Twist it traduction Turc
575 traduction parallèle
Twist it.
Çevir.
You'd twist it into something horrible.
Korkunç bir şeye çevirirsin.
You must twist it right, then twist it left.
- Neden? - Bir gemi göreceksin. İçinde mi?
I know, then twist it.
Biliyorum, o zaman tersini yap.
Princess, you've got a very attractive little nose, but keep it out of my business or I'll twist it off for you.
Prenses, çok çekici, küçük bir burnun var. Ama onu işime sokma yoksa kopartıp alırım.
Twist it like this.
Devamlı döndür.
I'll try to twist it.
Çevirmeye çalışacağım.
You get a stick with a fork on it, sometimes you can twist it.
Eline bir çatallı sopa alacaksın.
I tell you, he gonna grab hold of that guitar down there, twist it up, tune it up, gonna twang-twang-twang it for you!
Size diyorum, şuradaki gitarı alacak tutacak, akordunu yapacak ve sizler için tıngırdatacak!
- They'd twist it out of you.
- Seni açığa çıkardılar.
You can twist it any way you want. But the point is... you are their main enemy.
İstediğin yöne çekebilirsin ama gerçek şu asıI düşmanları sensin.
Gotta twist it. It's not what I meant, brain.
Söylemek istediğim o değildi, akıllı.
Somebody step on it or did you twist it?
Biri mi bastı, yoksa burktun mu?
Twist it!
Saplayın!
Twist it!
Kıvır!
I will twist that mofo, I will twist it into his voice box, and rip that thing, rip it out, and he'll talk like this for the rest of his life.
Sonrada çevireceğim. Ses tellerinin içindeyken çevirip pat diye çıkaracağım. Hayatının sonuna kadar şöyle konuşmak zorunda kalacak.
You planted a dagger in me... and your "freedom" gives you licence to twist it in my heart?
Kalbime bir hançer sapladın ve lanet olası özgürlüğün onu kalbimde çevirmene izin mi veriyor? Ama bitti!
Don't twist it around!
Kıvırma ortalıkta!
I can't reach it, but you twist it to the right and then to the left.
Yetişemiyorum, ama önce sağa sonra sola çevirin.
I ´ m gonna take your neck and twist it around your back!
Kafanı tutup tersine çevireceğim!
a completely solid object... and twist it inside out indefinitely forever... and that's the shape of the universe.
İçten dışa doğru sonsuz bükün. İşte evrenin şekli budur.
[Screeches] And when I found out it was Jackson, I thought it was a great twist. I think not a lot of people expected him.
Onun Jackson olduğunu öğrendiğimde bunun bir dönüm noktası olduğunu düşündüm bir çok kişi onun olduğunu düşünmüyordu.
All you who love your paunch and our propriety There's one thing you must finally realize No matter how you try to twist and turn it
Siz tüm işkembesini ve görgü kurallarımızı sevenler anlamanız gereken bir şey var en başında ne kadar deneseniz de kıvırtıp bükmeyi önce yemek gelir ahlak konuşmaları sonra.
The town behind it with those flat-faced brick houses... and a cart crawling up a hill between high hedges... and Jane Austen, Oliver Twist and Sherlock Holmes.
Arkasındaki kasabada, düzgün yüzeyli tuğladan evler yüksek çitler arasındaki tepeyi tırmanan bir at arabası ve Jane Austen, Oliver Twist ve Sherlock Holmes.
Funny twist, isn't it?
Tuhaf bir değişim, değil mi?
Oh, dear. Tell me, is it the perspective... that gives my nose that curious twist in the middle?
Söyle bakalım, burnumun ortasındaki bu acayip kavisin sebebi de o perspektif mi?
Tarzan will twist your head off for this and feed it to hyenas.
Tarzan kafanızı koparıp sırtlanlara yem yapacak.
You figure it's gonna be a pass, you see, but the twist...
Pas olacağını sanıyorsun, ama hilesi...
Kind of a crazy story with a crazy twist to it. One you didn't quite figure out.
Çılgınca bir hal alan, çılgınca bir hikaye ama herşeyi çözemedin.
Maybe it's just a new twist in the same old act.
Belki bu, o eski numaraya yeni bir dokunuştur.
She had a glass of ginger ale with a twist of lemon in it.
Bir bardak limonlu zencefil gazozu aldı.
The twist. It spins, spins here and under here. It's as if a fly were..
- Sanki başımın etrafında..... bir sinek durmadan vızıldayarak dönüyor...
The Twist. - Forget it, I got it.
- Torcinello. – Sen bırak, Ben götürürüm.
If I could get that approach, so it's smooth... then get the twist of the wrist.
Piste hafifçe yaklaştım, sonra bileğimi çevirdim, ve tekrar bileğimi kıvırdım.
Yet, there is one small twist in it.
Yine de burada küçük bir çarpıklık var.
It might seem as if I were trying to influence you, twist your arm.
Koluna sarılmam, sanki seni etkilemeye çalışıyormuşum gibi görünebilir.
You know how easy it is to mould minds for good or to twist them for evil.
Zihinlerin iyiye ya da kötüye nasıl kolayca yönlendirilebileceğini bilirsin.
Twist it. Oh! There you go.
Ne oldu?
Twist, I told him the tale, but he didn't go for it.
Twist ona hikayeyi anlattım, ama yemedi.
IT'S CALLED A FRENCH TWIST.
"Fransız topuzu" deniyor.
Dad, is it true that Yuri does doubles in the air then a twist, and comes down on one knee?
Baba, Yuri'nin şey yaptığı doğru mu? Havada iki tur atıp, bir de burgu yaptıktan sonra tek ayak üstüne indiği?
Hold her arm, then twist it. "
"O senin düşmanın, aşkın değil."
He's just made it to the rope... just a little lucky there and there it is, a double Eydie Gourmet, should be able to twist out of this... and he does... but he's looking pretty groggy... and I think he's caught himself there with two forearm smashes, and that is it! .
Colin'in başı büyük dertte.
There was the twist, there was those... when a couple, who could really do it for a really long time... the we all stopped, made a circle and just clapped...
Twist vardı, bir de şey vardı... Bir tane çift bu dansı uzun süre yaptılar... Ardından hepimiz durduk, bir çember oluşturduk ve alkışladık.
One interesting twist to this situation, although it is strictly rumour... is Christian's associates have offered a $ 100,000 bounty... to anyone who can produce the missing Tony Vincent or his accomplices.
Henüz bir söylenti olmasına rağmen olayla ilgili ilginç bir gelişmeye göre Christian'ın ortakları, Tony Vincent ya da arkadaşlarını bulacak kişiye 100.000 $ ödül teklif ettiler.
Twist that tourniquet tight and hold it there.
Sargı bezini sar ve sık.
Right. I got another twist on it.
Tersini de yapabiliyorum artık.
I make it myself, with a lemon twist.
Kendim yapıyorum, limonlu.
You want it with a lemon twist?
Limonlu mu olsun?
- He did a twist on it.
- Tam tersine çevirmiş.
How you're trying to twist the world and make the future come out the way you want it to.
Dünyayı değiştirmek ve geleceği istediğin gibi şekillendirmek istemeni, her şeyi.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72