Ul traduction Turc
171 traduction parallèle
Bang Ul Ri.
Bang Wool!
Hey there, Bang Ul Ri.
Bana bak, Bang Wool!
Isn't that wonderf ul?
Müthiş değil mi?
Wonderf ul, just wonderf ul.
Harika. Tek kelimeyle harika.
Wasn't that wonderf ul, ladies?
Harika, değil mi, bayanlar?
Wonderf ul.
Harika.
Why don't we all line up like a goddamn bunch of ants in the most beautif ul part of the day and gas ourselves?
Neden günün en güzel saatinde karıncalar gibi dizilip kendimizi zehirlemeyelim ki?
And since then it's been extremely painf ul for him to tuck the violin.
Kemanı kavrayabilmek ona artık çok acı veriyor.
That was beautif ul.
Çok güzeldi.
All I've been getting f rom you is meaningf ul looks at the dinner table and vague suggestions about the day...
Senin tek yaptığın masada anlamlı bakışlar ve yarından sonrası için imalar...
You certainly do have a beautif ul piece of real estate out here, Mr. Dupea.
Eviniz kesinlikle çok güzel, bay Dupea.
How could you ever leave such a beautif ul place?
Böyle güzel bir yeri nasıl bırakabildin?
You have a beautif ul head of hair.
Saçların sana çok yakışmış.
Two : We will not, while this is being settled, look at liquor or any woman, so as to get mix ed up with one or the other harmf ul.
Bu süre zarfında içkiye ve kadına bakmayacağız çünkü bunlar amacımıza zarar verebilir.
Our forward continuance is impeded by this fellow, who is begging you will accompany him that he may show you a rare and wonderf ul thing.
İleriye devamımız bu kişi tarafından engellendi. Onunla gitmeniz için yalvarıyor. Nadir, harika bir şey gösterecekmiş.
You will be very happy and delightf ul...
Çok memnun kalırsınız ve...
I must admit she really is an eyef ul.
Çekici bir kız olduğunu kabul ediyorum.
And tell him I'm also gratef ul to all them other holy men who waited for me, from one generation to another down the centuries to this present day and fortuitous occasion.
Ayrıca, yüzyıllar boyunca nesilden nesle bugüne bu uğurlu ana kadar beni bekleyen tüm kutsal insanlara da minnettarım.
And these are the unfaithf ul husbands and these the wives?
Bunlar da sadakatsiz kocalar ve karıları mı?
One more thing is needf ul for my destiny to be f ulfilled.
Kaderimi gerçekleştirmem için son bir şey gerekli.
I, Sikander the Second, hereby take thee Roxanne, to be my lawf ul wedded wife and queen of Kafiristan. Selah.
Ben, İkinci Sikander, böylece sen Roksan'ı meşru eşim ve Kafiristan kraliçesi ilan ediyorum.
You knew most worshipf ul Brother Daniel Dravot, Esquire.
En tapınılası Kardeşimiz Bay Daniel Dravot'ı biliyorsunuz.
- Mukait Ul-lah.
- Mukait Ul-lah.
"al Angliei, spre Canterbury-ul spre care se îndreaptã,"
İngiltere'den Caunterbury'ye kadar yolculuk ederler
Pentru unii, jazz-ul e o muzicã diabolicã cântatã de oameni diabolici.
Jazz'ın şeytani olduğuna dair bir görüş vardır. Çünkü şeytani insanlardan geldiğine inanılır.
To be purposef ul.
Amacımın olmasını.
Um, I realise that this is completely superficial and that underneath all that, you are undoubtedly a wonderful person with wonderf ul human qualities.
Bunun tamamen dayanaksız olduğunun farkındayım... ve bunların altında mükemmel nitelikleri olan harika bir insan... olduğundan hiç şüphem yok.
But how wonderf.ul you still think of me like that.
Ama hakkımda hala öyle şeyler düşünmen çok harika.
You're gonna have to be caref ul out here.
Buralarda dikkatli olmalısın.
I want you to say, "I apologize, beautif ul black woman mother of the Earth, queen of the universe."
Diyeceksin ki, "Özür dilerim, güzel, siyah kadın dünyanın anası, evrenin kraliçesi." Üzgünüm.
I like your beautif ul hair, your eyes, your lips.
Güzel saçın, gözlerin, dudakların hoşuma gidiyor.
Around here there's beautif ul hills.
Gitmeliyiz. Buralarda güzel tepeler var.
The light was beautif ul.
Bu sabah oradaydım. Lşık çok güzeldi.
Or become a very powerf ul player himself.
Ya da çok güçlü bir taşa dönüşebilir.
It's like Paul's song, "Live and Let Live."
Paul'ul şarkısında olduğu gibi "Yaşa ve yaşamaya izin ver"
There's one issued by Malik-ul-Khan :
İşte Malik-ül-Han'ın çıkardığı bir fetva...
I'll kill Malik-ul-Khan a hundred times before he dares to touch you.
Malik-ül-Han sana bir şey yapmaya kalksın, ben onu gebertirim.
He's Malik-ul-Khamyou traitor.
O Malik-ül-Han, seni hain.
Malik-ul-Khanjust talks... the way politicians do.
"Malik-ül-Han sadece konuşuyor... " politikacılar gibi.
Malik-ul-Khan': fame...
Malik-ül-Han'ın fetvası...
Malik-ul-Khan- -
Malik-ül-Han...
Before Malik-ul-Khan gets to you, I'll kill you myself!
Malik-ül-Han'dan önce ben seni öldüreceğim!
Our informer says Malik-ul-Khans men were seen near Hazratbal last evening.
Muhbirimiz Malik-ül-Han'ın adamlarının Hazretbal yakınlarında görüldüğünü söylüyor.
I'm certain that Malik-ul-Khan will spend the night in this village.
Malik-ül-Han'ın geceyi bu köyde geçireceğinden eminim.
Malik-ul-Khan is my name- - soldier for Kashmifs independence.
Adım Malik-ül-Han, Keşmir'in bağımsızlığı için savaşan bir askerim.
Ul.
Evet, çok kötüymüş. Evine gittim ama yoktu.
- Consider themselves different.
-... Goa'ul'dan farklı olduklarını biliyorum.
The first overseas premier of UI's screen epic Spartacus... ... is the most brilliant event on London's show business calendar.
Ul epiği Spartacus'ün ilk denizaşırı galası Londra'nın eğlence takvimindeki en görkemli olay.
As it has been prophesied by our great potentate, Ul-Thar we vow our lives to protect this special child.
Büyük hükümdarımız Ulthar'ın önceden söylediği gibi yaşamlarımız uğruna bu özel çocuğu korumaya ant içtik.
Oh, what a way to talk about a beautif ul dog like this.
Bu nasıl bir tavır?
In a bygone era, I alone ruled this land until a powe _ ul enemy defeated me, calming the raging elements of the Savage Land, leaving me powerless, banished to this rocky prison.
Nereye gittiğini bilmen için tek tahmin hakkın var. Muir Adası'ndaki dostlarımızla görüşemedim. Jeannie üzerinde çalışıp duruyorlar.