korteksinde erotik heyecan başlatır.
Oh, just look at those bomb triggers, Mac.
Şu bomba tetikleyicilerine bir bak, Mac.
Well, this one looks like it's gonna be a maze of triggers before we get to the real thing.
Bu gerçek bombaya ulaşmadan önce tetik labirenti olacak gibi görünüyor.
All the triggers are behind a sealed glass cover.
Evet. Tüm tetikler sızdırmaz cam bir korunağın ardında.
Soldiers, you will press those triggers if this criminal answers with any word other than guilty.
Askerler, eğer bu suçlu... "suçlu" dışında bir yanıt verdiği anda tetiklere basacaksınız.
Whether to hold yourself responsible... for that death and mutilation... because it is your child who is pulling the triggers, setting the bombs.
Ölüm veya sakatlanmadan... kendini sorumlu tutup tutmamanın... çünkü tetiği çeken ve bombayı koyan senin çocuğundur.
There's a key, probably a word or a phrase that triggers him like tumblers in a lock.
Bir anahtar var, onu kurulmuş bir saat gibi tetikleyen bir söz ya da cümle var.
By now you know I've got this little condition and one of the things that triggers it is driving.
Bu küçük rahatsızlığımı öğrendin. Onu tetikleyen şeylerden biri de araba kullanmak.
It's fitted with double set triggers and a vernier sight.
Çifte tetiklidir ve Vernier nişangahı vardır.
I simply had to develop a system to memorise customer orders using mnemonic triggers.
Anımsamanın tetiklenmesinden yararlanarak siparişlerin ezberlenmesi üzerine... bir sistem geliştirdim.
Then they don't take their eyes off us... with their fingers on the triggers. Or in the nose.
Sonra, tetikteki elleriyle gözlerini üzerimizden alamıyorlar.
Asthma's a condition that can lie low for years, then out of the blue, something triggers an attack and then suddenly you're in trouble.
- Gelmem. Astım hastalığı yıllar boyu gizlenir. Sonra nedensizce bir şey atağı tetikleyip seni ani bir sıkıntının içine sokabilir.
It was motion-sensitive. We found nine triggers.
9 tetikleyici bulduk. 100 kablodan herhangi biri işi bitirebilirdi.
How did you know there were two triggers on my stereo?
Kulaklığımda iki tetikleyici olduğunu nereden bildin?
- how it triggers our transition game?
-... geçiş maçımıza etkilerini?
Are there any asset sale triggers?
Varlıkların satışı ile ilgili bir şey var mı?
No triggers.
Tetikleyici yok.
The latest St. Etienne muskets, Swedish triggers...
Bu? Son model İsveç tetikli bir St. Etienne tüfeği.
Don't know what he's dealing with but we do. Keep your fingers on the triggers of your shotguns and follow me.
Parmaklarınız tetikte olsun ve beni takip edin.
Three triggers - one on the axle I can't really see, a cellular remote and a timer running off a wristwatch.
Üç pim, akstakini pek göremiyorum. Uzaktan kumanda ve bir kol saatine ayarlı mekanizma.
# Triggers, she'll pull it, Earth, she wanna rule it
# Tetikleri hep çeker, Dünyayı kuralına uydurur
A mosquito larva has only to touch one of these triggers, and the door will implode and sweep the prey inside.
Bir sivrisinek larvası, bu tetiklerden birine dokundu mu kapı patlayarak onu içeri çeker.
Exposure to it triggers a massive production of red blood cells.
Virüse maruz kalınca, çok büyük miktarlarda alyuvar üretiliyor.
Activating mnemonic trauma triggers.
Hatirlatici travma tetikleyiciler devrede.
What triggers them?
Onları tetikleyen şey nedir?
Well, there's a lot of different triggers for seizure disorders.
Birçok şey tetikleyebilir nöbetler.
The gamma radiation triggers a metastable decay in the flubber itself.
Gama ışıması, Uçastik'in içinde yarı kararlı bir ayrışmayı tetikleyecek. - Böylece aşırı miktarda bir enerji açığa çıkacak bu da Uçastik'e sevk edilecek. - Evet.
That triggers euphoria, elation, exhilaration.
Bu da yerinde duramamayı, sevinci ve zindeliği tetikliyor.
2-man triggers are punching the tickets on the Mickster's muscle. "
2 kişilik ekipler, Mickey için kaba kuvvet kullanıyor. "
One suicide triggers destructive behavior in other troubled young people.
Bu olaylar birbirleri ile bağlantılıdır.