Unchaperoned traduction Turc
23 traduction parallèle
But, then you would be unchaperoned.
Ama, yanınızda şaperon olmayacaktır.
It added to my prestige with the girls when I took them there unchaperoned.
# Kayığa refakatçi almadan kızları adaya götürüyordum... #... bu da onların gözündeki saygınlığımı artırıyordu.
Leaving us kids out here unchaperoned.
Biz çocukları böyle korumasız bırakmanız.
What we teach her is what she takes into the world when we're not there..... whether it's at school or an unchaperoned party.
Ona ne öğretirsek biz yanında olmadığımızda öyle davranacak. İster okulda, ister refakatçisiz bir partide.
Unchaperoned?
Haber vermeden mi?
Dismissal from employment... unchaperoned presence in a man's room.
İşten atıldım... bir erkeğin odasına yalnız girdim.
But at least let me have a day unchaperoned.
En azından korumam olmadan bir gün geçirmeme izin ver.
They couldn't go off unchaperoned.
Onlar refakatçısız bırakılamazdı.
A whole afternoon of unchaperoned quality time.
Başımızda kimse olmadan geçireceğimiz tüm bir öğleden sonra.
I'd love to spend unchaperoned quality time with you.
Seninle birlikte zaman geçirmek isterim.
What, and leave my family unchaperoned?
Ne, ailemi gözetimsiz mi bırakayım.
So if you don't mind being unchaperoned...?
Yalnız kalmamız sorun olmayacaksa?
Most women would freak out if their husband hired an ex-girlfriend and they were working together unchaperoned.
Çoğu kadın, kocasının, birinin gözetiminde olmadan eski sevgilisiyle çalışmasından çok rahatsız olurdu.
Lorna was left to an unchaperoned adolescence of movie premieres... and club openings.
Lorna'nın ergenliği tek başına bırakıldığı film galaları ve kulüp açılışlarında geçti.
We're staying at a kick-ass house on the beach, unchaperoned.
Sahilde terk edilmiş lanet bir evde kalıyorum.
No, no, we don't wan an unchaperoned party.
Hayır, genç kızlara eşlik edilen bir parti istemiyoruz.
You can leave us unchaperoned.
Bize eşlik etmesen de olur.
I think it is a long time to go unchaperoned.
Bence yanında bir büyük olmadan gitmek için uzun bir zaman.
On those rare occasions that you would allow me a few hours unchaperoned time, I followed you.
Yanında olmama izin vermediğin zamanlarda seni takip ettim.
She has escaped her, come here of her own volition, unchaperoned, through these streets.
Kız ondan kaçtı ve buraya, bu sokaklarda eşlik edilmeden kendi iradesiyle geldi.
I was not consulted on her decision to venture out unchaperoned. Well, maybe she didn't want to come home and see all this.
Onun kendi başına aldığı kararları sorgulayamam.
Unchaperoned.
Başlarında biri olmadan.
Great, unchaperoned.
Terkedilmiş, harika.