English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Undaunted

Undaunted traduction Turc

59 traduction parallèle
Far into the icy north, deep into the silent nowhere, came an undaunted lone prospector.
Buzlu kuzeyin, sessiz ve meçhul bu yerine, yalnız ve gözüpek bir altın arayıcısı erişti.
But I remained undaunted.
Ama metanetimi korudum.
Only a person with undaunted optimism would embark on such a venture.
Böyle bir maceraya ancak cüretkar ve iyimser olanlar atılabilirler.
For thy undaunted mettle should compose nothing but males.
Yalnız erkek hamuru yoğurmalı bu amansız gücün senin.
For their conspicuous gallantry, undaunted courage and fortitude they have this date been recommended to the Secretary of War to receive a certificate of merit.
Dikkat çekici yiğitlikleri, yılmaz cesaretleri ve sağlamlıklarından ötürü birer takdirname almaları için, bu gün itibariyle Savaş Bakanlığı'na bir tavsiye yazısı gönderilmiştir.
Undaunted, Kulik went on to make a thorough survey despite the swarms of insects and other hardships.
Gözü pek Kulik, sürüyle böcek ve diğer zorluklara rağmen tam bir etüt yapmak üzere işe koyuldu.
Bring forth men-children only for thy undaunted mettle should compose nothing but males.
Oğlan çocuk doğur sadece senin gibi yaman birine sadece erkek doğurmak yaraşır.
"Oh to struggle against great odds to meet enemies undaunted."
"Büyük kavgalarda mücadele etmek, gözüpek düşmanlarla karşılaşmak."
Say it again like you're undaunted.
Gözüpek gibi oku tekrar.
"Oh to struggle against great odds to meet enemies undaunted"!
"Büyük kavgalarda mücadele etmek, gözüpek düşmanlarla karşılaşmak."
The man's undaunted.
Adamın cesateri kırıldı.
Undaunted, Tesla continued his wireless power experiments for six more months.
Tesla yılmadan, kablosuz güç üzerine gerçekleştirdiği deneylerine 6 ay daha devam etti.
You must be stronger than ever now and live undaunted!
Şimdi herzamankinden daha güçlü olmalı ve Yılmaksızın yaşamalısın
Undaunted by the enormity of the task and the scepticism of his colleagues,
Genetik olarak kendimizi değiştirebilirsek az oksijenli ince atmosferli yerlerde adapte olmamız kolaylaşacaktır.
Pompey has 10 legions... with the support of the Senate, and Caesar is undaunted by these odds.
Pompey 10 lejyona sahipti... senatonun destegi ile, ve Caesar bütün bunlardan yilmadi.
AII the joy I've brought you and the pain I've caused... and still you hold me in your gaze, undaunted by what love demands of us.
Sana verdiğim bütün hazlar ve neden olduğum acılar... yine de aşkımızın beklediği gibi korkusuzca gözlerini bana dikip bakıyorsun.
On that day, outnumbered by warriors, but undaunted in spirit, the brave 7 th held their ground.
BUFFALO BILL VAHŞİ BATI GÖSTERİSİ SEKİZ AY SONRA O gün, savaşçı olarak sayıları azdı, fakat ruhları gözüpekti. kahraman 7. ordu topraklarını savundular.
I just tried to sit straight and undaunted.
Dik ve cesur bir şekilde oturmaya çalıştım.
At dawno the English ship "Undaunted"... anchored off the coast of Bagnaia... he set foot on the island this morning.
Şafakta İngiliz gemisi "Gözüpek"... Bagnaia kıyılarına demirledi ve o da aynı sabah, adaya ayak bastı.
But Enthoven was undaunted, and next he applied his systems to design a rational way of managing healthcare.
Yalnız Enthoven henüz vazgeçmemişti. Bir sonraki safhada sistemini Sağlık sektörüne uyarladı.
"Undaunted Courage"!
"Tükenmez cesaret"
- "Undaunted Courage".
- Sonsuz cesaret.
"Undaunted Courage".
Sonsuz cesaret.
Undaunted, I knew the game was mine to win.
Cesurca, kazanmam gereken oyunu bilirim.
The citizens of Glipforg are undaunted by alien invaders. And bravely going about their normal routines.
