English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Uncharted

Uncharted traduction Turc

346 traduction parallèle
The Pacific is filled with uncharted islands.
Okyanus keşfedilmemiş ada dolu.
Our old friend, Dolan, reported seeing an uncharted island.
Eski dostumuz Dolan ıssız bir ada rapor etti.
A wilderness, uncharted.
Issız, keşfedilmemiş bir yer.
We must sail uncharted waters with a doubtful crew.
Bilinmeyen sularda, güvenilmez bir tayfaylayız.
" ON WHAT APPEARS TO BE AN UNCHARTED ASTEROID.
Arıza ve zorunlu iniş sebebi :
An uncharted memory flees stubbornly towards an increasingly distant era.
Keşfedilmemiş bir anı inatla uzak bir çağa doğru gitgide gözden kayboluyor.
Follow me through the uncharted waste of Hill House.
Metruk Tepedeki Ev'in dolambaçlı yollarında beni izleyin.
From there, he sailed on into uncharted seas.
Buradan keşfedilmemiş kıyılara doğru yelken açardı.
Towards the still uncharted frontiers of the busy New World.
Yeni dünyanın keşfedilmemiş ufuklarına doğru.
Uncharted solar system at 2466 PM.
2466 pm'de haritasız bir güneş sistemi.
- Recently en route to the North Star he vanished into the uncharted regions of Tau Ceti.
- Kuzey Yıldızı'na giderken Tau Ceti'nin meçhul bir bölgesinde yok olmuş.
As a result of Larry Marvick's insane fears, the Enterprise lies derelict in uncharted space.
Marvick'in delice korkuları nedeniyle, Enterprise haritası bile çıkartılmamış uzayda, terk edilmiş gibi duruyor.
" still largely uncharted.
"hala keşfedilmemiş."
Sir jane, what is the purpose of your expedition? Well, this is a completely uncharted lake
Haritası çıkarılmamış, canlıları sınıflandırılmamış bir göl var.
This expedition is primarily To investigate reports of unusual marine life In the as-yet uncharted lake pahoe.
Bu seferin amacı, haritası çıkarılmamış Pahoe Gölü'ndeki olağandışı sualtı hayatını incelemek.
I believe that we are looking at the coast of caprona... Uncharted and forgotten for 200 years.
Bizim Caprona kıyısına baktığımıza inanıyorum- - 200 yıldır unutulmuş ve keşfedilmemiş.
- Exploring uncharted territory?
- ExKeşfedilmemiş bölgeleri mi keşfettin?
We are far from the shores of Earth in the uncharted reaches of the cosmic ocean.
Dünya'mizin kiyilarindan su an oldukça uzakta, kozmik okyanusun bilinmeyen bir yerindeyiz.
Struck down... on an uncharted African isle.
Yere yıkıldı... Afrika'nın bilinmeyen bir adasında.
My lord, there are so many uncharted settlements.
Lordum, galakside bir sürü kaydedilmemiş yerleşim bölgesi var.
'Far out, in the uncharted backwaters at the unfashionable end'of the Western Spiral arm of the Galaxy,'lies a small unregarded yellow sun.
Galaksinin Batı Sarmalı'nın balta girmemiş, izbe köşelerinden birisinde küçük, bilinmeyen, sarı bir güneş vardır.
Then you've cut off all your ties to the land, and you're sailing into the unknown... into uncharted seas.
Sonra karayla olan bütün bağlantını kopartırsın ve bilinmeze yelken açarsın keşfedilmemiş denizlere.
Skyfire and I were exploring what was an uncharted planet at that time.
Skyfire ve ben o sırada keşfedilmemiş gezegenleri keşfetmeye çıkmıştık.
My God, These are uncharted systems.
Tanrım Bunlar kartsız sistem,
The ship sets sail for that uncharted desert isle, momentarily.
Issız adaya gitmek için gemi yelkenlerini açıyor!
Adventure isn't on some uncharted desert isle.
Issız adadaki macera o kadarda eğlenceli değilmiş.
