Uhm traduction Turc
639 traduction parallèle
Uhm!
Uhm!
Uhm, my daughters, Mr. Collins.
Kızlarım, Bay Collins.
Lee Eun-shim Um Aeng-ran
Lee Eun-shim Uhm Aeng-ran
Uhm... yes.
Şey... Evet.
Uhm...
Uhm..
- Uhm, well done
- Mmm, aferin sana.
I... uhm... what?
Şey anlayamadım?
- I can afford to be. - And, uhm...
Küstah olmak için param var.
Uhm, why Pasha?
- Niye Paşam?
Uhm? What's what?
Hangisi?
Uhm...
Şimdi de...
He's split, uhm?
Defolup gitti mi?
- Uhm. No... somebody in particular.
- Hayır, belirli birini kastediyorum.
Uhm, thanks.
Teşekkürler.
Now, uhm, what was it again?
Şimdi, konu neydi?
Hello, uh, Mrs. Twolumps, uhm, could we have two cups of coffee, please.
Alo. Bayan İki Şeker, bize iki kahve getirir misiniz?
Uhm, have you been here before?
- Hayır, bu ilk gelişim.
Uhm, have you come to arrange a holiday or would you like a blow job?
Tatil satın almaya mı geldiniz, yoksa oral mı istersiniz?
Now then, uhm, about the holiday...
- Pekala, şu tatil hakkında...
Uhm... - Thank you!
Çok teşekkür ederim.
I eat, uhm... anything!
Ben, şeyy... ne olursa yerim!
Uhm... 1931
Öyle mi? 1931 yılıymış.
Uhm... perhaps you should try with the left
Diğer elinle ver.
- Uhm, here are ours.
- Bizimkiler de bunlar.
- Uhm, but what are they?
- Onlar nedir öyle?
Uhm, it's delicious.
Çok lezzetli.
Uhm. Alright.
Madem ısrar ediyorsun.
Uhm. It was Laura and I saw her glowing.
" Laura'ydı o, kor gibi parlarken gördüğüm.
Alright, uhm...
Tamam, ben...
Sarge, listen to me, uhm...
Çavuş, beni dinle...
Uhm... I'll call an ambulance.
Bir ambulans çağıracağım.
Wait a minute, uhm... Are we dead?
Şey, çok kolay olmalı.
Ah, yeah, me too. Uhm. So what do we do now?
Ne tür bir anne-baba kendi çocuğunun bu tür videoda olmasını ister?
Yeah, yeah, but, uhm, least we got this. Heh heh.
Butt-Head, çocukla aynı şortu ve ayakkıbıyı giyiyorsun.
I want you to, uhm, tell me your dreams.
Senden... rüyalarını anlatmanı istiyorum.
Uhm, I'll take these I had nowhere else to put them
Aa, bunları alacağım, onları bırakamam. Koyabileceğim başka bir yer yok.
MAN-EATER TWO! No, uhm...
- YAMYAM 2, hayır, ıhmm...
Uhm... It is...
Şey o...
Uhm...
Şey...
Uhm, we found thousands in a pit near the Stargate.
Uhm, geçidin yanındaki çukurda binlerce bulduk.
Yes, and we can still, uhm...
Evet ama hafta sonu...
Okay, uhm, you know, we haven't been very, uhm, physical, or anything and I'm not opposed to us becoming more... intimate, but I just want you to know that everything has a perfect place and time.
Peki, biliyorsun ki biz fiziksel yada herhangi bir şekilde çok yakınlaşmadık. Ve ben daha yakın olmamıza karşı çıkmıyorum. Ama her şeyin yeri ve zamanı olduğunu bileni isterim.
Uhm, well thank you.
Şey, teşekkür ederim.
I have to go. Uhm...
Benim gitmem gerek.
I - if, you know, if...
BEN, EGER UHM...
I... uhm...
- Beenn... şeyy,
Uhm... please use these.
Bunu kullanabilirsin.
Uhm...
Hayır.
Well, uhm... I just wanted to say that I ´ m really happy with the class... and uhm...
Aa şey... ben gerçekten şunu söylemek istiyorum sınıfınızda olmaktan çok mutluyum... ve..
Uhm, she's coming down too
O da geliyor.
Uhm, a white man going on the black's side, eh?
Mmm, beyaz adam siyahların tarafında, ha?