Unsuccessfully traduction Turc
75 traduction parallèle
Unsuccessfully.
Başarısız girişiler.
The board of directors has attempted to pick an architect quite unsuccessfully.
Yönetim kurulu başarısızlıkla sonuçlanan bir mimar seçme girişiminde bulundu.
- All by young punk hoodlums who you've tried unsuccessfully to reform. Is that correct?
- Başarısız bir şekilde adam etmeye çalıştığın genç serseriler tarafından.
Unsuccessfully.
Başarısız oldular.
Having tried religion, snake-oil and gunfighting unsuccessfully, I took a partner, become a respectable storekeeper, and married Olga, a Swedish girl who couldn't hardly speak no English.
Dindarlik, yilan yagi isi ve silahsörlük tutmayinca, ortak bulup saygideger bir dükkanci oldum, ve zar zor Ingilizce konusan Isveçli Olga isimli bir kizla evlendim,
In each of the last three quarters, Trask Industries has announced plans to acquire a major market television station, each time unsuccessfully.
Son üç dönemde Trask Endüstri, televizyon piyasasında önemli bir yer edinmeyi plânladığını açıkladı ama hepsinde başarısız oldu.
We unsuccessfully tried 53 computational models in an effort to simulate their movements prior to the crash.
Çarpışmadan önceki hareketlenmelerini simülasyona uyarlama denemelerimiz elli üç farklı sayısal başarısızlıkla sonuçlandı.
A few weeks later he returned to the classroom, shot the student unsuccessfully, held the class hostage then shot himself successfully.
Haftalar sonra, sınıfa dönmüş ve öğrenciyi vurmuş ama ıskalamış. Sınıfı rehin almış sonra da kendini vurmuş ve ıskalamamış.
I have also been trying unsuccessfully to get Dr. Chaffee back on the program.
Ben de Doktor Chaffee'yi yeniden programa dahil etmeye uğraştım, ama boşuna.
Mr. Suder, if you are hearing this, you have just unsuccessfully attempted to access the emergency medical program.
Bay Suder, eğer bunu duyuyorsanız, Acil Tıbbi Holograma erişme girişiminiz başarısız oldu demektir.
I really am trying to kill him, but, so far, unsuccessfully.
Gerçekten onu öldürmeyi denedim, ama başarısız oldum.
Unsuccessfully you know.
Başarısız oldu biliyorsun.
As for me, I fought unsuccessfully against extradition from Frankfurt to Singapore on charges of fraud, forgery and breach of trust.
Bana gelince başarısız bir biçimde Frankfurt'tan Singapur'a gönderildim ve kalpazanlıktan.
Carefully. Or... unsuccessfully.
Dikkatlice ya da başarısızca.
You've already tried, unsuccessfully.
Zaten denedin ve başarısız oldunuz.
A Bluth family favorite since George Sr. unsuccessfully... tried to market the device in the mid -'70s.
George Sr.'ın 70'lerin ortasında üretip pazarında başarısız olan alet,... Bluth ailesinin favorisiydi.
We've dialled it unsuccessfully before, but if it's on the cartouche it must have a gate.
Daha önce bağlantı girişimimiz başarısız olmuştu, ancak kartuşta yer alıyorsa mutlaka bir geçit vardır.
Unsuccessfully.
Başaramadım.
I've tried to get her to mate, unsuccessfully. Nothing's worked.
Onu daha önce çiftleştirmeye çalıştım, ama bir işe yaramadı.
Yes, but... Unsuccessfully.
Evet, ama bu konuda başarısız oluyor.
Unsuccessfully, I might add.
Başaramadığımı söylemeliyim.
The negotiations for the end of the conflicts in Bosnia have ended unsuccessfully.
Bosna'daki karışıklığı çözmek için yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı.
- That's exactly what we're striving for, only so far unsuccessfully.
- Öyle mi diyor? - Çalışılan şey, tam olarak bu. Ama şu ana kadar başarılı olunamadı.
