Unleashed traduction Turc
604 traduction parallèle
Day of Wrath, by God unleashed,
Gazap Günü, Tanrı'nın yardımıyla,
Your daughter is a devil unleashed!
Kızınız hiç de kaçırılmış gibi durmuyor!
What have I unleashed?
Ne yarattım ben?
At daylight, when bettors were asking him to call it a draw because they had to go to work on the docks the old man unleashed his greatest effort.
Gün açımında güvertedeki işlerine dönmek zorunda olan bahisçiler beraberlik teklif ettiklerinde yaşlı adam bütün gücünü ortaya koydu.
Satan has just unleashed a storm.
Şeytan da, az önce bir fırtına gönderdi.
We are facing the unleashed powers of the Devil.
Şeytan'ın, zincirlerinden kurtulmuş güçleriyle karşı karşıyayız.
I was a blind man unleashed searching for a jar of orange marmelade with the dash of a street robber with the querulous voice of a beggar.
Bir kavanoz portakallı mermalatı bulmak için serbest bırakılan bir adam olmakla birlikte atılan bir sokak hırsızı mız mız sesli bir dilenciydim.
On Easter morning, the unleashed bells flew through the city.
Paskalya sabahında zincirlerinden kurtulan çanlar şehir boyunca uçtu.
God knows what you've unleashed on the unsuspecting south.
Kim bilir o masuma neler söyledin.
The movement's popular nationalism unleashed in 1945 the most advanced liberation process that at that time could take place in our country.
Hareketin halkçı ulusalcılığı 1945'de serbest kalan, o zamanın ülkemizde olabilecek en gelişkin özgürleşme süreciydi.
Who unleashed the dogs that tore Gustavo apart?
Kim Gustavo'nun gitmesine izin verdi ve köpeklere parçalattı?
He could have unleashed them... to prevent us from going outside... while he didn't leave to call the police.
Biz polis çağırmasını beklerken, bizim dışarıya çıkmamızı engellemek için onları salmış olabilir.
But the other violence, the one they unleashed themselves, is much more intelligent.
Fakat başka bir şiddet Çok daha serbest ve daha akıllıca davranıyor
Imagine how he'd laugh to see... the passions, deaths and hatreds he's unleashed
Düşün bunları izleseydi nasıl da gülerdi... Ortalığa salıp bıraktığı tutkular, ölümler ve nefretler.
Who is this man who unleashed winds obey,... the rolling waves submit to his will?
Rüzgarları itaat ettiren, yuvarlanan dalgaların... iradesine teslim olduğu bu adam kimdir?
Senseless violence, unrelenting, inexcusable hateful violence, is once more unleashed.
Vicdansız şiddet, merhametsiz, bağışlanamaz nefret kusan şiddet, yine can aldı.
Those films of his father's death have unleashed an incredible emotional force.
Babasının ölümüyle ilgili şu filimler inanılmaz bir duygusal güç yaratıyor.
Exactly eight days after Kepler's discovery of his third law there occurred in Prague an incident that unleashed the devastating Thirty Years'War.
Kepler'in 3. yasasını keşfetmesinden tam 8 yıl sonra, Prag'ta ortalığı kasıp kavuran 30 yıl savaşları başladı.
We unleashed a terrible force, the extent of which we do not even know.
Orda nasıl korkunç bir gücün serbest kaldığını biz bile tam olarak bilmiyoruz.
A destiny that was unleashed over 40 years ago.
Bu kırk yıl öncesine ait bir kader.
The aliens have unleashed laser barrages... which are rapidly turning cities into smoldering heaps of concrete... and glass turning communities into furnaces... transforming streets into flowing rivers.
Uzaylılar şehirleri... dumanı tüten beton ve cam yığınlarına, mahalleleri fırına... caddeleri akan lav nehirlerine çeviren lazerler kullandılar.
What good is a sword if it's not unleashed?
Kınından çıkarılmayan kılıç ne işe yarar?
The things that would be unleashed that night were to be horrific.
Bu gece salınıverilecek olan şeyler çok ürkütücüydü.
This, how you say, "dorkhead"... is an unleashed sex fiend.
Şu, nasıl diyordun sen, "şapşal"... tasmasından boşalmış bir seks delisi.
They are precious, proven truths for generations to come, to make them remember who had unleashed this nuclear holocaust, to reveal to our grandchildren the true face of the Booroo provocation.
Bunlar gelecek nesillerin, nükleer faciaya kimin neden olduğunu hatırlamaları için, değerli, ispat edilmiş gerçekler, böylece Buro sataşmalarının gerçek yüzünü torunlarımıza gösterebileceğiz.
