Unlocked traduction Turc
1,301 traduction parallèle
I never leave my door unlocked.
Kapımı asla açık bırakmam
On my 21 st birthday. That's the day my trust fund is unlocked.
21. yaş günümde Vakıftan paramı o zaman alabileceğim.
The car's unlocked, and it seems like most of his stuff is here.
Araba kilitli değildi ve birçok eşyası burada gibi görünüyor.
Is the watch case unlocked?
Neden? Saat koruyucusunun kilidi mi açık?
With the guards distracted, Monkey climbed the wall... and unlocked the gate, so that Momotaro and Spotted Dog... could charge in and take the ogres by surprise.
Canavarların aklı orada değilken maymun duvara tırmanmış ve kapıyı açmış, böylece Momotaro ve benekli köpek içeriye hücum edip ansızın canavarlara saldırmışlar.
Often in dramas, places like this are unlocked?
Dizilerde genelde böyle yerler kilitsiz olur.
And now I must leave you, I believe my father's men have unlocked the gate so now everybody can come and go as they please
Artık gitmeliyim. Sanırım babamın adamları kapıların kilidini açtılar. Artık herkes canının istediği gibi girip çıkabilecek.
See, those gates should have been unlocked seventy years ago
O kapıların kilidi 70 yıl önce kırılmalıydı.
It's unlocked.
Kilitli değil.
You think that's safe, leaving the door unlocked like that?
Kapıyı bu şekilde bırakmanın güvenli olduğunu mu düşünüyorsun?
- The front door was unlocked.
- Ön kapı açıktı.
- The door's unlocked.
- Kapı kilitli değil.
- Did you leave it unlocked?
- Kilitlememiş miydin?
Leave the fucking door unlocked!
Kodumun kapısını kilitli bırakma.
Leave it unlocked!
Kapıyı kilitleme.
How can you leave this unlocked?
Burayı nasıl açık bırakabilirsiniz?
- The door was unlocked.
- Kapı kilitli değildi.
All right. Now you've unlocked the beast.
Pekâlâ, canavarı serbest bıraktın.
My son's birthday unlocked what the government would later describe as "a catalogue of carnage."
Oğlumun doğum günü daha sonra... hükûmetin katliam kataloğu olarak tarif ettiği bir şeyin kapısını açmıştı.
- The door was unlocked.
Kapınız açıktı. Ben de içeri girdim.
Man, for me, an unlocked door was always an invitation.
Kilitlenmemiş bir kapı bana hep davetkar gelirdi.
Whenever they had the doors unlocked, I was in church.
Ne zaman kapıları kilitleseler ben de kilisede olurdum.
I unlocked the door.
Kapıyı açtım.
Did you hear Julian, the doors are already unlocked.
Julian duyuyor musun, daha önce kilit açılmış.
I unlocked the window in the room where Denis told me to get ready.
Çünkü Denis, hazırlanmamı söylediği odanın pencerelerinin kilidini açtım.
It's unlocked
Kapı açık.
The hard drive is unlocked.
Sabit sürücünün kilidi açıldı.
Make sure you're on line and your databases are unlocked.
Bağlantıda olduğundan ve veri tabanlarının kilitlenmemiş olduğundan emin ol.
The doors are left unlocked.
Kapılar kilitlenmez.
Sliding glass door facing the pool was unlocked.
Havuza bakan sürgülü cam kapı kapanmamıştı.
That's why she left the door unlocked.
Kadın bu yüzden kapısını kilitlememişti.
She said the back door would be unlocked, to get there at 9 : 00 p.m., that everyone would be out of the house but Gary.
Arka kapının açık olacağını ve dokuzda oraya gitmemi söyledi. Evde Gary'den başkası olmayacaktı.
Or maybe somebody put him in the driver's seat,'cause the uni said the doors were unlocked when they arrived at the scene.
Veya birisi onu sürücü koltuğuna yerleştirdi, çünkü ekipler geldiklerinde kapıların açık olduğunu görmüşler.
Well, she and the manicurist both have codes to the front gate, and the door was left unlocked.
Hem o hem de manikürcü kadın şifresini biliyorlarmış. Ön kapı kilitli değilmiş.
Anyway, I told them the door was unlocked.
Herneyse kapının kilitli olmadığını da söyledim.
It was unlocked. It had been wiped clean.
Kilitli değildi.Tertemizdi.
'Cause there is an unlocked one right down the street.
- Hayır, teşekkürler.
Well... if every surprise is this man with this baby, then... the door stays unlocked.
Şey... eğer tüm sürprizler bu adamla beraber bir de bebek olacaksa, o zaman kapılar açık kalsın.
We're sorry. The door was unlocked, and we knew you'd be here.
Özür dileriz, kapı kilitli değildi ve burada olduğunu biliyorduk.
They think he found an unlocked window.
Açık bir pencere bulduğunu düşündüler.
She came home, found the back door unlocked.
Eve gelmiş, kapı açıkmış.
Maybe it's possible that you left the back door unlocked yourself?
Arka kapıyı açık bırakmış olabilir misin?
Why, with everything that's happening to me, would I leave the door unlocked?
Bu tür şeyler olurken arka kapıyı neden açık bırakayım?
missile tracking unlocked.
füze kilitleme açıldı.
It didn't smash a window or break the door, It unlocked it.
Pencereyi veya kapıyı kırmadı, kilidi söktü.
Seems the evidence room was left unlocked during my shift the other night.
Geçen akşam kanıt odasının kilidi açık kalmış.
I'll leave the back window unlocked.
Arka penceremi kilitleyeceğim.
Sorry, door was unlocked.
Özür dilerim, kapı kilitli değildi.
- The door's unlocked.
- Kapısı kilitli değil.
The door was unlocked.
Kapı açıktı.
Did I leave my car unlocked?
Arabamı kilitlemedim mi yoksa?