Try harder traduction Turc
934 traduction parallèle
Try harder, Tom!
Biraz daha zorla Tom!
- You've got to try harder.
- Yemeye çalış.
Try harder, all right?
Dayan biraz.
Try harder!
Daha fazla çaba sarf edin!
Selena... I'm going to try harder than I ever tried anything.
Selena her şeyden daha fazla çaba göstereceğim.
Do please try harder, Mr Swanbridge.
Biraz daha zorlayın Bay Swanbridge.
- Well, try harder, lad!
- Daha iyi gayretle, delikanlı!
Well, let's face it... Santa Claus has had more publicity. But being number two, perhaps you try harder.
Kabul edelim, Noel Baba'nın ünü daha fazla ama iki numara olduğun için, belki de daha çok çabalarsın.
You have to try harder!
Daha fazla çaba göstermek zorundasın!
- Try harder.
- Uykum kaçtı. - Öyleyse yakalamaya çalış.
I guess they'll just have to try harder.
Biraz daha uğraşmaları gerekecek anlaşılan.
You must try harder, captain, this is too easy.
Kaptan, biraz daha çaba göstermelisin. Bu çok kolay.
Try harder, Fando.
Mücadele et, Fando.
Try harder!
Düzgün çalış!
Try harder.
Daha fazla çaba göster.
Try harder.
Zorundasın.
You, Mr. general, you must try harder.
Siz, sayın general, daha çok çabalamanız gerek.
Calling all Japanese proletariat, we have to try harder in our struggles and advance the cause in Japan.
Bütün Japon emekçilerimize sesleniyorum, mücadelemizde ve Japonya'daki davada sebat gösterip, çabalamalıyız.
Try harder.
Daha güçlü it.
Try harder...
Daha fazla uğraş...
Try harder, or we'll never get invited back here.
Daha sıkı çabala, yoksa bizi bir daha buraya almayacaklar.
I have to try harder.
Daha sıkı çalışmalıyım.
Try harder even if you are a lawyer.
Bir avukat olsanız bile Bay Schmidt, daha sıkı çalışmalısınız.
I'm sorry. You'll have to try harder.
Daha iyi bir şey bulmanız gerek.
Next time I'll try harder.
Bir dahaki sefere.
So I have to try harder
daha fazla çalışmalıyım!
Which is precisely why you have to try harder that a normal person.
İşte bu yüzden normal bir insandan daha çok çabalamalısın.
- You'll have to try harder than that, lad.
- Biraz daha gayret delikanlı.
Little guys try harder.
Küçük adamlar serttir.
Try harder! - You got it!
Hadi, Prime, yapabilirsin, biraz gayret.
- Well, try harder!
- Şey, daha çok dene!
- Then try harder!
- O halde daha çok dene!
Like you're going to try harder to remember your anniversary.
Yıldönümlerinizi hatırlamaya daha fazla gayret göstereceğinizi söylemek gibi.
Try it again, harder.
Biraz daha gayret ederek dene.
Don't forget, the harder you try, the more God will help you.
Unutma, ne kadar çok çabalarsan, Tanrı da sana o kadar çok yardım eder.
Well, try a little harder.
Biraz daha çaba sarfet.
Well, try a little harder.
Biraz daha gayret gösterin.
- Try a little harder!
- Daha sonra uğraşsan!
I try, but she works harder than a mule all day helping me and Ma.
Deniyorum ama bize yardım etmek için bütün gün eşek gibi çalışıyor.
Shall we try a little harder?
Biraz daha zorlayalım mı?
You could try a little harder.
Biraz daha canlı bir şeyler yapabilirsin, değil mi?
Because that driver will try all the harder to win.
"Çünkü pilot kazanmak için her şeyi deneyecektir."
I will try to work harder.
Daha sıkı çalışmayı deneyeceğim.
Like they say, if you're Number Two, you have to try a little harder.
Ne derler bilirsin. İki numaraysan daha çok çabalaman gerekir.
The harder I try, the worse I get.
Ne kadar çok çabalasam, hep daha kötüsü oluyor.
Because the harder you try to keep a secret in, the more it wants to get out.
Ne kadar zorlu bir şekilde bir sırrı saklarsan, o derece kuvvetli herkese duyurmak istersin.
- Well, we can't all be lovable, though we could try a bit harder.
- Bizi herkesin sevmesini bekleyemeyiz gerçi, sevilmek için biraz daha çaba gösterebiliriz.
Let's try a little harder, shall we?
O zaman biraz zor kullanalım, olur mu?
The braver the man, the harder they try to destroy him. lt's infallible
Bir insan ne kadar güçlüyse onu o kadar sert ezmeye çalışırlar.
The harder I try to please you, the more I mess up.
Seni memnun etmek için ne kadar çabalarsam o kadar batırıyorum.
The more you like him, the harder you'll try to defend him.
Ne kadar hoşlanırsan savunmak için o kadar çok çabalarsın.