I want the fury of the woman scorned... unleashed against the rat that jilted her.
Küçümsenmiş kadının, kendisini reddeden fareye kinini kusmasını istiyorum.
And you unleashed it...
Ve sen serbest bıraktın. Sen.
But it is also the source of unleashed evil and deadly poison.
Ama aynı zamanda büyük kötülük ve ölümcül zehir kaynağı.
May God forgive me for what I have unleashed.
Yaptıklarım için Tanrı beni affetsin.
But I feared that I myself had unleashed him.
Korkarım onun tasmasını çıkaran bizzat ben kendimdim.
Once unleashed, the unit is invincible. The perfect killing system.
Bir kez salındığında, birim yenilmez, kusursuz bir ölüm sistemidir.
One group unleashed a deadly biological weapon on the other.
Bir grup diğeri üzerine ölümcül bir biyolojik silahla saldırdı.
The angels have unleashed the winds from the corners of the earth.
Melekler, dünyanın köşelerinden rüzgarları koyverdiler.
But I must warn you..... that while I would gain your stability, you would experience the fierce onslaught of emotions unleashed by my condition.
Ama sizi uyarmalıyım... ben sizin istikranızı kazanırken, siz de benim rahatsızlığımın getirdiği azgın düşünce saldırısına... maruz kalacaksınız.
I began to appreciate the power, the magnitude the sheer force unleashed by my little story.
Benim küçük hikayemin ortaya çıkardığı gücü, ihtişamı... saf kudreti takdir etmeye başlamıştım.
'Cause I put some stuff in the universe... and it unleashed a chain of events, and I blew it.
Evrende bir şeyler tetikledim. O da bir olaylar zincirine neden oldu, batırdım.
- Unleashed an instrument of destruction?
- Imha bir enstrüman Unleashed?
Natives and tourists alike thronged to the base of Mount Kilauea to watch nature's fury unleashed... with awe-inspiring force.
Adada hızla yayılan haber yerlilerin ve adadaki turistlerin ilgisini çekerek doğanın bu olağanüstü gücünü izlemek için toplanmalarını sağladı.
I want all the creature's savagery unleashed on the Batman.
Yaratığın tüm vahşetini Batman'in üzerinde görmek istiyorum.
Peg, the only power I sensed was that of the mighty forces unleashed by beans.
Benim hissettiğim tek güç Peg... hazmedilmiş fasulyenin yaydığıydı.
Governments had unleashed the primitive forces in humans beings and no one seemed to know how to stop them.
Devletler insanların içindeki ilkel güçleri açığa çıkarmıştı. Kimse de bu güçleri nasıl durduracağını bilmiyor gibiydi.
The Nazis were convinced that democracy was dangerous because it unleashed a selfish individualism but didn't have the means to control it.
İşçilerin boş zamanı bile "Keyifli güç" adında bir organizasyon yoluyla devlet tarafından planlandı.
He was about to help create a vision of the utopia that free market capitalism would build in America if it was unleashed.
Kapitalist toplum her şeyi becerebiliyordu. O muhteşem otoyolları yapıyordu. Herkesin evine hareketli resimlerden götürüyordu.
Lincoln High finds itself being consumed by a bloody reign of terror... that was unleashed when the instructor... of an experimental martial arts program crossed swords with local gang members.
Lincoln Lisesi bugün kendini kanlı bir... terör ağının içinde buldu. Bu olaylar okula yeni getirilen... bir programla, şehirdeki çetelerden biri arasındaki sürtüşme yüzünden çıktı.
That means she'll destroy all of the floats! Ai yi yi yi yi! She has just unleashed a new monster on Angel Grove!
Ona Çiçek Tüküren diyor ve Melek Korusu'ndaki her çiçeği şeytanı ve vahşi ısırıcılara çevirme yeteneği var.
It appears that Rita has unleashed a ravenous pig upon the Earth.
İzledikleriniz kısa bir süre önce oldu.
How could you know what you'd unleashed?
Ortaya ne çıkaracağını nereden biliyordun?
When his erotic urge is unleashed, there's no stopping him.
Ereksiyon olduğunda, onu durdurmanın hiçbir yolu yok.
Once unleashed, it can not be contained.
Hiç zayıf noktası yoktur!
Which she unleashed upon Gruner.
Ve Gruner'in üzerine döktü.
The deep what he called'libidinal'forces of desire were given up to the leader while the aggressive instincts are unleashed on those outside the group.
Bunlar kalabalık.