Unassisted traduction Turc
33 traduction parallèle
You've made the most of yourself unassisted, and that's grand.
Kendi ayaklarınla zirveye tırmanmışsın. Bu müthiş bir şey.
I shall prove the contrary by retiring to my customary retreat, unassisted.
Mekanima herhangi bir yardima ihtiyaç duymadan giderek bu saptamayi çürütüyorum.
The only unassisted triple play in World Series history.
Seri tarihinde takım arkadaşına sayı yaptırmayan tek üçlü oyun.
- Can he come down from there unassisted?
- Elini tutmadan oradan inebilir mi?
Not unassisted.
Tek başına değil elbette.
Now, in terms of unassisted felony arrests, I admit your record is unrivalled.
Şimdi, tek başına suçluları tutuklama sayının rakipsiz olduğunu kabul etmeliyim.
Since Hal was capable of operating Discovery unassisted, it was decided that he should be programmed to complete the mission autonomously in case the crew was incapacitated or killed.
Hal Discovery'yi yardıma gerek duymadan çalıştırabilirdi. Böylece görevi tek başına tamamlayacağı şekilde programlanmasına karar verildi. Ekibe bir şey olur ya da ölürlerse diye.
'One out, unassisted, to Nelson, to end the sixth.
Bir ıska. Altıncı devrenin sonundayız.
Gordon Bombay, unassisted, puts his team up five to one.
Gordon Bombay, kendi kaptığı topla takımını 5-1 öne geçiriyor.
Three unassisted steps.
Tek başına üç adım.
It weighs 290 pounds, and the men who want to use it, before they can even begin the diving qualifications, will be required to walk 12 steps, unassisted.
290 pound ağırlığında ve onu kullanmak isteyen biri dalgıçlık çalışmalarına başlamadan önce bile yardımsız 12 adım atabilmelidir.
And the new manual states the diver must rise unassisted.
Ve yeni el kitabı diyor ki, dalgıç yardımsız kalkmalı.
All evening we have struggled, unassisted.
Bütün akşam didindik durduk, yardımsız.
Well, I like to breathe unassisted.
Yardımsız solumak isterim.
I can walk unassisted.
Yardımınızla kurtulabilirim.
She made the only unassisted triple play in league history... right here in granville field, 1944.
Lig tarihinde ilk kez, yardımcısız olarak üçüncü minderde oynamıştı. Tam burada Granville sahasında 1944'te.
Water flowing from the upstate reservoirs will go that high unassisted.
Şehir dışından gelen su akıntısı yardımsız ancak bu yüksekliğe çıkıyor.
In the 1800s, european audiences saw, for the first time, people rise unassisted... so... you called me down here.
1800'lü yıllarda, Avrupalı izleyiciler, bu zamana kadar ilk kez... Beni buraya kadar çağırdın.
Do not proceed unassisted to the kings hill estate.
- Kings Hill Estate'e gitmeyin. - Olumsuz.
Well, hang back on that. Do not proceed unassisted to the Kings Hill Estate.
Kings Hill Estate'e gitmeyin.
We have an unarmed, unassisted officer going in there so do it now!
Teçhizatsız ve desteksiz bir memurumuz oraya gidiyor, o yüzden derhal yollayın!
This Delta Plus is capable of unassisted atmospheric reentry.
Delta Plus, yardım gerektirmeksizin atmosferden geçiş yapabilme yetisine sahip bir birim.
I'm about a month out from unassisted recovery.
Bir işe yaramayan bu tedavi başlayalı neredeyse 1 ay oluyor.
Not to mention the amazing unassisted double play - by the second baseman in the seventh inning.
Yedinci vuruştaki ikinci kalecinin yardım almadan yaptığı ikili oyuna ne demeli?
- my unassisted double-play dance?
-... ikili oyun dansımı beğendin mi?
He's breathing unassisted.
Hiçbir destek olmaksızın nefes alıyor.
he couldn't even stand unassisted.
Herşeyin üstünde, Eren çok zayıftı, hatta yardımsız ayakta duramıyordu.
Try to get her to move unassisted as often as possible.
Mümkün olduğu kadar tek başına hareket etmesini sağlayın.
Unassisted, yeah, but a dipole antenna array will boost the signal.
Tek başına, evet dipol anteni sinyali arttırır.
Alistair completed that maze unassisted, three months before his fifth birthday.
Alistair beşinci yaş gününden üç ay önce o labirenti yardımsız tamamladı.
Squat? Unassisted.
- Ağırlıksız.
Could I just ask firstly, can you walk more than 50 metres unassisted by any other person?
İlk olarak, kimseden yardım almadan 50 metre kadar yürüyebiliyor musunuz?
He lived on his own, unsupervised, unassisted.
Ve kendi başına yaşıyormuş.