Unthinking traduction Turc
26 traduction parallèle
Yes, unquestionably he has ability in handling an unthinking mob.
Şüphesiz düşüncesi bir kalabalığı idare etme kabiliyeti var.
You too may follow that way to unthinking belief.
Siz de körü körüne inanların yolunu takip edebilirsiniz.
It follows, therefore, that this young man will be as unfeeling, as unthinking as the dead until the day he joins them.
"bir anısı veya düşüncesinin olmadığını unutmayın. " Bu nedenle bu genç adam... "öleceği güne kadar, hiçbir duygu veya düşünceye sahip olmayacaktır."
And in the same unthinking way as they had thought they loved him, they now began to fear the child.
Ve aynı sebepsiz biçimde, nasıl onu sevdiklerini düşündülerse, şimdi de çocuktan korkmaya başladılar.
You have been unthinking, uncaring, cold, heartless bitch.
Düşüncesiz, ilgisiz, soğuk ve kalpsiz bir sürtük oluyorsun.
I hate that stuff. Who wants to see a guy go and manipulate and torment a poor unthinking creature like that?
Bir insanın zavallı, düşünemeyen bir yaratığa işkence etmesini izlemekten kim ne zevk alır?
But of all who passed by, none seemed so pitiful in her unthinking patience... as the girl standing in front of me.
Ama gecip gidenlerden hicbiri, gozume onumde duran kiz kadar... acinasi gorunmuyordu.
It is an unthinking feeling.
Benim doğrulduğum düşünülemez bir düşüncedir.
Stupid unthinking animals!
Budala, beyinsiz hayvanlar!
They have created a hawking unthinking lunatic so evil that definitive he could be called the Antichrist
Kocaman, manyak, öylesine kötü bir yaratık hâline gelmişti ki, gerçekten de kendisine Deccal denebilirdi.
like you were some kind of unthinking machine or a trained fricking monkey.
sanki düşünmeyen bir makina ya da eğitimli aptal bir maymunmuşsun gibi.
Too soon to accuse him of being an unthinking killer, Ducky.
Onu duygusuz bir katil olmakla suçlamak için çok erken, Ducky.
This work is for unthinking brutes.
Bu iş düşüncesiz vahşiler için.
An unthinking process of evolutionary trial and error has created these virtual creatures that can move and react in real time.
Düşüncesi olmayan bir evrimsel deneme yanılma süreci gerçek zamanlı hareket ve tepki verebilen bu sanal yaratıkları yarattı.
Unthinking, simple rules have the power to create amazingly complex systems without any conscious thought.
Düşünemez, basit kuralların, hiç bir bilinçli düşünce olmaksızın hayranlık uyandıracak karmaşık sistemler yaratma kudreti vardır.
This work is for unthinking brutes.
Bu iş kafasız hayvanlara göredir.
We are loyal soldiers. We follow orders, but we are not a bunch of unthinking droids!
Emirlere uyarız, fakat bir grup düşünemeyen droid değiliz.
Aside from the unthinking, unwashed, shoot-first-and-don't-bother-to - ask-questions-later part, not much, really.
Düşünmeden ve anlamadan önce vur sonra sormaya bile gerek yok mantığınızın dışında pek bir neden yok.
If you never thought about the husband, the affair just happened... One of those things... He'll make you out to be callous, unthinking, inconsiderate.
İlişkiniz devam ederken kocasını düşünmediysen seni duygusuz, düşüncesiz ve bencil olmakla suçlayacaktır.
Tell me what you're unthinking.
Neyin imkansız olduğunu söyle.
He's a 60-year-old man looking at young people, screwing and living, blissfully unthinking about their own mortality.
Adam 60 yaşında bir ihtiyar, sevişerek yaşayıp giden şükredip de faniliklerini düşünmeyen gençlere bakıyor.
"Patriots wish us to be equally unthinking in our attachment to the nation in every..."
" Yurttaşlarımız, tüm ulusta bu eşitliği -
The defeat of the big-brained beasts by the tiniest unthinking microbes.
Büyük beyinli yaratıkların en küçük, beyinsiz mikroplara yenilmesi.
If your position is she's just an unthinking machine, justice is not at stake.
Eğer sizin görüşünüz onun sadece düşünemeyen bir makine olduğu yönünde olursa adalet tehlike değildir demektir.
To them, you were unthinking, unfeeling machines.
Onlar için siz düşünemeyen, hissedemeyen makinelerdiniz.
Unthinking, uncaring.
Bence bu onların umrumda değil.