Twixt traduction Turc
60 traduction parallèle
Why, twixt the two of you, you'd have old Satan down in a jiffy.
İkiniz birlikte ihtiyar şeytanı bir çırpıda alaşağı ederdiniz.
Well, there's a heap of difference twixt farming the bottomland and the top.
Ovalık araziyle tepedeki arazi arasında çok fark vardır.
I couldn't see. I didn't have no call to come twixt you and him.
Sizinle onun konuşmanızın ortasına girdiğimden haberim yoktu.
Cole, this is gonna be a secret just twixt you and me, huh?
ha?
Upon the platform'twixt 11 and 12 I'll visit you.
On birle on iki arası yanınızda olacağım sette.
As far, my lord, as will fill up the time'twixt this and supper.
Oldukça, efendimiz ; şimdi gidersem akşama ancak dönebilirim.
As far, my lord, as will fill up the time'twixt this and supper
Oldukça, efendimiz ; şimdi gidersem akşama ancak dönebilirim.
" how brief the total span twixt birth and death
Ne kadar kısa, doğumla ölüm arası...
The people'twixt Philippi and this ground do stand but in a forced affection.
Philippi ile burası arasındaki halk zoraki bir sevgi gösteriyor bize.
Never come such division'twixt our souls.
Bir daha öyle ayrılmasın yüreklerimiz.
" There twixt heaven and earth suspended as the bell swung to and fro,
" Cennet ve yeryüzü askıda, çan ileri geri sallandıkça,
Signor Hortensio...'twixt such friends as we few words suffice... and therefore, if you know one rich enough to be Petruchio's wife... since wealth's the burden of my wooing dance.
Signor Hortensio, bizim gibi dostlar arasında uzun lata gerek yok ; Onun için eğer bu kız Petruchio'ya eş olacak kadar zenginse
'Twas bargained twixt us when we were alone... that she shall still seem curst in company.
Aramızda öyle kararlaştırdık : Başkalarının yanında huysuzluk edecek.
Your ships are stay'd at Venice, and the duke... for private quarrel'twixt your duke and him... hath publish'd and proclaim'd it openly.
Gemileriniz Venedik'te tutuldu, Dükümüz, Dükünüzle arasındaki anlaşmazlık sonucu, Halka yazıIı ve sözlü duyurular yayınladı.
As far as will fill up the time'twixt this and supper.
Şu an ile akşam yemeği arasındaki vakti dolduracak kadar uzağa.
The "Erasmus" would blast us if she caught us twixt here and Macao!
Erasmus burası ve Makao arasında yakalarsa, havaya uçurur bizi!
I'll wager that sweet round pair of peaches has never been forced'twixt two splintered planks, to plug a leak and save a ship.
Bahse girerim ki, şu tatlı ve yuvarlak şeftali çifti daha önce hiç iki parçaya ayrılıp, geminin yarasını tıkayıp, gemi kurtarmamıştır.
But there's many a slip'twixt a cup and a lip.
Ama kaçmak için bir çok yol var.
I can see you're hurtin'. Try to get some miles twixt us and that posse before I look at your leg.
İleride bir birlik olmadığından emin olursak bacağınla ilgilenebiliriz.
I hate the Moor and it is thought abroad that'twixt my sheets he's done my office.
Nefret ediyorum Mağripliden herkes söylüyor yatağıma girip benim görevimi yerine getirdiğini.
Go but apart, make choice of whom your wisest friends you will and they shall hear and judge'twixt you and me.
Git en akıllı dostlarını seç getir, dinlesinler bizi, hakem olsunlar.
Floating then'twixt heaven and earth
Gökyüzü ve dünya arasında uçardık
Gateway'twixt distant East and West
Doğu ve Batının geçiş kapısı
Cassio has my place,'twixt my sheets he's done my office,
Yerimi Casio aldı. Benim belgelerimi okuyor.
"'Cecily'it discharges From'twixt its wee beak. "
Cecily diyor sanki o küçücük gaga gibi ağzından. "
"The lark hath spake from'twixt its wee beak."
"Sadede gel, tarla kuşu, onun adı ki çivi gibi batıyor"
Twixt truth and madness lies But a sliver of a stream
Gerçekle delilik arasında incecik bir dere akar.
Said gap twixt "d" and "f" shall not slip from lips... in any word this group allows.
D-F arasındaki harf bu grupta ağızdan kaçmamalı. D-F arasındaki harf mi?
Said gap twixt "d" and "f." You're not using the letter "e"?
E harfini kullanmıyor musunuz?
"and twixt thy stones glimpsed I the truth." "All things must pass, thy face, my youth."
Ve taşlar gerçeği bir an olsun büksün, Her şey geçici, benim gençliğim, senin yüzün.
