English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Unhappy

Unhappy traduction Turc

4,074 traduction parallèle
When one person is this unhappy, the marriage has to restore some sort of equilibrium, or...
bir insan mutsuzsa evlilik bir tür eşitliği çözmek gibi tamir edilebilir ya da...
Arnold, your wife is very unhappy.
Arnold, karın mutsuz.
Why are you unhappy?
Neden mutsuzsun?
Because you're so unhappy.
Çünkü çok mutsuzsun.
Are you unhappy again?
Yine mi mutsuzsun?
A coalition of parents unhappy with our response.
Memnuniyetsiz velilerin kurduğu bir birlik bizim cevabımızla.
Hey. It gives me no joy to see you unhappy.
Seni mutsuz görmek beni çok üzüyor.
"Unhappy."
"Mutsuz."
I, unhappy?
Ben ve mutsuzluk?
That would make me very unhappy.
Bu beni ziyadesiyle mutsuz eder.
An unhappy secret exists
# Mutsuz bir sır vardır #
I can never be happy if both of you are so unhappy.
İkiniz böylesine mutsuzken ben mutlu olamam.
And I'm not crazy. He asked me.'Re is always unhappy.
Hem benim kafamdan çıkıyor değil, kendisi istedi!
Clearly the idea was absurd, and I hope Miss Havisham will take what pleasure she can in knowing that I am as unhappy as she ever meant me to be.
Aptallık etmişim belli ki. Bayan Havisham tam olmamı istediği gibi mutsuz olduğum için dilediğince zevk alır umarım.
Pip, are you very unhappy?
Çok mu mutsuzsun, Pip?
When I look at you, I am sure... that is the way you get fat and old and unhappy.
Size baktığım zaman, görüyorum ki böyle obez, yaşlı ve mutsuzsunuz.
Their alliances would make South American's drug lords very unhappy
- Onların ittifakları, Güney Amerika'nın, uyuşturucu lordlarını çok mutsuz edecek.
I just can't get around the fact that I'm, like, aggressively unhappy here.
Sadece burada son derece mutsuz olduğum gerçeğini bir türlü aşamıyorum.
You know, when I get behind, I get unhappy, and the last guy like you to make me unhappy couldn't get a job around here for a couple of years.
Bilirsin, Geride kalırsam mutlusuz olurum, ve senin gibi sonuncu adam beni mutsuz ediyor Birkaç yıla kadar buralarda iş bulamayacaksın.
So the last thing I would do if I were you is to make me unhappy.
Son olarak beri mutsuz edersen hepsini yaparım.
My daughter's unhappy - I worry.
Kızım iyi değilse, endişelenmek hakkım.
Think of his unhappy childhood!
Ona zarar vermeyin, Victor.
When you place... and will remain unhappy with the land of Poland hungry.
Ama ne olursa olsun... Macar ve Polonya topraklarıyla yetinmeyecekler.
I'm just really unhappy, you know?
Gerçekten mutsuzum.
Well, I think, I think you're unhappy and you have no reason to be, and that's what makes you hate yourself.
Şey, bence sen mutsuzsun ve böyle olmak için bir nedenin yok bu da kendinden nefret etmene neden oluyor.
Because I'm unhappy.
Çünkü mutsuzum.
I couldn't stand to see you so unhappy.
Seni o kadar mutsuz görmeye dayanamadım.
Looks like your dirty movie just got an unhappy ending.
Anlaşılan ahlaksız filmin mutsuz bir sona sahip oldu.
And he's been angry, and... deeply unhappy.
Kızgındı ve çok üzgündü.
What do you have to be unhappy about?
Ne diye mutsuz olasın ki?
What the fuck do you have to be unhappy about?
Sen ne diye mutsuz olasın? Hey! Brandon!
Cut it out. I got a reason to be unhappy.
Benim mutsuz olmak için nedenim var
It's shit. But you're so unhappy with your life, you got to come here and live some fantasy?
Ama sen hayatından mutsuzsun buraya geldin ve biraz hayal mi yaşamak istedin?
Just tell me what the fuck you have to be so unhappy about?
SÖyle bana sen niye mutsuzsun? Brandon.
MARTY : Brandon. Tell me what the fuck you have to be so unhappy about?
Ne diye mutsuz olduğunu söyle bana?
Don't you see how unhappy she is?
Nasıl mutsuz olduğunu, görmüyor musun?
And an unhappy person can't make another person happy.
Mutsuz bir insan, başka birini mutlu yapamaz.
But it wouldn't have done you any good to see your mother so unhappy.
Ama anneni böyle mutsuz görmek, sana iyi gelmeyecekti.
If all you see are unhappy adults, you think that's what being an adult is.
Bütün gördüklerin mutsuz yetişkinlerse, yetişkin olmanın ne demek olduğunu bilebilirsin.
Don't waste one day being unhappy.
Hiçbir günün mutsuz olarak geçirme.
You know, I heard somewhere that unhappy people sometimes eat a lot to make theirself feel better.
Bilirsin, bir yerde duymuştum, mutsuz insanlar kendilerini daha iyi hissetmek için bazen daha çok yerlermiş.
'Cause five would make me unhappy, too.
Çünkü beş bile beni mutsuz eder.
He says he's surrounded by unhappy dogs.
Sinirli köpekler etrafını sarmış.
Yeah, they're unhappy'cause the rabbit's fake.
Evet sinirliler çünkü tavşan sahte.
♪ But there's that same unhappy feeling ♪
* Ama hep mevcut o mutsuz duygu *
I fully support your right to be unhappy with Finn for the rest of your lives.
Hayatının sonuna kadar Finn'le mutsuz olma hakkını tamamen destekliyorum.
Tell me that you're unhappy, but don't cheat on me.
Mutsuz olduğunu söyle... -... ama beni aldatma.
♪ I'd rather be alone than unhappy ♪
* Mutsuz olacağıma, tercih ederim yalnız kalmayı *
She was very unhappy.
Çok mutsuzdu.
You're unhappy?
Mutsuz musun?
Tell me what the fuck you have to be so unhappy about!
? Brandon!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]