English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Two of you

Two of you traduction Turc

16,854 traduction parallèle
And the two of you could live at rodeo shack.
İkinizi bir rodeo kulübesine kapatsak ya.
I think the two of you could handle this.
İkiniz bunu halledebilirsiniz.
It doesn't surprise you that trained police officers on guard duty, in a high state of vigilance, don't hear the two of you go upstairs for sex when he or she is less than three metres away?
Görev başında tetikte olan eğitimli polis memurlarının üç metreden yakın yerde seks yapmaya giderken duymadıklarını mı iddia ediyorsunuz?
So that the two of you can have a future... a life.
İkinizin bir geleceği, hayatı olsun diye.
And then you demanded he pay you six figures so there would be no record of the two of you working together.
Ve sonrasında size altı rakam ödemesini istediniz böylece ikinizin çalıştığına dair bir kayıt olmayacaktı.
Will the two of you at least consider saving face in the eyes of God and getting married?
Ikiniz de en azından yüzü kurtarmayı düşünür müsünüz? Tanrı gözünde ve evlenmek mi?
This is the safest place for the two of you right now.
İkiniz için en güvenli yer burası şu anda.
About the two of you?
İkiniz hakkında mı?
We reported rumors that the two of you were together.
Aldığımız duyumlara göre ikiniz ilişki yaşıyormuşsunuz.
Unless you want me to report the two of you to OPM, you're gonna spill.
İkinizi şikayet etmemi istemiyorsan, konuş.
- I just... - So I swapped the pills, and now before I'm arrested and tried for treason alongside the two of you, will someone please tell me, did I just poison the next Vice President of the United States?
- Bu yüzden hapları değiştirdim, o yüzünden hainlikten tutuklanmadan önce lütfen birisi bana, bir sonraki başkan yardımcısını zehirlemediğimi söylesin?
Why are the two of you so drawn together?
Neden birbirinize bu kadar yakınsınız?
So we waited until the shift change when we knew we could take two of you down at once.
Nöbet değişimine dek bekledik, böylece aynı anda iki kişiyi birden ortadan kaldırabilirdik.
We can arrange it for the two of you to drive into custody together, and then you can remind him of who you are.
İkinizi birlikte gözaltına alabiliriz, böylece yolda kim olduğunu hatırlatabilirsin.
She said some pretty awful things about the two of you.
İkiniz hakkında epey kötü şey söyledi.
But then we have to fix you and Jace, because the two of you not talking really messes with my chi.
Ama sonra Jace'le aranızı düzelteceğiz çünkü konuşmamanız Chi enerjimi bozuyor.
You see two of you too, right?
Sen de iki tane sen görüyorsun değil mi?
Will it just be the two of you?
Sadece ikiniz mi olacaksınız?
But the two of you... you made me feel stronger than I'd ever felt before.
Ama siz ikiniz hiç hissetmediğim kadar güçlü olduğumu hissettirdiniz.
You might share spit and secrets, but the two of you's don't share blood.
Birbirinizin tükürüğünü ve sırlarını paylaşıyor olabilirsiniz ama siz ikiniz aynı kanı taşımıyorsunuz.
If you were paying any attention, Harry, you would have realized that's exactly what she thinks about the two of us.
Biraz kulak vermiş olsaydın Harry Kate'in ikimiz hakkında düşündüğünün de tam olarak bu olduğunu anlardın.
And then, you were saying, "I can't believe that nobody's thought of putting these two foods together."
Sonra da şöyle dedin : "Kimsenin bu iki yiyeceği beraber yememesine inanamıyorum."
Call her because it's you two that she loves and she's really proud of, and there's nothing that Dale and I can do about it.
Onu arayın. Çünkü gurur duyup sevdiği ikili sizsiniz. Ve Dale'le benim bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.
You have a lead of two points, and you started playing defensive.
2 puan kazanma şansın var ama savunma yapmaya başlıyorsun.
And you can't drink on the antibiotics, which you take two of each day along with the anti-inflammatory.
Antibiyotik kullanırken içki içmen yasak ki günde iki kere anti-enflamatuarla alacaksın.
It has become painfully obvious to Sheldon and myself that we're going to have to interact on a monthly basis so we let you two do most of the talking we reduce our conversation to banal pleasantries and everybody comes out unscathed.
Sheldon ve ben acı bir şekilde aşikardı... Aylık olarak etkileşim kurmamız gerektiğini... Bu yüzden ikinizin konuşmalarının çoğunu yapmasına izin veriyoruz...
Nice of you two to come out.
İkinizin gelmesine sevindim.
We dealing with that drug situation as we speak, but I need you to right this wrong, so the two of us can have a long partnership, making money for years to come.
Uyuşturucu meselesiyle konuştuğumuz gibi ilgileniyoruz ama senin de bu sıkıntıyı düzeltmen gerekiyor. Böylece uzun süreli bir iş ortaklığımız olur yıllar boyu cebimizi güzelce doldururuz.
