Unblemished traduction Turc
63 traduction parallèle
... for one with an unblemished record...
-... sicili lekesiz birisi için...
After 30 years with an unblemished record, you deserve at least six months off.
30 yıllık lekesiz bir sicille en azından 6 ay tatili hak ediyorsun.
They had the good sense to rejoin us, so my record stands unblemished.
Tekrar bizlere katılmak isteyenler var, benim kayıtlarım da lekesiz kalacak.
The career of an officer with a long unblemished record is involved here.
Burada sözkonusu olan bir subayın tertemiz olan sicilidir.
Yours it is, donned with unshakable fidelity, to preserve and guard, in unblemished honor God's bride, the Holy Church.
Senin görevin, sarsılmaz bir sadakatle... tanrının gelini kutsal kilisenin, lekesiz onurunu... koruyup kollamaktır.
It's quite unblemished.
Hiç bozulmamış.
The president's conscience must be unblemished.
Başkanın vicdanı kirlenmemeli.
The integrity of Diane Chambers remains unblemished.
Diane Chambers'ın dürüstlüğü lekesiz kalmaya devam ediyor.
They were unblemished.
Kusursuzlardı.
Unblemished for at least thirty years, suddenly this morning scratched.
En az otuz yıldır kusursuzdu, bu sabah aniden çizildi.
A man living in a house with a widow, even though she's his aunt would cause gossip about the Yang family whose reputation is unblemished.
Dul bir kadınla, aynı evde yaşayan bir erkek, o yengesi de olsa,.. ... Yang ailesi hakkında dedikodulara sebep olur. Lekesiz geçmişine rağmen...
And I say this with an unblemished record of staunch heterosexuality.
ve bunu güvenilir heteroseksüelliğin saf kalıpları içinde söylüyorum.
With your unblemished record and all.
Ve senin hatasız sicilinden de.
I've gone to such lengths to create that unblemished body.
O kusursuz vücudu yaratabilmek için büyük zahmetler çektim.
"... that the young Lawyer's unblemished string of victories...
"... lekesiz başarılar zincirinin...
It may simply be an appreciation of the light pure and unblemished not understanding that it comes from us.
Kusursuz ve saf ışığı aslında bizden geldiğini anlamadan takdir edebiliriz.
What if they're lying in wait to arrest me and throw me in detention and mar my unblemished record?
Ya beni tutuklamak için bekliyorlarsa? Ya bana ceza verip kusursuz sicilimi bozarlarsa?
" But with precious blood as of a lamb unblemished and unspotted.
" Ancak kıymetli olan kuzunun kanı bozulmamış ve lekelenmemiştir.
You see, you, as the girl whose wanton ways had her banished to the boonies, you needed the affection of the unblemished small-town pure heart to validate you in your oh-so-vulnerable time, right?
Gördüğün üzere sen, ahlaksız davranışları onu taşraya sürgün etmiş hassas zamanında seni geçerli kılması için, lekesiz küçük bir kasabanın saf kalbinin şefkatine ihtiyacı olan bir kız gibisin, değil mi?
She's healthy and unblemished.
Sağlıklı ve kusursuz görünüyor.
This is all new, clean, unblemished, no past... Hey listen, drink?
Burada her şey gerçek ve bugüne ait.
We wouldn't want to do anything without National Committee approval, not with Knapely being such a proud WI, with an unblemished reputation, where it would take only one small act by a few rogue individuals to ruin a reputation that we've spent all these years...
Ulusal Komitenin onayı olmadan bir şey yaparak bütün bu yılları harcayarak oluşturduğumuz ünün küçük bir oyunla, bir kaç alığın Knapely'nin WI'la gurur duyacağı kusursuz ünü kaçırmasını istemeyiz.
I have an unblemished sense of what's real, for something that is.
Gerçek mi değil mi konusunda kusursuz bir hissiyatım vardır, öyle bir şey işte.
KISS THAT SWEET, UNBLEMISHED SKIN GOOD-BYE.
Kusursuz cildine elveda de!
Ln fact, aside from some bouts with chicken pox and scarlet fever as a child, his medical record is unblemished.
Aslında su çiçeği ve kızılcığı saymazsak hiç hastalanmamış.
'But let it not mar your unblemished soul :
Ama bu yanımızı bozmayalım.
Because it saves unblemished the general notion of modernization.
Çünkü genel modernleşme mefhumunu kusursuz kılıyor.