Going on a year now, I ain't had nothing twixt my nethers weren't run on batteries.
Son bir yıldır bacak aram pille çalışan aletlerden... başka bir şey görmedi.
And Turner there, I figure he's trying to settle some unresolved business'twixt him and his twice-cursed pirate father.
Ve Turner da, sanırım iki kere lanetlenmiş babasıyla arasındaki sorunu çözmek için onu istiyor.
Speaking further,'twixt your mine and now this bank, however much I mayn't be good at it, I feel I married rather well.
- Daha derine inmek gerekirse madenin, ve şimdi de bu banka arasında, her ne kadar başarılı olmasam da, iyi bir evlilik yaptığımı düşünüyorum.
Upon the platform,'twixt eleven and twelve, I'll visit you.
On birle on iki arası yanınızda olacağım sette.
And they shall hear and judge'twixt you and me if by direct or by collateral hand they find us touch'd, we will our kingdom give, our crown, our life, yea all that we call ours,
Uzaktan yakından suçlu görürlerse bizi tacımız, tahtımız, canımız senin olsun. Neyimiz varsa al, ceza olarak.
The time'twixt six and now must by us both be spent most preciously
Şu anla akşam saat altı arasındaki süreyi çok iyi değerlendirmeliyiz.
Twenty consciences, that stand'twixt me and Milan candied be they and melt, ere they molest!
Milano ile aramda, her biri bir buz parçası yirmi vicdan birden olsa ve hepsi eriyip aksa, yine rahatsız etmezdi beni.
If it's a row you want, I will cleave you in twixt!
Eğer istediğin bir kavgaysa, seni ikiye böleceğim!
and I have nightly since dreamt of encounters'twixt thyself and me.
Her gece rüyamda karşı karşıya geldiğimizi görüyorum.
Our soldiers will remain uncertain whilst'twixt you there's difference, but the fall of either makes the survivor heir of all.
İkinizin arasında rekabet olduğu sürece askerler kararsız kalacaktır. Ama biriniz düşerse her şey ayakta kalanın olur.
Look, I don't wanna make us look bad, but these dumb white writers don't know how us soul cats speak, one'twixt the other.
Bak, bizi kötü göstermek değil niyetim, ama aptal beyaz yazarların ruhlarımızın aralarında nasıl konuştuklarını, bildikleri yok.
"Halfway twixt the darkest gate " and this tablet laid atop a pairèd fate. "
"Yarı yol en karanlık kapının arasında ve bu tablet serilmiştir çifte kader üzerine."
If alchemists believed that the number of the Devil was 741 then it makes sense that they would think that Hell was 741 feet - beneath the surface of the Earth, right? - So halfway twixt...
Eğer simyacılar şeytan sayısının 741 olduğuna inanmışlarsa o halde cehennemin dünya yüzeyinden 741 feet aşağıda olması oldukça mantıklı olurdu, değil mi?
Twenty miles'twixt sun and sun, madam.
otuz kilometre, gidiş dönüş bayan.
♪ Twixt life and his death, in a sleep without end ♪
# Ölümü ile yaşamı arasında, sonsuz bir uykuda #
As far, my Lord, as will fill up the time'twixt this and supper, go not my horse the better.
Şu andan şölene dek vaktimi dolduracak kadar uzak efendim. Tabii, atım hızlı gitmedikçe.
Put some space'twixt us.
Aramızda biraz mesafe bırakın.
As far, my Lord, as will fill up the time'twixt this and supper, go not my horse the better.
Şu andan şölene dek vaktimi dolduracak kadar uzağa efendim. Atım daha hızlı gitmedikçe.
I have bedimm'd the noontide sun call'd forth the mutinous winds and'twixt the green sea and the azured vault, set roaring war to the dread rattling thunder have I given fire and rifted Jove's stout oak with his own bolt
Güçlü olmayan efendiler olsanız da sizin yardımınızla öğle güneşini soldurdum. İsyankâr rüzgârları göreve çağırdım ve yeşil dalgalarla mavi gök kubbeyi savaşa tutuşturdum. Gümbürdeyip duran korkunç gök gürültüsüne ateş verdim ve Jüpiter'in kaya gibi meşesini kendi yıldırımıyla yardım.
By Jove himself, it makes the consuls base, and my soul aches to know, when two authorities are up, neither supreme, how soon confusion may enter twixt the gap of both and take the one by the other.
Jüpiter hakkı için! Konsülleri aşağılamaktır bu! Ruhum sızlıyor bu durumu gördükçe!
At court, I learned your chaste daughter... and the wide difference'twixt villainous and amorous.
sarayda, iffetli kızının cinsel aşka ve alçaklığa..