Unions traduction Turc
536 traduction parallèle
Thanks to that, the cooperation with the police and unions are in shambles.
Bu yüzden, polis ve sendikalarla olan işbirliğimiz de yerlerde sürünüyor.
Unions are the work of the Devil.
Sendika şeytanın işidir.
Trade unions say we're putting their people out of work.
İşçi sendikaları, işçileri işlerinden ettiğimizi söylüyor.
Manufacturers, unions.
İmalatçılar, sendikalar.
I belong to two unions!
İki sendikaya üyeyim ben!
We'll hold public hearings on waterfront crime and underworld infiltration of longshore unions.
Limanda işlenen suçlar ve liman sendikasının yeraltı bağlantıları hakkında soruşturma açacağız.
What about your unions?
Sendikanıza ne oldu?
Well, you know. But, I mean, by golly, we don't have unions.
Ama, bizde bu işin derneği olmaz.
You fellas must have pretty strong unions. Smoke?
Sizlerin güçlü sendikaları olmalı.
strikes, unions, medical benefits.
Sonra grevlerle, sendikalarla, sağlık harcamalarıyla uğraş dur.
The results, symptomatic, show a clean, almost crushing victory of the democratic trade unions.
sonuçlar, semptomlar, parlayan bir zafer gösteriyor, demokratik sendikalara karşı.
- That's what unions are for.
- Tabiki.Sendikalar bunun için var.
They'll blame it all on the unions.
Bütün suç sendikalara kalır.
Our thanks to the workers, farmers, revolutionary activists intellectuals, workers'unions and people's organizations who helped in the making this film.
Bu film köylülerin, işçilerin, öğrencilerin, aydınların ve devrimcilerin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Katkıda bulunanların tümüne teşekkürlerimizi sunuyoruz.
A Workers Single Central and industrial unions are established.
İşçilerin Birliği ve endüstriyel sendikalar kuruldu.
The trade unions, assaulted by the army and civil "gorilla" commandos,
Sendikalar, ordu ve sivil komandolar tarafından yok edildi.
But we discovered that the popular organizations themselves, trade unions and even political organizations, did not have the necessary information
Fakat halkçı örgütlerin kendilerinde, sendikalar hatta politik örgütlerde bile, gerekli bilgilerin olmadığını gördük.
The goal of all the political struggles and trade-unions were to re-conquer the power for the people.
Politik mücadelenin ve sendikaların amacı halk için iktidarı yeniden ele geçirmekti.
The experience of comrade Martiniano Martin leader of two automobile unions, was identical to that of all the Argentinean proletariat.
İki otomobil sendikası lideri olan yoldaş Martiniano Martin'in deneyimi tüm Arjantin işçi sınıfının bir örneği oldu.
Tanks, soldiers, gendarmes, occupy the streets, evacuate the factories, mobilize against trade unions
Tanklar, askerler, jandarmalar sokakları işgal ediyor, fabrikaları tahliye ediyor sendikalara karşı harekete geçiyor.
The trade unions... are the principal bastions of the movement in each meeting.
Sendikalar her mitingde, hareketin temel kaleleri oluyor.
That same year, the oil industry goes on strike and in the confederation of trade unions, there is resistance against the contracts signed by Frondizi with the imperialists.
Aynı yıl, petrol endüstrisi greve gidiyor ve sendika konfederasyonu, Frondizi'nin emperyalistlerle imzaladığı antlaşmaya karşı direniş örgütlüyor.
THE TRADE UNIONS
SENDİKALAR
In 1955, Argentinean trade unions ceased being semi-public institutions and transformed into authentic engines of resistance,
1955'de, Arjantinli sendikalar yarı-kamu kurumlar olmaktan çıktı ve direnişin itici gücüne dönüştürüldü.
The trade unions, could only carry out limited action.
Sendikalar, sadece sınırlı bir eylemlilik yarattılar.
In a neo-colonized country like Argentina in the last decade, the trade unions had a double role
Arjantin gibi yeni-kolonyal bir ülkede, son dönemde sendikaların ikili bir işlevi vardı :
And the trade unions wanted to be limited to an impossible reformism because of the economic situation of the working class.
Sendikalar kendilerini, işçi sınıfının ekonomik koşulları dolayısıyla imkansız olan bir reformizmle sınırlandırmak istediler.
The failure in Argentina of the parties of the left and the supposedly popular parties made it possible for the trade unions to replace what they had not known in solidarity for the great mass of the workers.
