Triumph traduction Turc
1,465 traduction parallèle
The light will triumph, Xena.
- Işık zafer kazanacak, Zeyna!
Then, Aaron, arm thy heart and fit thy thoughts to mount aloft with thy imperial mistress and mount her pitch, whom thou in triumph long hast prisoner held fettered in amorous chains.
Ve Aaron kalbiyle zırhlanmış mantığıyla güçlenmişti.
- To my triumph.
- Zaferime.
To your triumph over Annette.
Annette'e karşı zaferine içelim.
My triumph isn't over her.
Benim zaferim ona karşı değildi.
I am a hideous triumph of form and function.
Ben şekil ve fonksiyonun korkunç bir zaferiyim.
We shall have a great triumph, you know.
Çok başarılı olacağız. Biliyorsun.
Due to reasons beyond their control two of the actresses who triumph daily on this stage cannot be here tonight - the poor things.
Kontrolleri dışındaki bazı nedenlerden dolayı... bu sahnede her gün boy gösteren iki aktris... bu gece burada olamayacaklar... Zavallı şeyler...
Defeat is not the enemy's triumph, admitting the defeat is.
Yenilgiyi kabul etmek düşmanın zaferidir, yenilmek değil.
And it seemed that fans everywhere were reveling in Michael's triumph.
Hayranları her yerde Michael'ın zaferini kutluyor gibiydi.
But even in their moment of triumph, one question lingered :
Ancak zafer anında bile, bir soru akıllarda kalıyordu...
In triumph, they carried one of their own.
Kazanılan bir zaferde içlerinden birini taşırlardı.
The Gods triumph.
Tanrıların zaferi.
The Gods triumph.
Tanrıların Zaferi.
The Gods triumph.
Tanrıların Zaferini.
And so ends the fourth report of president Miguel Aleman... reaffirming that the unity and solidarity of the Mexicans... will triumph over any challenge... peace and social justice are guaranteed.
Ve böylece, Meksikalıların birlik ve dayanışmasının, huzur ve adalete yönelik her türlü saldırıya karşı tek zafer olacağının garanti edildiğini onaylayan Başkan Miguel Alemen'a ait dördüncü raporun onaylanması sona erdi.
The triumph of my sheer comic genius over his ridiculous mask and gadgets.
Katıksız zaferimin gülünç dahiliği onun gülünç maskesi ve eşyalarının üzerinde olmalı!
Must one person's triumph be another's humiliation?
Bir tarafın zaferi diğer tarafın aşağılanması mı olmalı?
It was nice for once to triumph using my mind.
Bir kez de olsa aklımı kullanarak zafer kazanmak güzeldi.
- A triumph.
- Çok başarılıydı.
- Was the setting of Phoebe's triumph.
- Phoebe'nin zaferi için hazırlanmış.
Some people trace the Christmas tree to the Egyptians... who'd bring palm branches into huts on the shortest day of the year... symbolizing life's triumph over death.
Bazıları Noel ağacının izini Mısırlıların yılın en kısa gününde, yaşamın ölüme karşı zaferini sembolize etmesi için evlerine palmiye dalları getirmelerine kadar sürmüş.
My quest for a scientific triumph... that's killed us.
Bilimsel bir zafer arayışım. Bizi öldüren şey bu.
While our allies sit and do nothing, the Klingon Empire will score the final triumph over the Dominion.
Müttefiklerimiz boş boş otururken Klingon İmparatorluğu, Dominion'a son darbeyi vuracak.
The light will triumph, Xena!
Işık galip gelecek, Zeyna.
Now, the man leading our proud struggle for freedom fresh from his bloody triumph over the Gandhi Nebula pacifists 25-star general, Zapp Brannigan.
Şimdi karşınızda, özgürlük yolunda mücadelemizi yönetecek Gandhi Nebulası barışseverlerine karşı kanlı zaferinden yeni dönmüş 25 yıldızlı general, Zapp Brannigan.
Then came the next Soviet triumph.
Derken, sonraki Sovyet zaferi geldi.
Our moment of triumph approaches.
Zaferimizin yaklaştığı an geldi.
I shall sacrifice a hundred bulls to honor your triumph
Zaferinin onuruna yüz tane boğa kurban edeceğim.
Kept my promise! A custom Triumph, the best!
sözümü tuttum.
My fear is that at the end of the day, when all is said and done this trial will be perceived as nothing more than triumph of superior might. The winners exacting punishment on the losers.
Benim korkum, günün sonunda, herşey bittiğinde insanların, "bu galiplerin, mağlupları zorla cezalandırmasından başka bir şey değil" demesi.
Our task is to make sure that this is not the triumph of superior might but the triumph of superior morality. We're in a very interesting position here.
Görevimiz, bunu galiplerin üstünlüğü gibi değil ahlakın üstünlüğü gibi olmasını sağlamaktır.
It was a triumph for Laine and my husband.
Bu Laine için ve kocam için bir zaferdi.
She told me that she wanted my administration to end on a note... of triumph and not controversy.
Bana yönetimimin zaferle son bulmasını... istediğini söyledi... tartışmayla değil.
Indeed we have. It's a personal triumph that after weeks... of intense negotiations, we finally decided on whose name goes first.
Evet öyle, özellikle de haftalar süren yoğun pazarlıklardan sonra sonunda kimin adının öne yazılacağına karar verdiğimiz için.
The architect of this amazing triumph is Dr. Jerry Plecki.
Bu büyük zaferin mimarı Dr. Jerry Plecki " ydi.
You greedy, sad little children, You want to triumph.
Siz, aç ve üzgün küçük çocuklar zafer istiyorsunuz.
The names? The cash? The triumph?
Listeyi, isimleri, parayı ve zaferi mi istiyorsunuz?
A triumph!
Zafer!
The Rebellion will triumph.
Asiler kazanacak.
Iron Ladies'Triple Triumph
Demir Leydiler'in Üçlü Zaferi
Don't forget triumphing over yourself is the greatest triumph of all "
Unutma... Kendini yenmek, zaferlerin en büyüğüdür. "
Just like my father said triumphing over yourself is the greatest triumph of all.
Babamın dediği gibi kendini yenmek, zaferlerin en büyüğüdür.
Yet this was a great innovation, an ambitious as any triumph in battle.
Bu herhangi bir savaş kutlaması kadar tutkulu ve büyük bir gelişmeydi.
News of his triumph sent shock waves around the world.
Fatih'in bu zafer haberleri tüm dünyada şok etkisi yapmıştır.
But can you triumph over darkness if you're fighting yourself?
Ama kendinle savaşırken kötülüğe karşı galip gelebilir misin?
A moment of triumph?
Galip gelmek mi?
Triumph of the subjective.
Subjektifliğin zaferi.
I remember once we were celebrating the triumph of Compiegne where we savored the sweet revenge of the French having surrendered in the very same railway car that the Germans had capitulated in, in 1918.
Almanya'nın baş avcısıydım. Dalga geçme Carinhall'daki malikanemin oralarda avlanmak harikaydı.
If you can pull it off, you'll triumph.
Vuruşları doğru yapabilirseniz başarırsınız. Ama beste kesinlikle çok etkileyicidir.
We'll go from triumph to triumph.
Zaferden zafere koşacağız.