After a long night of struggling to unsuccessfully free ourselves, we were finally rescued the next morning.
Uzun ve çetin bir geceden sonra kendimizi oradan çıkaramayınca.. Bir sonraki sabah başkaları tarafından kurtarıldık.
He tried to burn down a school... his ex-girlfriend's... all unsuccessfully until the last one... when he died in a fire he set at his parents'house.
Bir okulu yakmaya çalışmış. Eski kız arkadaşının. Sonuncuya kadar hep başarısız olmuş.
Not unsuccessfully, upon the whole.
Bütününe göre hiç de başarısız değildi.
Unsuccessfully.
Başarısız bir şekilde.
His organisation has tried unsuccessfully in the past.
Örgütümün denemeleri geçmişte başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
* Unsuccessfully.
Basarisiz olduk.
We know you fought unsuccessfully three years ago to have the status of your building taken off the Landmark list.
Binanızın "korunması gerekli" statüsünden çıkarılması için üç yıl önce mücadele vermişsiniz.
Unsuccessfully, of course.
Başarısız oldu elbette.
Kind of unsuccessfully.
Başarısız oldum biraz.
which is a snail-slug hybrid that I was able to splice together in my garage unsuccessfully.
Kendisi, garajda başarısız bir şekilde birbirine kaynatmaya çalıştığım bir salyangoz ve bir sümüklüböcektir.
I've tried unsuccessfully to contact her so far, but I won't give up.
Ona ulaşma çabalarım pek çok kez başarısız oldu ama vazgeçmedim.
Staff Sergeant David High, a Ranger, tried unsuccessfully to express his feelings, choked up, and walked away.
Kıdemli Başçavuş David High ve bir Komanda duygularını ifade etmekte başarısız oldu. Nutku tutulup oradan ayrıldılar.
- Unsuccessfully.
- Başarısız bir şekilde.
- Actually, I'm looking into the woman in the picture... unsuccessfully.
Aslında fotoğraftaki kadını arıyorum. Pek başarılı değilim.
Explorers and researchers have been searching unsuccessfully for ages.
Kaşifler ve araştırmacılar yıllarca başarısız girişimlerde bulundular.
Unsuccessfully. I'm sorry.
Bulamadım, üzgünüm.
Unsuccessfully.
- Becerememişler.
Begging for money, unsuccessfully till now.
Para bulmak. Şimdiye kadar başarısız oldum.
I spend years trying to convinced the medical establishment that the hand washing prevent disease and unsuccessfully.
Yıllardır sağlık kuruluşlarını el yıkamanın önemli olduğuna inandırmaya çalışıyorum ama başarısız oldum.
Unsuccessfully.
Başarısız oluyor.
After trying unsuccessfully to seduce him, she sends a band of her men to the camp, to kidnap him and bring him to her.
Baştan çıkarma çabası boşa çıktıktan sonra kamp kurmak için bir grup adamını yollar ve onu kaçırtıp kendisine getirtir.
I have tried, unsuccessfully, to teach my grandson the art of polite conversation.
Ne kadar uğraşsam da torunuma medeniyet kurallarını öğretemedim.
Evidently unsuccessfully, since we're all still paying.
Gerçi pek beceremediği çok açık, baksana bedelini biz ödüyoruz hâlâ.
You whip that hair around and fall over every reasonable girl that Guster hasn't unsuccessfully hit on already.
O saç olayının çabucak üstesinden geliyorsun. Ve şimdiye kadar Guster'ın beceriksizce asılamadığı mantıklı her kızın üzerine fazla düşüyorsun.
We're rather unsuccessfully trying to make s'mores, right?
Başaramasak da marşmelov yapmaya çalışıyoruz değil mi?
Trying unsuccessfully to get my job back.
Çaresizce işimi geri almaya çalışıyorum.
Unsuccessfully.
- Ama başarılı olamadım.
Unsuccessfully.
Yanlış tespit.