Tuberculosis traduction Turc
280 traduction parallèle
With us it's tuberculosis.
Biz daha çok vereme yakalanırız.
But he didn't mean physically... because, Sister... you have a touch of tuberculosis.
Ama sağlığınızı kastetmedi. Çünkü Rahibe, sizde tüberküloz var.
The patient had tuberculosis.
Hastanın tüberkülozu vardı.
He says he has tuberculosis I think it's neurosis.
Tüberkülozu olduğunu söyler. Bence durum sinirsel.
He's had tuberculosis for so long now.
Tüberkülozu uzun zamandır devam ediyor.
No, tuberculosis.
Hayır, veremliyim.
I had expected something else... tuberculosis.
Başka bir şeyler bekliyordum, tüberküloz gibi.
I'm left alone all the time because I have tuberculosis
Bir başıma bırakıldım çünkü bende tüberküloz var.
- Tuberculosis?
- Verem mi?
Of tuberculosis.
Veremden.
That is the bacille de Koch that causes tuberculosis.
Bu, tüberküloza sebep olan basil de Koch.
C? Cancer, tuberculosis, leprosy and some flu.
Kanser, verem, lepra ve biraz da grip vardı.
Tuberculosis.
Tüberküloz var.
During the day I work at the National Tuberculosis Foundation over there.
Gündüzleri de hemen karşıdaki Ulusal Verem Vakfı'nda çalışıyorum.
My youngest boy came home last week with tuberculosis.
Genç oğlum tüberkiloz olmuş, geçen hafta eve döndü.
My diagnosis is plague, tuberculosis, old age and no hope.
Teşhisim veba, verem, yaşlılık ve umut yok.
Treated him for tuberculosis when he was still in school.
Daha okulda iken, onun tüberkilozunu tedavi etmiştim İyileştirdim de.
Even tuberculosis of the bones travels fast.
Kemik veremi bile hızla yol alır.
During the past 25 years he's had diabetes, tuberculosis, cataracts, half dozen assorted tumours, ulcers, gallstones and water on the knee, all of which the doctors here at Stuyvesant have cured.
Son 25 yıldır şeker hastası. Verem, katarakt geçirdi. Yarım düzine muhtelif tümörü, ülseri, safra taşı ve dizinde su oldu.
She knew she had tuberculosis.
Verem olduğunu biliyormuş.
Dr. Perry said he picked the tuberculosis and liver nodes for today.
Dr. Perry, tüberküloz ve karaciğer tahlillerini bugün alacağını söylemişti.
I wonder if there's some correlation between hepatic tuberculosis and drug addiction.
Hepatik tüberkülozla uyuşturucu bağımlılığı arasında bazı bağlar var mı acaba?
Come on, gymnasts with tuberculosis arrived, let's go.
Hadi be, tüberkülozlu jimnastikçiler geldi gidelim buradan.
My sister Sophie also died from tuberculosis.
Kız kardeşim Sophie tüberkülozdan öldü.
Mama died of tuberculosis when she was 30 years old and Granny died of the same disease when she was 36.
Annem veremden 30 yaşında öldü büyükannem aynı hastalıktan 36 yaşında öldü.
The writer Karl Jensen-Hjell will die of stomach tuberculosis within a month,
Yazar Karl Jensen-Hjell bir ay içinde mide tüberkülozundan ölecektir.
One of the tortured prisoners suffered from tuberculosis.
İşkence gören mahkumlardan biri veremdi.
Hospitalised for tuberculosis.
Veremden hastanede yatmış.
the majority of them sicken by tuberculosis or acute aenemia, caused by lack of food and medical attention.
Çoğunluğu, tıbbi ilgi ve gıda yoksunluğundan tüberküloz ya da akut anemiden muzdaripti.
She wrote two small books, came down with tuberculosis, broke off the engagement and moved from Oslo to a small town in the south of Norway where she began to work as a journalist.
İki küçük kitap yazmış. Tüberküloz'a yakalanınca, nişanlısından ayrılmış ve... Oslo'dan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveç'in kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış
Tuberculosis, isn't it? !
Veremdir kesin, öyle mi?
I'm with the Tuberculosis Association.
Ben bir Verem Derneği olan "Tüberkilaz" ın başkanıyım.
Minor inconveniences, say like anal bleeding, tuberculosis growing tumors, little inconveniences like that.
Basit sıkıntılar, anal kanama, tüberküloz tümör büyümesi gibi, küçük sıkıntılar.
Do you think it could be tuberculosis?
Sence tüberküloz olabilir mi?
- No, I have tuberculosis.
Hayır, tüberküloz var bende
Tuberculosis?
Tüberküloz?
My mother got tuberculosis and...
Annem şey oldu tü... tüberkiloz.
No one said anything about tuberculosis.
Kimse tüberkülozdan bahsetmedi.
The magic word is tuberculosis.
Sihirli kelime tüberküloz.
Incidences of leukemia, tuberculosis, and meningitis have dropped considerably.
Lösemi, tüberküloz ve menenjit oranı oldukça düştü.
"Incipient tuberculosis."
"Tüberküloz başlangıcı."
Dad had tuberculosis.
Babam tüberküloz oldu.
- But with tuberculosis...
- Ama tüberküloz...
I get tuberculosis.
Verem oldum.
Tuberculosis...
Tüberküloz...
got sick with tuberculosis.
.. ve bu onun sonu olacak!
- Tuberculosis.
- Tüberküloz.
This will stop tuberculosis from deforming your bones.
Bu tüberkülozu kemiklerine etki etmeden durduracak.
Earp's friend, John "Doc" Holliday, a Southern gentleman turned gunman and gambler, also travels west, hoping the dry climate will relieve his tuberculosis.
Earp'in güneyli beyefendi bir arkadaşı olan... John "Doc" Holliday bir silahşör ve kumarbaza dönüşmüş... kuru iklimin veremine iyi geleceğini ümit ederek... batıya gidiyordu. Gümüş Arizona'da bulundu.
Mrs. Hulme told me they had found out today that Juliet has tuberculosis on one lung.
Bayan Hulme bugün bana dedi ki Juliet'in akciğerinde tüberküloz varmış.
I caught tuberculosis at the concentration camp!
Toplama kampında verem hastalığına yakalanmıştım.