Unsympathetic traduction Turc
90 traduction parallèle
At the guardianship proceedings... I shall testify that your intentions are not only unsympathetic... to my grandnephew's best interests, but hostile to them.
Vasilik işlemleri sırasında... yeğenimin oğlunun çıkarlarını korumak bir yana... o çıkarlar için tehlike oluşturduğunuza dair tanıklık edeceğim.
lnflamed membranes are unsympathetic to a dialectic.
- İltihaplı zarlar sese iyi gelmez. - Yemeği ne yapacaksın?
I'm afraid the psychic vibrations are unsympathetic.
- Maalesef psişik titreşimler sempatik gelmiyor.
I'm definitely unsympathetic.
Kesinlikle sempatik değilim.
Yet, across the gulf of space on the planet Mars, intellects vast and unsympathetic regarded our Earth enviously, slowly and surely drawing their plans against us.
Ancak, Dünya'dan epey uzakta bulunan Mars gezegeninde... yasayanlar, Dünyamızı kıskandılar ve zamanla bize karşı planlar hazırladılar.
Now, the state is not unsympathetic.
Devlet, durumunuza anlayış gösteriyor.
She came across as cold and unsympathetic to some, but really she was nervous.
Bazılarına göre Bette soğuk ve sevimsiz biriydi. Ama aslında gergindi.
Mrs. Rome, you will forgive me if I seem unsympathetic, but but there was a reason for my coming here today.
Bayan Rome, anlayışsız gibi görünüyorsam kusuruma bakmayın ama buraya gelmemin bir nedeni vardı.
But I don't wish to be sent to the Bastille, because they got very deep dungeons and terrible instruments of torture, operated by very unsympathetic men.
Ama Bastil'e gönderilmek istemiyorum, çünkü derin zindanları ve kocaman işkence aletleri var, çok korkunç adamlar çalışıyor.
'You're unsympathetic.
Hiç anlayışlı değilsin.
It's unsympathetic.
Sevimsiz bir rol.
Do you want to be a, uh, uh... a star or do you want to be unsympathetic?
Bir yıldız mı olmak istiyorsun yoksa sevimsiz biri mi?
You'd find the extremely expensive police department quite unsympathetic.
Polislere antipatik gözükmemek. çok pahalı olurdu.
I want you to know that I am not unsympathetic to your situation.
Bilmenizi isterim ki, durumunuza duyarsız değilim.
But don't ever let it be said that I'm unsympathetic.
Ama davanıza sempatiyle yaklaşıyorum.
Dr. Ryan, I'm not being unsympathetic.
Dr. Ryan, antipatiklik olsun diye yapmıyorum.
If y'all are all ready to quit your apathetic and unsympathetic ways as I am and take back control of the black community, as I am if you're ready to stop being the boys that started to Washington on this bus and be the men the men that our wives and mothers and children are waiting for back home to stand up against all the evils lined up against the black man back home.
Eğer hepiniz hazırsanız lakayt ve sevimsiz huylarınızı bırakmaya benim gibi zenci toplumunun kontrolünü elinize almaya yani eğer bu otobüsle Washington yoluna koyulan çocuklar olmayı bırakıp evde eşlerimizin, annelerimizin ve çocuklarımızın beklediği erkekler olmaya, zencileri tehdit eden kötülüklere beraberce göğüs germeye.
Frasier, not to appear unsympathetic but I had my i'm dangerous space on so long it's starting to hurt.
Frasier, sevimsiz görünmek istemem ama uzun süredir "ben tehlikeliyim" suratımı takınıyorum ve suratım acıyor artık. Neyimi sinir bozucu buluyor olabilir?
And to make her unsympathetic, you used some of her,... but mostly you caricatured my religious dedication.
Ve can sıkıcı olması için, hem onun hem de çoğunlukla benim... dini bağlılığımı karikatürize etmişsin.
She's arrogant... egotistical... conceited... freaky... self absorbed... twisted... cold hearted... schizophrenic... saccharine... unsympathetic... self centered... totally absurd... and just plain annoying!
O kendini beğenmiş... egoist... kibirli... anormal... bencil... soğuk... buz kalpli... şizofrenik... aşırı içli... sevimsiz... kendini düşünen... tamamiyle saçma... ve kısaca baş belası!
Cold, unsympathetic numbers.
Soğuk ve itici sayılar.
