English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Unpopular

Unpopular traduction Turc

291 traduction parallèle
They're the flies on the wall of the school, the unpopular kids.
Okul duvarlarındaki sinek gibiler, popüler olmayan çocuklar.
But now the subject of guns is an unpopular topic... to those who needed them so badly a short while ago.
Ama şimdi silahların ne olacağı konusundan daha da önemli olan... bu kadar kısa zamanda onlara kimin ihtiyacı olacağı.
A statesman must have the courage to be unpopular.
Bir devlet adamı, popüler olmama cesaretini taşımalıdır.
He becomes a part of a criminal army, an army that was born of a marriage between an unpopular law and an unwilling public.
Bir suç şebekesinin üyesi oldu, sevilmeyen bir yasa ve isteksiz bir halk arasındaki birleşmeden ortaya çıkan bir şebeke.
I've been very unpopular in every role I've played here
Burada oynadığım hiçbir rolde beğenilmedim.
You're unpopular, so you're out and women wrestlers are in
Kendinizi popüler mi sanıyorsunuz, siz gidiyorsunuz, kadın güreşçiler geliyor.
You are an obscure young workman wanted for the committing of an extremely unpopular crime.
Sense ne olduğu belli olmayan. işlediği sıradışı suçtan ötürü aranan genç bir işçisin.
War is a most unpopular thing in England.
Savaş, İngiltere'de en az rağbet gören şey.
You might get unpopular with the police here, breaking guys'necks.
İnsanların boynunu kırdığın için polisler tarafından el üstünde tutulmayabilirsin.
I get pretty unpopular.
Artık gündem dışı bir konu bu.
An unpopular cause is dangerous business for anyone.
Popüler olmayan bir mesele herkes için tehlikeli bir iştir.
That always was your trouble - unpopular.
Popüler olmamak, senin sorunun hep buydu.
Nobody's that unpopular.
Kimse o kadar sevimsiz değildir.
Rather unpopular, I think. Last night he tried to make contact with his blokes, but ran into Charlie Company.
Arkadaşlarıyla iletişim kurmaya çalışırken Charlie ekibiyle karşılaştı.
A man could get real unpopular associating with you.
Senin gibi biri ile hangi kız ilgilenir ki.
Think of pretty young girls being unpopular at dances and they don't know why.
Güzel genç kızlar niye sükseli olmadıklarını merak ediyorlar.
Your name is Katherina. And you originally come from Colbin, where you were quite unpopular because of, uh, certain activities.
Adı Katerina'ydı ve bazı eylemleri yüzünden çok olumsuz bir şöhrete sahipti.
I understand you're quite unpopular over at the War Department.
Bildiğim kadarıyla savaş departmanı tarafından çok tanınan biri değilsiniz.
I thought I was unpopular, but this is ridiculous!
Benden hoşlanmadıklarını biliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum.
Will somebody please tell me why Captain Weincheck is unpopular?
Biri bana Yüzbaşı Weincheck'in niye sevilmediğini söyleyebilir mi acaba?
But I tell you one thing... you'll never make it unpopular!
Ama sana bir şey söylüyorum.. Asla popüler olamayacaksın!
On top of that, we're Americans in Mexico... taking a cavy of horses to a very unpopular government.
En önemlisi de Meksika topraklarında pek rağbet görmeyen bir hükümete bir sürü at götüren Amerikalılarız.
- He also became very unpopular.
- Ayrıca sevilmeyen biri oldu.
Historically unpopular.
Tarihte sevilmeyen biri.
The deportations were criticized and unpopular.
Sürgünler eleştiriliyor.
You're going to be very unpopular if you don't deliver soon.
Eğer yakında onu bulamazsan gözümden çok düşeceksin.
This people always was unpopular, because it competed with the agriculturists Americans in the horticulture.
Bu insanların toplumda bir ağırlığı yoktu. Amerikan çiftçisiyle sebze-meyve üretiminde yarış halindeydiler.
