Unqualified traduction Turc
116 traduction parallèle
You mean Mrs. Chelm is an unqualified liar?
Bayan Chelm'in, vasıfsız bir yalancı olduğunu mu söylüyorsun?
In view of what he's told us, you understand... if your teacher feels that you're unqualified... this committee cannot give you an appointment.
Bize söylediklerinden sonra, anlayacaksınız ki eğer öğretmeniniz sizin yetersiz olduğunuzu düşünüyorsa bu komite size gereken yetkileri veremez.
- It was an unqualified nightmare.
- Tam bir kabustu.
- You unqualified lecher!
- Seni kifayetsiz asalak.
Unqualified, am I?
- Ben bir asalağım, değil mi?
And they've all been unqualified disasters.
Hepsi de çok beceriksizdi.
Sun Probe One was an unqualified success.
Sun Probe One beklenenin altında bir başarıya ulaşmıştı.
All I can say is, if she consents, and it's up to us to make her consent the encounter should be unqualified pleasure but with two clear exceptions :
Tüm söylediğim, eğer o da izin verirse, ve onun izin vermesini sağlamak da bize bağlı. Bu buluşma tarifsiz bir zevk olabilir. Ama iki istisna dışında :
That woman is totally unqualified to criticize anything.
Bu kadın eleştiri yapmaya ehil değil.
I don't think that selling admission... to an obviously unqualified student... is very ethical or honorable.
Yetersiz bir öğrencinin kabulünü, kesinlikle etik dışı ve şereften yoksun buluyorum.
They are unqualified to be the mother of the heir
Vârisin annesi olmak için yetersizdirler.
Dad, don't you think we might be encouraging a lot of unqualified people to go running around with loaded weapons?
Baba, vasıfsız bir sürü insanın dolu silahlarla çevrede dolanmasını cesaretlendirebileceğimizi düşünmüyor musun?
You consider me unqualified?
Benim yetersiz olduğumu mu düşünüyorsun?
- So you are totally unqualified.
- O zaman, tam anlamıyla vasıfsızsınız.
When I have, as you said, insulted you... and when you have treated me with an unqualified contempt.
Sizin iddianıza göre size hakaret ettiğimde... siz de beni aşağıladınız.
Oh, I'm gonna lose my job just'cause I'm dangerously unqualified!
Yeteneksiz olduğum için işimi kaybedeceğim!
All your teachers give you an unqualified thumbs-up.
Tüm hocaların senin hakkında olumlu şeyler düşünüyor.
Those sailors out there are just boys, boys who are training to do a terrible thing, and if that ever occurs, the only reassurance they'll have that they're doing the proper thing will derive from their unqualified belief in the chain of command.
Dışarıdaki denizciler sadece çocuk. Felaket şeyler yapmak için eğitilmiş çocuklar. Ne pahasına olursa olsun onlara güven veren şey, doğru şeyleri yaptıran şey :
Unless I receive orders to the contrary... I refuse to share that authority with an unqualified civilian.
Aksine bir emir gelmediği sürece yetkilerimi ehil olmayan bir siville paylaşmayı reddediyorum.
I'll take two guys and send them up for the same job... one guy, gorgeous but completely unqualified, the other one, plain-looking but perfect for the position.
İki kişi seçeceğim, ve aynı iş başvurusuna göndereceğim... Birinci kişi, yakışıklı fakat tamamen niteliksiz... ikinci kişi, sade görünümlü fakat iş için mükemmel olacak...
- Yeah, well, thanks for that unqualified vote of confidence.
Tamam, güvensiz "güvenoyu" için de teşekkürler.
I just heard myself and realised I'm unqualified for this.
Öylesine aklıma geldi ama şimdi vazgeçtim, bu kadar uzman değilim.
The editorial staff at Beantown feels you are unqualified to be Editor-in-Chief.
Beantown'daki editoryal servisi sizin genel yayın yönetmenliği için yetersiz olduğunuzu düşünüyordu.
I just can't seem to stop myself from trying to get one unqualified, "Good job, son." from that bastard.
Bir türlü ona "Aferin evlat" dedittirmeyi başaramıyorum.
A schizophrenic thinks I'm unqualified?
Bir şizofren yetersiz olduğumu mu düşünüyor?
Well, as far as I'm concerned, opening the ship has been a fascinating experience and an unqualified success.
Pekala endişelerim bir yana, gemiyi açmak büyüleyici bir tecrübe ve tam bir başarı.