Instead of returning to our own galaxy, the Enterprise has gone forward to a place in the universe which is uncharted and unknown.
Kendi galaksimize dönmek yerine, Atılgan, evrende daha önce hiç... haritalanmamış ve bilinmeyen bir yere ulaştı.
It was discovered accidentally by a survey team on an uncharted planet.
Kaza eseri haritalanmamış bir gezegendeki araştırma ekibi tarafından keşfedildi.
I think we're getting into some uncharted territory.
Sanırım keşfedilmemiş bir bölgeye giriyoruz.
You're forcing me into uncharted territory here.
Beni bilinmeyen bir bölgede zorluyorsun.
We were in uncharted territory now, making up history as we went along.
Biz şu anda keşfedilmemiş topraklardayız... Tarihi şekillendirmek için yol alıyoruz
We're on our way to an uncharted area called the Phoenix Cluster.
Phoenix Cluster dediğimiz haritalanmamış bölgeye doğru yol alıyoruz.
Open ocean, uncharted islands.
Açık deniz, ıssız adalar.
We'll be in uncharted waters.
Keşfedilmemiş sularda yol alacağız.
That's why we're building bridges, climbing mountains exploring uncharted territories.
Bu yüzden köprü yapıyor, dağlara tırmanıyor, keşfedilmemiş yerlere gidiyoruz.
- An uncharted star system.
- Haritalanmamış bir yıldız sistemi.
No, the vortex is uncharted, but as a thief and a killer, I hid there often.
Hayır, girdap haritalanmamıştır, ama bir hırsız ve katil olarak ben sık sık orada saklandım.
Exotic, treacherous, beautiful, but uncharted.
Egzotik, tehlikeli, güzel ama balta girmemiş.
The X-Men will battle the Imperial Guard in the uncharted blue area of Earth's moon.
X-Men, Dünya'nın uydusundaki bilinmeyen mavi bölgede İmparatorluk Askerleriyle dövüşecek.
We're alone in an uncharted part of the galaxy.
Galaksinin daha önce keşfedilmemiş bölgesinde yalnızız.
How dare you open a spaceman's helmet on an uncharted planet!
Bir uzay adamının başlığını bilinmeyen bir gezegende açmaya nasıl cüret edersin?
There's a secret mission in uncharted space.
Uzayın bilinmeyen bir yerinde görevim var.
There's a secret mission in uncharted space.
Uzayın bilinmeyen bir yerinde bir görevim var..
You realize you're venturing into uncharted waters?
Meçhul sularda yol aldığını biliyorsun değil mi?
You must have had quite an adventure exploring uncharted space meeting fascinating new species with fascinating new diseases.
Keşfedilmemiş bölgelere giderek, etkileyici ırklarla tanışarak ve çok ilginç hastalıklarla karşılaşarak müthiş bir macera yaşamış olmalısın.
A Vulcan geological survey team was mining bakrinium on an uncharted planet when they accidentally unearthed some ancient ruins.
Bir Vulkan jeolojik araştırma ekibi haritalanmamış bir gezegende bakrinyum çıkarırken kazara bazı harabeleri ortaya çıkarmış.
An uncharted island.
Haritada gözükmeyen bir ada.
When was the last time we had visitors here below the ocean, deep in the bowels of this uncharted volcanic island?
Buraya en son ne zaman ziyaretçi gelmişti okyanusun altındaki bu keşfedilmemiş volkanik adaya?
You know, on the old mariner's maps, the cartographers would designate uncharted territories by writing "here be monsters."
Eski denizcilerin haritalarına, kartograflar bilinmeyen bölgelere, "burada canavar olabilir" yazarlarmış.
I can feel it, and it's a very bad feeling. You know how many uncharted islands are out here?
Buradakaç tane meçhul ada var, biliyor musun?
In 1804, President Thomas Jefferson... commissioned Meriwether Lewis and William Clark... to explore the vast, uncharted territories of the Northwest.
1804 yılında, Başkan Thomas Jefferson kuzeybatıdaki bakir geniş toprakları keşfetmeleri için Meriwether Lewis ve William Clark'ı görevlendirmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]