English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Unambiguous

Unambiguous traduction Turc

27 traduction parallèle
- It seems unambiguous.
- Bence anlaşılmaz bir şey değil.
I just wish I could get one clear, unambiguous sign.
Tanrım! Keşke net, kafa karıştırmayan bir sinyal verse.
It demands the toughest and most unambiguous response from the West.
Batı'nın cevabı sert ve net olmalı.
Very unambiguous and I think it is one of the candidates for the prize for the peak year of 1985.
İşte Uluslarası Terörizmin apaçık bir örneği. Her şey çok açık ve bana göre 1985 in en iyileri ödülüne adaydı.
The truth is the intelligence services are not giving the Government what it wants - clear, unambiguous statements.
Gerçek şu ; İstihbarat servislerinin Hükümete vereceği bilgiler net ve kesin ifadeler olmalıdır.
So, that very day and into the early hours Joseph employed the celebrated unambiguous phrases his previous employer and given him so wretchedly little opportunity to practice
O gün, ertesi günün ilk saatlerine kadar Joseph, eski patronunun kendisine çok az uygulama fırsatı tanıdığı şu meşhur "muğlaklıktan arınmış" ifadelere hayat vermekle uğraştı.
You will send a clear and unambiguous signal that you are aware of the issue and that we here at L.A.P.D.
Olayın farkında olduğuna ve Los Angeles Emniyeti olarak vaziyeti toparlamakta kararlı olduğumuza dair açık bir işaret vermiş olursun.
I don't do this enough, taking swift and unambiguous action on a substantive move for civil rights.
Medeni haklar konusunda anlamlı, böylesine hızlı ve kesin eylemleri yeterince yapamıyoruz.
It's pretty unambiguous.
Çok belirsiz bir tanım.
Unambiguous genitalia... - if I had my druthers, but - - Shh.
Kesinleşmiş cinsel organı kişisel tercihlerim göre...
And it was a language that was specially developed to be precise and unambiguous, which made it ideal for scientific and technical terms.
Ve kesin ve net olması için özel olarak geliştirilen bir dil, onu aynı zamanda bilimsel ve teknik terimler için de ideal yapıyordu.
You need to make sure your essay is unambiguous.
Makalenin açık olmasına dikkat et.
To make the cause of death unambiguous.
Ölüm nedenini kesinleştirmek için.
You see unambiguous carvings that clearly are geometric in nature, tons of right angles.
Görüyorsunuz, şüphe götürmez oymalar açıkça geometrik bir esasta ve, bir sürü dik açı.
Since we slept together... we can have an unambiguous relationship.
Sadece yattık. Arada gerginliğin olmadığı bir ilişki kurabiliriz.
Unambiguous relationship?
Bir kadınla belirsizlik olmayan bir ilişki?
The employee handbook is unambiguous, Rod.
Çalışanın el kitabı açık, Rod.
Of course, at this stage it is too early to give any definitive reactions to these events, but once the facts are gathered, um, you can expect a full and unambiguous response from the Secretary of State.
Elbette, bu noktada böyle olaylara kesin tepki vermek için çok erken, ama bilgiler toplandığında Dışişleri Bakanlığı'ndan tam ve net bir açıklama bekleyebilirsiniz.
Will that involve a full, unambiguous condemnation of Israel's failure to rein in its own domestic extremists?
İsrail'in kendi yerel radikallerini dizginlemedeki başarısızlığını tam, net bir kınamayı da içerecek mi?
But it is fair, and, better still, it is unambiguous.
Fakat adil ve daha da iyisi kesin bir çözüm.
He's on the ground, and he's sending a very unambiguous message, telling us to come to his planet.
Yerde, çok net bir mesaj yolluyor ve bizden onun gezegenine gelmemizi istiyor.
Just a moment of... unambiguous perfection.
Sadece bir dakikalık tartışmasız mükemmellik.
The Bible is unambiguous.
İncil'de açıkça belirtilmiştir.
This is a very clear and unambiguous situation.
Oldukça kesin ve tartışmaya kapalı bir konu.
This is unambiguous.
Gayet açık.
That's unambiguous.
Demek istediği çok açık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]