Twenty traduction Turc
10,498 traduction parallèle
He just got twenty-five to life.
25 yıllık hapis cezası var.
Twenty-three?
23 mü?
Twenty-five dollars?
25 dolar mı?
- Twenty-five percent.
- % 25'i.
We're asking for twenty-five hundred. And it sells for twice that new!
Biz 250 istiyoruz ama yeni bir yatak olduğu için iki katına satılıyor!
- Three hundred and twenty people.
- Üç yüz yirmi kişi.
Twenty-three of your fertility cases followed us here out of the hundreds that you had at Maternity.
Maternity'deyken baktığın yüzlerce kişiden 23'ü doğum için bize geliyor.
Twenty-six women showed up.
26 kadın geldi.
Twenty full degrees cooler than the rest of the building.
Binanın geri kalanından 20 derece daha soğuk.
It's been twenty days and there's no word of him.
Ama yirmi gün oldu, ve ondan hala bir haber yok.
Twenty children died in your bomb blasts...
Sizin patlattığınız bombayla 20 çocuk öldü.
- Twenty-five bucks gets you a dance.
- 25 dolara kucak dansi alirsin.
Twenty-five bucks for your ass, huh?
Kiçini 25'e satiyorsun ha?
Twenty-five bucks only buys you one dance.
- 25 dolara sadece bir dans.
Twenty?
20 mi?
Twenty-four hour road trip or until you love me.
24 saatlik yolculuk veya beni sevene kadar.
Twenty?
Yirmi mi?
Twenty lakhs!
20 lakhs!
Twenty lakhs?
20 lakh mi?
Twenty paise is our fees, for turning black into white.
20 kuruş bizim komisyonumuz parayı akladığımız için.
Taru bhai, there are twenty six malls in Hyderabad if we're lucky we will find her in the first one.
Taru abi Hyderabad'da 26 tane alışveriş merkezi var. Eğer şanslıysak onu ilkinde buluruz.
Twenty-four hours from now, my life is gonna be completely different.
24 saat sonra hayatım tamamen değişecek.
They're leasing it for twenty years, we have to apply.
Belediyede çalışan bir arkadaşım burayı 20 yıllığına kiraya vereceklerini söyledi. Başvurmalıyız Elena.
Twenty-five so far.
Şimdiye dek 25.
Twenty.
- Yirmi.
I am not getting out of this cab. - Twenty, 25.
Bu taksiden inmiyorum.
Twenty bucks?
Yirmi dolar mı?
Here's a twenty... thirty...
İşte, 25... ve 30.
In spite of that why is just one out of every twenty complaint registered?
Ama neden her 20 şikayet dilekçesinden sadece biri kayıtlı oluyor?
- Twenty each.
- Tanesi 20.
Twenty-five.
25.
The driver fled the scene before police officers arrived, to find the lorry was carrying twenty young women being kept in inhumane conditions.
Aracın sürücüsü emniyet güçleri gelmeden önce olay yerinden kaçtı. Terk edilen kamyonda insanlık dışı koşullarda taşınan yirmi genç kadın vardı.
- Twenty metres.
- Yirmi metre.
- Twenty-eight.
- 28'inde.
Twenty-four hours I stay within these four walls.
Dört duvar arasında 24 saat kalıyorum.
Doo-ri, how old are you? Twenty
- Doo Ri, kaç yaşındasın?
Two-twenty-two.
Ya?
I met him some twenty years ago.
Yirmi yıl önce tanıştık.
I didnit come out until I was twenty two.
Yirmi iki yaşına kadar da dışarı çıkamadım.
- We met twenty years back. Yeah, you got married.
- Yirmi yıl önce tanıştık.
Ten crore one thousand twenty-nine.
100.001.029...
Twenty?
- 20 mi? 30 mu?
What's your twenty?
Durumun nedir?
And that's the twenty-second flea-flicker in a row.
Ve bu üstüste 22. flea-flicker oyunu oldu.
I spent twenty years slaving away as a doctor in the hospital.
20 yılımı hastanede köle gibi doktorluk yaparak geçirdim.
This place was a real pigsty twenty years ago.
Burası 20 yıl önce bildiğiniz ahır gibiydi.
But now, twenty years have passed.
Ancak şimdi, o 20 yıl mazide kaldı.
I know, I know, I went a little long last time, but I got my set down to a tight twenty and this has been such a blast.
Biliyorum, biliyorum, geçende fazla ileri gittim ama bu defa kendimi 20 dakikaya ayarladım büyük patlama olacak.
The two of us have been friends for over twenty years.
İkimiz yirmi yıldan fazladır arkadaşız.
- Twenty pesos each.
- yirmi pezo.
Twenty?
- 20.