Unguarded traduction Turc
197 traduction parallèle
It's a long drop here, but it's unguarded.
Şuraya bak! Yüksek ama etrafta kimseler yok.
- That would leave the river unguarded.
- Böylece nehir savunmasız kalır. - Evet, efendim.
Dismissing Lestrade's men and they went leaving him here alone and unguarded.
Lestrade'ın adamlarını kovdu ve onlar da gidince savunmasız kaldı.
This is the stretch of shore you say is unguarded?
Kıyının korunmadığını söylediğin kısmı burası mı?
When in swinish sleep their drenched natures lie as in a death, what cannot you and I perform upon the unguarded Duncan?
Hele Duncan bir yatsın, derin uykulara dalsın bugünün yorgunlukları üstüne.
Meanwhile she's lying out there unguarded.
Bu arada gemi korumasız bir şekilde orda duruyor.
If I were you, I wouldn't be altogether unguarded... about what I had to say about this new strategic arrangement.
Senin yerinde olsam, bu yeni stratejik düzen hakkında söylemek... zorunda kalacağım sözlerde çok dikkatli davranırdım.
So, you left the shops unguarded?
Yani atölyede bekçi yok mu şimdi?
You also heard Millicent make a comment, an unguarded comment.
Millicent'in yaptığı açıklamayı da işittin, düşüncesizce yapılan açıklama.
I know where there is an unguarded gate.
Korunmasız bir giriş kapısı biliyorum.
Anyway, if the gods leave all this lying about unguarded they obviously don't want it. Come on.
Tanrılar bunları istiyor olsalardı mutlaka korurlardı.
Follow the doctor's instructions to the letter and do not leave him unguarded for a moment
Mektup için doktorun talimatlarını uygulayın ve onu bir saniye bile korumasız bırakmayın.
Should it be left unguarded, an alarm goes off... that brings all the cops running for miles around.
Nöbette olmadıklarındaysa alarm devreye giriyor çaldığında da civardaki tüm polisler anında mekâna doluşuyor.
If I go to jail, our property will go unguarded.
Eğer ben mahpusa girersem mallarımız sahipsiz kalır.
All of you leaving the girl unguarded
Hepiniz, kızı başıboş bırakıyorsunuz.
You didn't leave it unguarded, did you?
Onu korumasız bırakmadın, değil mi?
Then, in an unguarded moment, you cruelly...
Sonra savunmasız bir anda, acımasızca...
If we should tangle with Chata... he'll have to leave his families unguarded.
Chata ile kapışacak olursak kadın ve çocukları korumasız bırakmak zorunda kalacak.
When I saw the door was unguarded, nothing else mattered but the safety of our Führer.
Kapıyı nöbetçi olmadan bulunca Führer'imizi korumaya almaktan başkasını önemsiz gördüm.
They are unguarded.
Korumasızlar.
There are unguarded entrances to any human mind.
Her insanın hafızasında savunmasız girişler vardır.
Leaving your prisoner unguarded?
Mahkûmunu muhafızsız mı bırakacaksın?
When in swinish sleep their drenched natures lie as in a death what cannot you and I perform upon the unguarded Duncan?
Onlar domuzlar gibi uyurken ölülerden farksız savunmasız Duncan'a neler yapamayız ki?
Does the railroad lay on the ground unguarded night and day?
Bu demiryolları gece gündüz koruma olmadan dışarıda mı duruyormuş?
One of them was almost tortured to death. He happened to lie next to me. He told me about an unguarded secret passage which can lead us to Prince Kang.
Zindanda iken, bazımız... onun yanındaki odaya hapsedilmişti birisini... neredeyse işkenceden öldüreceklerdi sonra onu benim hücreme koydular bana oraya giden gizli geçidi anlattı!
Unfortunately, they're dead! Isn't this the road unguarded by the enemy?
Ne yazık ki öldüler ama bu yol... korunmasız değil miydi?
There are still some unguarded spots.
Hâlâ kontrol edilmeyen küçük noktalar var.
What would happen if we left our fleet of civilian ships unguarded - while we conquered a planet?
Gezegeni fethederken, sivil gemilerimizi korunmasız bırakırsak neler olur sence?
Except, Mr. Hayward, l--l really shouldn't be leaving your room unguarded.
Yalnız, Bay Hayward, ben... ben odanızı korumasız bırakmamalıyım.
He will attack us as we move to our ships, when the shuttle is unguarded.
Gemilerimize doğru giderken bize saldıracak. Mekik korumasız olduğunda.
They have caught us unguarded.
Bizi savunmasız yakaladılar.
Leaving the room unguarded?
Odayı korumasız mı bıraktınız?
So for four hours the dispatch box had lain unguarded?
Öyleyse dört saat boyunca evrak kutusu korumasız mı kaldı?
Unguarded?
Öylece fırına mı koydun?
Unguarded.
savunmasız.
He said that bank would be unguarded. It'd be free and clear. He forced us across two and a half days of rough terrain to this unguarded bank where we were ambushed.
Eğer bankayı soymak için 2,5 gün plan düşünmeseydi orası çok daha savunmasız ve rahat olurdu ve tuzağa düşmezdik.
Hey! You are leaving this place unguarded?
Hey, hepiniz birden burayı korumasız bırakıp mı gidiyorsunuz?
Unguarded, unasked, but there, a lifetime's wages in a bag.
Yanında kimse yoktu, yanında ömrünün sonuna kadar yetecek para vardı. - Çünkü onu tanıyorum.
If you were aware, father, of the very great disadvantage to us all, which has arisen from Lydia's unguarded and imprudent manner, which already arisen, but I'm sure you'd judge differently.
Lydia'nın ölçüsüz ve düşüncesiz tavırları yüzünden hepimize ne kadar zarar geleceğini hatta çoktan geldiğini bilseydiniz eminim farklı şekilde karar verirdiniz.
We can probably find an unguarded section.
Muhtemelen korumasız bir kısım bulabiliriz.
I found an unguarded passage.
Korunmasız bir geçiş buldum.
My unguarded self. I miss them.
Korumaya geçmemiş kendimi.Onları özlüyorum.
A nightmare born from deepest fears... coming to me unguarded,
En derin korkulardan gelen bir kâbus üzerime başıboş geliyor.
They've left this ledge unguarded.
Bu yamacı korumasız bırakmışlar.
But egrets stand around the fringes of the colony, and they will swiftly seize a chick if it's left unguarded.
Akbalıkçıllar koloninin eşiğinde duruyor, savunmasız görürlerse derhal bir yavruyu kapacakalar.
If we can get him while he's asleep or unguarded, we'll have the surprise.
Uyuyor olabilir, savunmasız da yakalayabiliriz.
It's embarrassing, but I feel unguarded with you.
Utanıyorum ama seninleyken patavatsız oluveriyorum.
There's no way they'll leave the shuttle unguarded, one of them will remain behind.
Uzay gemilerini savunmasız bırakmazlar, biri mutlaka orada kalacak.
I trust that was simply an unguarded emotional outburst, so I will ignore it... this time.
Bunun sadece dikkatsizce verilmiş duygusal bir tepki olduğunu düşünerek bu kez görmezden geleceğim.
Unlike Cheyenne Mountain, the Tok'ra say the base's exterior is unguarded.
Tok'ra, Cheyenne Dağı'nın aksine, üssün dışında koruma olmadığını söylüyor.
Only hunters take it, and it is unguarded.
Sağdaki yol Tepeye gider!