Richard refused to let me become a paralegal. He said I was unqualified.
Richard hukuk asistanı olmama izin vermedi, ben niteliksizmişim.
She offered me this job here first, and then said Richard and John wouldn't let her give me the job here, supposedly because they considered me unqualified.
İlk önce bana hukuk asistanlığı işini burası için teklif etti, sonra Richard ve John'un bu işi bana vermek istemediklerini söyledi, öyleymiş çünkü ben niteliksizmişim gibi düşünmüşler.
An affirmation of freedom so reckless and unqualified, that it amounts to a total denial of every kind of restraint and limitation.
Dünyayı umursamayan ve sıradan bir özgürlüğün olumlanması her çeşit kısıtlama ve sınırlamaların toptan reddi anlamına gelecektir.
They were his friends, who loved kids, but were unqualified to manage a $ 100-million foundation.
Çocukları seven ama 100 milyon dolarlık bir vakfı yönetmeleri mümkün olmayan arkadaşlarıydı.
You don't realize how unqualified most of America's youth is until you gather them all up in a room and make them speak.
Amerikalı gençlerin çoğunun ne kadar niteliksiz olduğunu onlarla aynı odada kalıp konuşuncaya kadar anlamıyorsun.
Among those arrested was Native American activist Del Redclay who called the protest an unqualified success.
İtfaiye şeridini kapadıkları için tutuklananlar arasında Amerikan Yerlisi eylemcisi Del Redclay de vardı.
The experiment was an unqualified success.
Deney, vasıfsız bir başarıydı.
Grace was not a lawyer and unqualified to assess the validity of the contract she held in her hand
Grace avukat değildi ve elinde tutmakta olduğu sözleşmenin geçerliliğini tahlil etmekte yetersiz kalıyordu.
Well, I think it's better that the 2nd man isn't scared shitless and unprepared, and unqualified, I'm not interested -
İkinci adamın korkak bir tavuk olmaması daha iyi olacaktır ve hazırlıksız, ve vasıfsız. İlgilenmiyorum.
The Mars landing would seem to be an unqualified success.
Mars inişi, muhakkak ki başarıya ulaşacak gibi görünüyor.
Duke, with all respect, I think there are certain traits that would make you unqualified to be leader.
Duke, saygısızlık etmek istemem ama taşıdığın özellikler lider olmana yetmiyor.
You would have an easement through my holdings for the transport of your ore, unqualified in any regard except that it not impede my mining operation.
Cevherlerinizin taşınmasında, kolaylık sağlanacaktır. Ama bu madendeki çalışmalara engel olmaması kaydıyla gerçekleşecek tabi ki.
I didn't mean * * * you're unqualified...
Değilsin demek istemedim.
He's completely unqualified... I mean it's ridiculous it's gonna hurt your business.
Uygun değil baksana yani işini baltalıyor.
You, come to this row. Regarding the unqualified material, our group, 2B, did the worst.
Kalitesiz malzemeler konusunda 2B grubu en kötüsü.
She thinks I'm an unqualified himbo who got the job because of my father.
İşi babası sayesinde alan vasıfsız bir yakışıklı olduğumu düşünüyor.
General Mansfield, she is unqualified for this.
General Mansfield, Bayan Thorn bu konuda yetkisiz.
So if you don't listen to rap, you're unqualified to teach.
Özetle, ya onları dinleyeceksiniz ya da ders yapmanıza izin vermezler.
Now you will realize just how unqualified you are to be a shinobi!
Shinobi olmaya layık olmadığını şimdi kendin de göreceksin!
You are shockingly unqualified, aren't you, sir?
Korkunç derecede vasıfsızsınız, değil mi bayım?
The two unqualified so-called salespeople are being favored because they all failed together.
Birlikte başarısız oldukları için, iki vasıfsız satışçı bir anda gözde oldular.
We then eliminate those unqualified for restaurant work- -
Sonra restorandaki işe alınmayanları eleriz.
And while you were well aware that my unqualified desire is to serve on the U.S.S. Enterprise, I'm assigned to the Farragut?
Atılgan'da hizmet vermek istediğimi bildiğiniz halde Farragut'a mı atandım?
By knocking off everyone unqualified to be a parent?
Herkesin yetersiz ebeveyn kabul edilmesi mi?
- - again proof positive that she's a nymph and unqualified to be an editor.
Bu da onun bir nemfoman ve editörlük için yetersiz olduğunu gösterir.