You killed two people right in front of me.
Gözümün önünde iki tane adamı öldürdün.
Hurry up with your alibi for either of the first two murders, and then we can eliminate you.
Şu iki cinayet için kanıtlarını bulmada elini çabuk tut ki biz de seni eleyebilelim.
So when we left off, the score was you had two of our guys and the Snowman.
Son bıraktığımızda iki adamımız ve Kardan Adam elinizdeydi.
While you two stay here and try to identify the American woman who's the focus of our unsub's attention.
Siz de burada kalıp şüphelinin dikkatini çeken Amerikalı kadını bulmaya çalışın.
When you were about two years old, you got your hands on this, and you broke off one of the wings.
Sen yaklaşık 2 yaşındaydın. Onunla oynarken kanatlarından bir tanesini kırmıştın.
Obviously I didn't realize that you two had history, and I don't want to dismiss it, but we are running out of time here, and we need both of you.
Açıkçası aranızda bir mazi olduğunu farketmemiştim. Ve karışmak istemem ama zamanımız tükeniyor ve ikinize de ihtiyacımız var.
Mr Marley had his wallet stolen and only two days later Mr Scrooge has confirmed you paid off part of your debt.
Bay Marley cüzdanını çaldırmış ve yalnızca iki gün sonra, Bay Scrooge'un doğruladığı üzere borcunuzun bir bölümünü ödemişsiniz.
I assume you are referring to that clause under English law whereby any man in possession of two daughters is therefore exempt from paying his debts.
Sanıyorum iki kıza sahip herhangi bir adamın tüm borçlarından muaf olduğunu söyleyen kanundan bahsediyorsunuz.
To get it right, all you had to do was two seconds of extra effort.
Doğru dürüst halletmek için tek gereken iki saniyelik ekstra efordu.
You think the two of them played a spirited game of backgammon?
Sence hayali tavla falan mı oynuyorlardı?
So, I'd be helping you two protect some kind of super-genius?
Yani ben bir tür süper dahiyi korumanıza mı yardım edeceğim?
You two have kind of a friendly rivalry.
Ä ° kinizin dostça bir rekabetiniz var.
Now, would you two mind if we took a look in the back of this ambulance, no doubt rented from a private EMS service to move about freely in the quarantine?
Å ž imdi eğer ambulansın arkasına bir baksak sorun olur mu? Karantinada rahat hareket edebilmek için özel bir şirketten kiraladığınıza hiç şüphem yok.
You started running there after Naz put the new rules in place, and you realized that if you sprinted ahead of your tail, you'd have a minute or two, maybe, where they wouldn't have their eyes on you.
Naz yeni kurallar koyduktan sonra orada koşmaya başladın ve peşindeki elemandan biraz daha hızlı koşarsan seni göremeyecekleri bir veya iki dakikan olabileceğini fark ettin.
Ronnie, your ass feels like a ripe cauliflower, you've got as much hair on your back as you do on your head, and that dick of yours has always been two sizes too small.
Ronnie, kıçını olgun bir karnıbahar gibi hissediyorum başının üstünde olduğu gibi gerinde de çok fazla kıl var gibi. Ve aletin hep iki beden küçüktü.
You're gonna go straight home, You're gonna drink a bucket of water, And take two aspirin, and jump into bed.
Doğruca eve gidip, bir kova su içeceksin ve iki aspirin alıp yatacaksın.
It was the only way I could save you from the two of them.
Seni onlardan kurtarabilmemin tek yolu buydu.
And I'm gonna be lucky if I get two hours of goddamn sleep because you are such a little baby!
Ve iki saat uyuyabilirsem kendimi şanslı sayacağım ; çünkü küçük bir bebek gibisin.
You see... there's only two kinds of men in this world your daddy and me.
Gördünmü... bu dünyada iki çeşit erkek vardır. Baban ve ben.
Now, way I see it, you've got two options and I'm sorry to say not either of'em involves you having a friendship with my baby girl.
Şimdi benim anladığım kadarıyla... iki seçeneğin var... ama bunlardan hiç birisi maalesef... kızımla arkadaşlık yapmanı sağlamıyor.
One thing's for sure, you two sure left a nice trail of bread crumbs behind ya.
Ama kesin olan bir şey var siz ikiniz arkadanızda ekmek kırıntılarından güzel bir iz bıraktınız.
Wh-What about the plan you two took part in to murder a criminal informant of ours, Mr. Nomar Arcielo, huh?
Peki ikinizin birlikte yaptığınız bizim muhbirimiz Bay Nomar Arcielo'yu öldürme planına ne demeli?
If you two are about to get excited, maybe you could get rid of that spaceship first.
Eğer heyecanlanacaksanız, belki de önce uzay gemisini bıraksan iyi olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]