Tyree traduction Turc
109 traduction parallèle
That's Tyree and the Paradise River Patrol.
Paradise River devriyesi ve Tyree bu.
Get some rest, Tyree.
- Dinlenebilirsin, Tyree.
Sorry to be late, Tyree.
- Geciktiğim için üzgünüm, Tyree.
Tyree, it's about time I did retire.
Tyree... Tam zamanında emekli oldum.
Captain Tyree.
Yüzbaşı Tyree?
- Captain Tyree.
Yüzbaşı Tyree?
- Sergeant Tyree?
Çavuş Tyree!
- Sergeant Tyree? - Yes, sir. I'm ordering you to volunteer again.
Çavuş Tyree, tekrar gönüllü olacağın bir görev veriyorum.
Were you ever scared, Captain Tyree?
Şu ana kadar hiç korktun mu Yüzbaşı Tyree?
That was Sergeant Tyree's department.
Çavuş Tyree'nin bölümündendi.'
- Tyree.
- Tyree.
Anybody by the name of Tyree among your horse thieves?
At hırsızlarının arasında adı Tyree olan var mı?
Name's Tyree. A $ 50 reward.
İsim Tyree. 50 dolarlık ödül.
- Trooper Tyree?
- Asker Tyree?
"Demand from the Deputy US Marshal to seize one Travis Tyree"
" Bölge savcılığının kendisine verdiği yetkiyle, Travis Tyree'yi
- The deserter, Tyree, sir.
- Kaçak, Tyree, efendim.
You're under arrest, Tyree.
Tutuklusun, Tyree.
I know that you are an excellent judge of horse flesh, Trooper Tyree.
Attan iyi anladığını biliyorum, Asker Tyree.
"Trooper York, Trooper Tyree,"
" Asker York, Asker Tyree,
And Trooper Tyree is given a seven-day furlough!
Asker Tyree'ye yedi günlü sıla izni verilmiştir!
One of those men walking into ambush is Tyree, the friend I lived with here.
Tuzağa doğru yürüyen kişi, Tyree, burada birlikte yaşadığım arkadaşım.
Tyree's camp's a quarter mile away.
Tyree'nin kampı 400 m uzakta.
Do you know a hunter named Tyree?
Tyree adında bir avcı tanıyor musunuz?
He's James Kirk, he's a friend of Tyree's.
Tyree'nin bir arkadaşı.
I bring Tyree.
Ben Tyree'yi getiriyorum.
I've learned the hunter Tyree is now their leader.
Tyree şimdi onların lideri.
Oh, Tyree, did you really hate that madness?
Tyree, o çılgınlıktan gerçekten nefret ettin mi?
Only one lovely beast, Tyree. My huge angry man.
Yalnız bir sevgili canavar, Tyree, benim kocaman, öfkeli erkeğim.
It is said the dying one is a friend of Tyree - from long ago.
Ölmekte olan Tyree'nin arkadaşıymış, çok eskiden.
I am Tyree.
- Ben, Tyree.
And I am Tyree's woman.
- Ve ben, Tyree'nin kadınıyım.
Tyree.
Tyree.
I told him to take me to Tyree's camp.
Beni Tyree'nin kampına götürmesini söyledim ona.
And I know you have many ways to make your friend Tyree a man of great importance.
Arkadaşın Tyree'yı önemli biri yapmak için birçok yolun var.
Tyree has told me much of you.
Tyree senden çok bahsetti bana.
Tyree, supposing you had to fight, what then?
Tyree, savaşman gerektiğini varsayarsak. Sonra peki?
Yes, maybe you have. Tyree's wife said there was something in that root. She said now, that you can refuse her nothing.
Tyree'nin karısı istediği hiçbir şeyi reddedemeyeceğini söylemişti.
And what about your friend Tyree?
Peki ya arkadaşın Tyree?
Since Tyree won't fight, he will be one of the first to die.
Tyree savaşmayacağı için, ilk ölenlerden biri olacak.
Tyree even thought the same when I cast my first spell on him.
Tyree de aynı şekilde düşündü.
Tyree, the firestick, where is it?
- Ateşli çubuk nerede? Orada!
Look who's here, Tyree.
Bak burada kim var Tyree.
Nothing happened, Tyree.
Kötü bir şey olmadı Tyree.
Me, him, Tyree and a few others used to ride together.
Ben, o, Tyree ve birkaç kişi daha eskiden birlikteydik.
This dog somehow got tangled up with Tyree's horse.
O köpek nasıl olduysa Tyree'nin atına takıldı.
And Tyree went flying.
Ve Tyree attan düştü.
- Tyree.
- Tyree?
Tyree.
Tyree...
Tyree, we must talk now.
Tyree, konuşmalıyız.
Tyree.
Tyree?
- Tyree's woman.
- Tyree'nin kadını.