NOW, I'M SURE YOUR DREAM CANDIDATES ALL HAVE PERFECT RéSUMéS, UNBLEMISHED LIVES, AND HAVE SUCCEEDED AT EVERYTHING THEY'VE EVER DONE.
Şimdi hayalinizdeki adayın muhteşem bir cvsi, kusursuz bir hayatı ve yaptığı herşeyde başarılı olmuş olmasını istiyorsunuz.
- Pristine, beautiful, unblemished.
Çok pimpiriklisin. - Saf, güzel ve lekesiz.
A week ago, these leaves... were plump, moist, unblemished.
Bir hafta önce bu yapraklar dolgun, nemli ve lekesizdi.
Unblemished war record.
Savaş kayıtları kusursuz.
19 wonderful years, during which, mostly said, I have compiled a unblemished record of impeccable service, which I'd like to keep intact.
Harika 19 yıl. Ki bu zaman zarfında tek bir şikayet almadan ve hiçbir lekesi olmayan kusursuz bir servis sundum ve öyle kalmasını da istiyorum.
What, in my absolutely unblemished record, can you point to and say, "Yeah, yeah, that's somebody we can't trust"?
Sizin güveninizi kırmak için ne yapmış olabilirim ki?
So, the women in your family are... they're pure and wholesome, unblemished... and that the men are somehow... the opposite : dirty, uh... in conflict with themselves?
Öyleyse, ailendeki kadinlar saf, hasiyetli, ve kusursuzdu. Erkekler ise her nasilsa tam tersi, pis, kendiyle çelisen kisiler.
She is pure unblemished gold and much bigger than he is.
Kusursuz altın renginde ve erkekten çok daha büyük.
She is pure unblemished gold and much bigger than he is.
Bu kusursuz ve lekesiz bir altın kurbağa. Ayrıca kendisinden büyük.
Long afterwards, this boy this pure boy arrived fresh and unblemished.
Uzun zaman sonra, bu çocuk bu saf çocuk, temiz ve kirlenmemiş bir şekilde geldi karşıma.
Personally, I'd like to think that everything underneath that is pure, unblemished mocha.
Şahsen ben şunun altındaki her şeyin saf, lekesiz çikolata rengi olduğunu düşünmek isterim.
Your transcript is a series of unblemished a's.
Karnen A'ların kusursuz bir serisi gibi.
Those were isolated incidents in Crystal Cove's otherwise-unblemished supernatural past of hauntings and paranormal happenings.
Bunlar Crystal Cove'a özel sıra dışı, çözümlenmemiş ve açıklanamayan paranormal olaylar.
So all I can do now is return to my office, knowing that even as my patient endangers himself, my integrity remains unblemished.
Bu yüzden, hastamın kendini tehlikeye attığını bilsem de dürüstlüğümden ödün vermemiş olarak, ofisime dönmekten başka bir şey yapamam.
Matthew's record is hardly unblemished.
Matthew'ın kayıtları hiç de sağlam görünmüyor.
The integrity of Diane Chambers remains unblemished.
Sağ. - Onu bile yapamıyorum.
I kiss this noble banner as sign that it is unblemished and as pure as when I received it as I now hand it over to you.
Bu şanlı sancağı teslim aldığım gibi lekesiz tertemiz sana teslim ettiğimizin işareti olarak öpüyor ve teslim ediyorum.
You are no longer a girl, unblemished by the world.
Artık dünyanın lekesini sürmediği bir kız değilsin.
♪ The world worships your unblemished banner, ♪
# Cihan taptı o saffetli bayrağına.
So you have an unblemished record?
Öyleyse bu konuda kusursuzluk rekorun var.
So I have to be sure that any woman I date has an unblemished record.
Çıktığım her kadının, kusursuz bir geçmişe sahip olduğundan emin olmam gerek.
Hey, whatever you need to sleep at night, but, you know, don't forget that unlike your flock, I know firsthand that that soul of yours is... far from unblemished.
Geceleri nasıl rahat uyuyorsan öyle yap ama şunu bil ki, cemaatinin aksine senin ruhunun lekesizlikten ne kadar uzak olduğunu şahsen biliyorum.
You do not have unblemished?
Lekesiz mi geliyorlar?
Not unless you consider an unblemished graph out of the ordinary.
Kusursuzca çıkartılmış alışılagelmiş bir grafiği göz ardı etmediğiniz sürece, yok.