And in those days it really was gold. That's part of the reason why the tsar was so unpopular- -
O zamanlar gerçek altındı çarın tutulmamasının nedenlerinden biri de buydu.
I never realized how unpopular Hart is.
Düşündüm de Hart'ı kimse sevmiyor.
Are you that unpopular... that you seek out the social company of your maid?
Hizmetçinle arkadaşIık... edecek kadar asosyal misin?
How come two unpopular dicks like you is having a party? I don't know.
Nasıl oluyor da sizin gibi hiçte sevilmeyen iki aptal parti veriyor?
I've said it enough to make me unpopular here.
Zaten yeterince tepki toplayacak kadar konuştum.
He was the most unpopular man on this ship.
Bu gemide ki en rağbet görmeyen adamdı o.
Why were you so unpopular with the Chicago Police Department?
Chicago Emniyeti'ndekiler niye seni hiç sevmiyorlardı?
SOON AS IT BECOMES UNPOPULAR AND UNCHIC AGAIN, IT'LL TURN OUT THE CHARACTERS WERE LYING... AND THE KISS WILL BE REVEALED TO HAVE BEEN A DREAM SEQUENCE.
Bu konu gözden düşer düşmez, modası geçer geçmez... karakterlerin yalan söylediği... ve o öpüşmenin bir rüya olduğu ortaya çıkacaktır.
Even though others may think them odd or unpopular.
Başkaları, tuhaf olduklarını veya benimsenmediklerini düşünse bile...
You know how unpopular that would be handing out guns to 1,000 coloureds?
1.000 zencinin eline silah verme fikrinin pek tutulmayacağını aklına getiriyor musun?
One of our players is unpopular lately.
Oyuncularımızdan biri son günlerde pek popüler değil.
Next to the Pope, you're about to become... the most unpopular man in Northern Ireland.
Kuzey İrlanda'da, Papa'dan sonra en sevilmeyen adam olacaksın.
Later, she appeared on the highly unpopular 7 5-cent piece.
Later, she appeared on the highly unpopular 7 5-cent piece.
It was very unpopular.
Hiç popüler değildi.
The fact is, it's much easier to gain access to even the major media now than it was 20 years ago. You've dealt in such unpopular truths and have been such a lonely figure as a consequence of that. Do you ever regret either that you took the stand you took, have written the things you have written, or that we had listened to you earlier?
Elit kesime göre içinde bulunduğumuz bu modern çağda, medyada entellektüel yaşamla ilgili güzel sözleri bir tarafa bırakacak olursak standart olan bu karşıt görüş gelişmektedir.
I'm as unpopular with the ladies as I am with the chaps.
Benim gibi kızlar arasında populer olmayan... ve arkadaşlarıyla takılan biri yani.
How unpopular Vietnam was.
Vietnam'lıların nasıl da tutulmadığından.
Now, at the risk of being unpopular... this reporter places the blame for all this squarely on you, the viewers.
Şimdi ise gözden düşme riskini göze alarak bu olanlar için sizi suçluyorum, sayın seyirciler.
I'll be socially unpopular.
Popülerliğimi kaybedeceğim.
I was the most unpopular kid in the high school. Why?
Lisedeki popülerlik sırasında sondan birinciydim.
But now that I'm unpopular again, I want you to know I'm here for you.
Artık popüler değilim, tıpkı eskisi gibi. Yanında olduğumu bilmeni isterim.
All it does is allowus to punish unpopular speech.
Benimsenmeyen konuşmaları cezalandırmamızı sağlıyor.
This country is founded, in part, on the belief that unpopular speech is vital to the health of our nation.
Bu ülke kısmen şu düşünce üzerine kurulmuştur benimsenmeyen konuşma milletin sağlığı için hayati önemdedir.
We must save life wherever possible, however unpopular it is.
Mümkün olduğu yerde hayat kurtarmamız gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]