Arjantin'deki sol ve sözde halkçı partilerin başarısızlığı sendikaların geniş işçi kesimleriyle dayanışmasını olanaklı kıldı.
What would it accomplish to have rich trade unions, having important properties, and certain sectors of workers profiting from right living conditions, elevated, worthy, in a poor fatherland, in a dependent country in a nation ... whose people are poor, people who miss all these goods that civilization regards as essential for each citizen, each individual?
Zengin ve özelikli sendikalara sahip olmak için ve belli sektördeki işçilerin doğru yaşam koşullarından yararlandıkları fakir bir ülkede bağımlı bir ülkede insanları fakir olan bir ulusta medeniyetin yaşam için zorunluluk olarak adlandırdıklarına erişmek için ne yapacağız?
From 1962, the trade unions begin a new form of resistance :
1962'den sonra, sendikalar, yeni bir direniş biçimine başlar :
The confederation of trade unions, deepens in 1964, the so called "Conflict Plan".
Snedikaların konfederasyonu, 1964 yılında eylemleri şiddetlendirir adına "Çelişki Planı" denilen plan devreye girer.
By the continued threat of an intervention, in opposition to the confederation of trade unions, it wants to push then into an open collaboration with the system in place to give the victory to neocolonialism
Müdahele tehditini sürekli kılarak sendika konfederasyonları karşısında onları sistem ile açık bir işbirliğine itmek ve zaferi yeni-kolonyalizme vermek isterler.
But the trade unions were not yet well organized, and there were still some difficulties.
Fakat sendikalar henüz yeterince organize değildi ve hala bazı zorluklar vardı.
If, until yesterday, the trade unions were the axis of resistance today they've lost their political effectiveness.
Eğer, düne kadar, sendikalar, direnişin ekseni idiylerse de bugün politik etkinliklerini yitirmiş durumdalar.
The military government has been in place since 1966 destroying the resistance of different trade unions, like the trade union of the dock labourers who closed the sugar factories of Tucuman.
Askeri hükümet 1966'dan beri yerinde Tucuman'daki şeker fabrikalarını kapatan liman işçileri gibi farklı sendikaların dirinişini kırıyor.
If you ask me, the unions are getting as bad as management.
Bana sorarsan, sendikalar da yönetim kadar kötüye gidiyor.
In the beginning, we needed unions.
Başlangıçta sendikalara ihtiyaç vardı.
TRADE UNIONS TO WIN BID
Sendikalar yarışı kazanacak
All the myths speak to us of love... of unrivaled unions.
Tüm mitler bize, rakipsiz evliliklerin aşklarından bahseder.
Insofar as more and more jobs... are threatened by automation... and the fall of specialized industries... the unions act to ensure employment for those who already have jobs.
Gitgide çok daha iş, otomasyon tehlikesiyle karşı karşıya kaldığından özelleşmiş sanayilerin çöküşünden sendikalar zaten işi olanların işini garantiye almak yönünde hareket ediyorlar.
Workers! To break the union between workers and trade unions We propose the formation of a revolutionary alliance between workers and students
Sendika liderleri ve patronlar arasındaki bağları yok etmek için işçiler ve öğrenciler arasında kurulacak devrimci bir ittifak öneriyoruz.
The unions have called for an assembly
Sendikacılar toplantıya çağırıyorlar.
Everyone united against the trade unions
Sendikacılara karşı birlik.
Let's inform the unions.
Ama neden sendika liderliği?
The three united unions call you to the struggle!
Üç birleşik sendika sizleri mücadeleye çağırıyor!
Workers! Impose to the unions a revolutionary platform!
Sendikalara devrimci bir platform oluşturulması konusunda baskı yapın!
This is the voice of the three united unions
Üç birleşik sendika adına konuşuyorum.
- Unity between unions!
Hemen istiyoruz!
- To violence of owners, we respond with the unity of unions...
İşçilerin şiddetine, bizler de sendikaların birliğiyle yanıt vereceğiz.
Listen to me carefully Massa, you who talk so much now... where were you when we, with the comrades of the unions created the union in this factory, of the BAN?
Beni iyi dinle Massa, şimdi çok fazla konuşuyorsun da peki bizler fabrikada örgütlenip sendikamızı diğer yoldaşlarla birlikte kurarken sen neredeydin?
She will be celebrating many unions.
Birçok birleşmeyi kutlayacaktır.