We're not unsympathetic, but we have limited supplies.
Anlayışsız insanlar değiliz, ama bizimde kaynaklarımız sınırlı.
I'm not unsympathetic.
Hatta sempati duyuyorum.
I'm not unsympathetic, but Skip says you're in love.
Ben de halden anlarım. Skip aşık olduğunu söyledi.
Well, some people don't really carehow unsympathetic they come off. You know what, Ally?
Bazı insanlar ne kadar sevimsizleştiklerini hiç umursamazlar
But you are being unsympathetic towards him!
Ama ona karşı duyarsız davranıyorsun!
I'm not unsympathetic, just protective.
- O zaman çıkartın. Niyetim zorluk çıkarmak değil, sadece hastaları koruyorum.
- I am not unsympathetic, Xena. But consider the consequences of your actions.
Anlayışsız biri değilim, Zeyna, ama, yaptıklarının sonuçlarını hesapla.
He's a very... unsympathetic person.
Kendisi çok anlayışsız bir insandır.
I'm not unsympathetic to his circumstances but I have larger responsibilities.
Durumunu anlayışla karşılıyorum. Ama daha büyük sorumluluklarım var.
They made it sound like it waslo murders instead of one. They're accusingthe ranchers of being unreasonableand unsympathetic. Because of how he was...
Bunun üstesinden gelebilmemiz açısından iyi bir zaman önceleri her bir cinayete on cinayet varmış çiftlik sahiplerini mantıksız ve sempatik olmamakla suçluyorlar.
They're tight-fisted, unsympathetic.
Cimri ve antipatiktirler.
Yet across the gulf of space, intellects vast and cool and unsympathetic regarded our planet with envious eyes and slowly and surely drew their plans against us.
Oysa uzay boşluğunun ötesinde anlayışsız, soğukkanlı ve dünyalar kadar zeki yaratık kıskanç gözlerle gezegenimize bakıyor ve yavaşça, ama kararlılıkla bize karşı olan planlarını uyguluyorlardı.
One unsympathetic asshole coming right up.
Sevimsiz bir pislik geliyor o zaman.
Look, I'm not unsympathetic.
Bak, anlayışsız biri değilim.
Oh, please, Sue, look. L-I don't mean to sound unsympathetic. But why does it always have to come back to you?
Sana çok antipatik görünüyor olabilirim ama konu neden hep sana dönmek zorunda?
If he's able to present our client in any unsympathetic light... we'll lose.
Müvekkilimizi sempatik olmayan şekilde gösterirse kaybederiz.
I'm not unsympathetic to your people.
Halkınızla bir alıp veremediğim yok.
That's a point of view to which I'm not entirely unsympathetic.
işte ana noktamız ama ben tamamen seninle aynı duygular içinde değilim.
Because if the sympathetic magic doesn't work, you will find me very unsympathetic.
Ahenkli büyünüz çalışmaz ise, beni çok ahenksiz bulacaksınız.
You'll hear of me only when i return only zeenat will get my letters and phonecalls don't be so unsympathetic, son.
Benim sesimi sadece döndükten sonra duyacaksınız. Telefonlarımı ve mektuplarımı sadece Zeenat alacak. Bu kadar acımasız olma oğlum.
- You find that unsympathetic?
- Buna anlayamıyor musun?
I was afraid it would make you look unsympathetic.
Seni itici göstermekten korktum.
Unsympathetic?
İtici mi?
You are not unsympathetic to me.
Seni hoş bulmuyor değilim.
To keeping anyone from thinking you unsympathetic?
Vermemek için medya karartması yapalım mı?
But I am unsympathetic to all those who oppose my will.
Ama benim zaten irademe muhalefet edenlere sempatik görünme derdim yok ki.
Look, i am not unsympathetic to your situation, But we all have our jobs to do.
Bakın, durumunuzu anlamıyor değilim ama hepimizin yapması gereken işler var.
But instead, a very unsympathetic judge made an example of you, and there was no way you could have predicted that would happen.
Ama onun yerine, karşına hiç de anlayışlı davranmayan bir yargıç çıktı ve senin durumunun, herkese örnek olmasını istedi.
While he's not entirely unsympathetic, he does insist on seeing you alone.
Fakat hiçbir şekilde anlayış göstermiyor.
I'm not unsympathetic.
- Burada ne arıyorsunuz?