Glipforg şehri sakinleri, uzaylı istilaları karşısında cesurca davranıyor ve günlük hayatlarına devam ediyor.
" The gratitude of every home in our island goes out to the British airmen who, undaunted by odds, are turning the tide of the world war by their prowess and by their devotion.
Adamızdaki her ev, minnettarlığını sadakat ve cesaretleri ile dünya savaşının gidişatını bütünüyle değiştiren İngiliz havacılara gönderiyor.
Undaunted by Western Boxer, Wing Chun Expert... Entered Chinese-Western Boxing Competition ls that good?
Wing Chun Ustası batılı boksörün meydan okumasını kabul etti.
We are undaunted.
Yılmayacağız.
They are irrepressible- - and undaunted by missteps and stumbles.
Asla yılmıyorlar, sendeleyip tökezleseler de...
Undaunted, Hall didn't give up his search.
Tatmin olmayan Hall araştırmasını bırakmadı.
Zeus pins Atom's left arm, but Kenton is undaunted!
Zeus, Atom'un sol kolunu tutuyor ancak Kenton durmuyor.
Let's join together and I will feel all right Undaunted by the driving rain, a sea of faces awaited... at the Palisadoes Airport the arrival of a living legend.
Yüzlercisi yağmurun altında geldi bir efsanenin gelişini görmek için.
Undaunted, I'm gonna move on to my next project, which will be a lot of fun.
Cesurca ve çok eğlenceli olacak olan yeni projeme başlayacağım.
His name is in the people's struggle for their destiny become synonymous - with outstanding bravery and undaunted courage.
O'nun adı halkının kaderi için verdiği mücadelede seçkin kahramanlık ve yılmaz cesaretle özdeşleşti.
In other news, congressman Shaw, seemingly undaunted by the media attention his sex tape is generating, today taking the opportunity to talk about his education reform plans.
Seks kasetinin yarattığı medya ilgisinden rahatsız olmadığı anlaşılan Kongre Üyesi Shaw bugün eğitim reformu planları hakkında konuştu.
He may be a knight but he is facing three brave soldiers who are undaunted by him. - Mom!
- Bir şövalye olabilir ama gözü pek üç askerle karşı karşıya...
"The undaunted uniform that I don."
Bu gözüpek bir üniformadır ki ben giyerim.
But I remain undaunted!
Ama ben yılmadım!
Well, somehow I find myself undaunted.
Şey, her nasılsa kendimi gözü pek buluyorum.
"Undaunted he travels forth and bends all these things to fit his majesty."
Korkusuzca ileriye gidecek ve her şeyi görkemine uygun şekle getirecektir.
He must fight undaunted to the end.
Yılmadan, sonuna kadar mücadele etmeli.
I am old, not deaf, Mr. Rodgers, and undaunted by technology.
Sağır değil yaşlıyım bay Rodgers ve teknolojiden korkmam.
All alone on these walls undaunted
Bu koca, umursamaz yüzeyde tek başınasın.
"and I am happy to report local morale here in Simla " is as undaunted as ever.
Ayrıca Simla sakinlerinin tutumlarının hiç olmadığı kadar cesur olduğunu bildirmekten mutluluk duyarım.
America must and will be bold about its goals throughout the world and undaunted in achieving them.
Amerika, dünya çapındaki hedefleri hakkında ve onlara ulaşmada cesur ve gözüpek olmalı.
A reminder that life's hardships and uncertainties are no match for the love between two people with open hearts and undaunted dedication to one another.
Hayattaki zorlukların ve belirsizliklerin birbirlerine kalbini açan ve kendilerini birbirine adayan iki insanın sevgisine mani olmayacağını görüyoruz.
So we come together to pray and mourn. But we also come together today to reaffirm that the spirit of this city is undaunted.
Bu yüzden yas tutmak ıçıh " bir ara ; a geldik ama aynı zamanda bu şehrin... ruhunu restore etmeye de çalışacagız.
" desolate yet all undaunted, on this desert land enchanted.
Bu çorak ülkede teksin, Yine de çıkıyor sesin,
"Desolate yet all undaunted on this..."
"Bu çorak ülkede teksin..."
and a spirit undaunted.
ve gözü pek bir ruhla yaşamıştır.
He seems undaunted by death.
Ölümden korkmuyor gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]