Uptick traduction Turc
71 traduction parallèle
Well! I'm glad your self-image meter is on the uptick!
Kendinizi en yüksek seviyede iyi hissetmenize çok mutlu oldum.
What specific event caused this sudden uptick in alien visitation after thousands of years of silence?
"Binlerce yıllık sessizlikten sonra bu aniden başlayan uzaylı ziyaretleri de nereden çıktı?"
And on June 8th, when I had to write a column for the next day, some statistics had just come out from the fbi showing an uptick in some of Baltimore's crime.
Haziranın 8'inde, gazetedeki köşemi yazmak için ofisimde otururken, FBI'dan, suç oranındaki artışı gösteren... istatistikler geldi.
That's it. If people could wipe their bums properly, there'd be a measurable uptick in the polls.
Eğer insanlar kıçlarını gerektiği gibi temizleyebilirlerse, anketlerde kayda değer pozitif hareket olurmuş.
Uh, said there was almost no uptick in chatter prior to the explosion.
Patlamanın öncesinde bu konuda hiçbir görüşme yapılmamış.
Homeland Security says there's an uptick in chatter.
İç Güvenlik'tekiler bir görüşme yakaladıklarını söyledi.
National statistics show an uptick in home invasions over the last few years.
İstatistikler, haneye saldırılarda geçen yıla göre ciddi artış gösteriyor.
One of the theories is that this is a carjacking or a robbery gone wrong and there's a big uptick in gang activity lately.
Teorilerden birine göre, araba hırsızlığı veya kontrolden çıkan bir soygun olabilir son zamanlarda çeteler bu suçlara yöneldi.
- The last time Sharif planned an attack, there was zero uptick. - Don't.
- Endişelenme.
A lot of chatter in this region, involved nuclear material, you may remember from page 627 of my last report, that there has been an uptick in KAOS intrest in nukes.
Bu bölgede nükleer maddeleri de kapsayan çok fazla konuşma var KAOS'un nükleer silahlara olan ilgisinde bir artış olduğunu önceki raporumun 627. Sayfasından hatırlayabilirsiniz.
There's been an uptick In homicides By 11 % this quarter.
Bu çeyrekte cinayetler % 11 arttı.
The average uptick Hasn't surpassed 5 % In the past 10 years In cleveland.
Son 10 yıldır ortalama artış, % 5'i geçmemişti.
Kalmen motors on the uptick.
Kalmen Motorları yükselişte.
But we've seen no uptick in earl's spending habits.
Ama Earl'in harcama alışkanlıklarında bir artış görmedik.
You got a nice uptick right after my show.
Programımdan hemen sonra ciddi bir sempati kazandınız.
Pick up a hundred thousand on the first uptick.
İlk yatırımdan 100 bin.
short anything that gets an initial uptick, or we just dump everything right away and start again once the market's stabilized.
yükselmeye başlayan hisseleri tutacağız ya da piyasa düzelene kadar her şeyi geri çekeceğiz.
So, with my ad campaign, Mouthwash sales could enjoy an uptick of 3 %.
Böylece, reklam kampanyamla, ağız gargaralarının satışı % 3 artış gösterebilir.
Have you noticed an uptick in users in your neck of the woods?
Civarınızdaki kullananlarda bir artış fark ettiniz mi?
That seems like an uptick to me.
Bana artma var gibi geldi.
There's been an uptick in heavy trafficking, but crime is down.
Bir süredir kaçakçılıkta artış var ama cinayetler azaldı.
My health's been on the uptick these last few weeks, and I know the doctor says it's some kind of last strength nonsense, but I have decided not to die.
Son birkaç haftadır sağlığımda epey ilerleme var. Doktorlar bunun vücudun son çırpınışları olduğunu söylüyor fakat ben ölmemeye karar verdim.
Uh, but there has been a, uh... a serious uptick in Internet conversation... chatter about, uh, possible attacks.
Ama internetteki konuşmalarda muhtemel saldırılar konusunda artış gözlendi.
You know, the neighborhood's had a big uptick, so they decided to take their profits and move to the Peninsula.
Biliyorsunuz komşuları ödediklerinden daha büyük bir teklif yaptı, onlar da kârlarını alıp Yarımada'ya taşınmayı tercih etti...
We have seen no uptick in any of the metrics that we depend on that says to me that the death of Mr. Olson was part of a trend or wave or whatever term you choose to overlay on it.
Bana, Bay Olson'ın ölümünün bir trendin ya da bir dalganın parçası olduğunu gösteren herhangi bir durum yoktur.
Historically, the Spanish have seen an uptick in violent activity.
Tarihsel olarak şiddet olaylarının arttığını söylüyor İspanyollar.
I noticed an uptick in memos on Russia desk.
Rusya masasında notların dağ gibi biriktiğini fark etmiştim.
There's been an uptick in these types of injuries lately.
Son zamanlarda bu tür yaralarda artış meydana geldi.
Watchtower sensor scans in Bialya have recorded an uptick in boom tube activity.
Gözetleme Kulesi sensörleri Bialya'da ışınlanma tüneli faaliyeti saptadı.
And in California, Monica Tenez, the candidate for U.S. Senate, has seen a significant uptick in the polls.
Ve California'da Monica Tenez Amerika Senato adayı önemli ölçüde öne geçmiş bulunuyor.
The uptick in various crimes... I don't think he's following us.
Peşimizde olduğunu sanmıyorum.
Actually, there's a slight uptick in this one... in terms of intensity.
Aslında bunda küçük bir artış var. Yoğunluk olarak.
( WHISTLES ) Now maybe there should be a little uptick because she didn't barf her food all over the table, I don't know.
Belki masanın üzerine kusmadığı için şurada küçük bir artış olabilir, bilmiyorum.
It did, however, yield fascinating results. Uh, the most measurable effect was a sharp uptick in arrogance. The subject was perfectly ready to believe he had learned Mandarin in two days.
Şu var ki ortaya büyüleyici sonuçlar çıktı.
Think this has something to do with the uptick of crime in Little Odessa?
Küçük Odessa'daki suç artışıyla bir ilgisi olabilir mi bunun sence?
We've had an uptick in crazy calls and letters recently.
Son günlerde çılgınca aramalar ve mektuplar aldık.
We've been moving software to pay-per-use and had a massive uptick.
Yazılımı tek kullanıma doğru kaydırıyoruz bu da bize büyük bir maliyet getirdi.
There's also been a big uptick in the amount of money moving through the hawala networks.
Ayrıca büyük miktarda parayı Hawala şebekesi üzerinden aktarıyorlar.
Online polls show a sudden uptick in public sentiment in favour of the web-crawler.
Çevrimiçi anketlerde ağ gezginine karşı kamuoyu hoşgörüsü arttı.
Now is the winter of our discontent made glorious summer by an uptick in housing starts.
Şimdi hoşnutsuzluğumuzun son günleri harika günlerimize çok az kaldı.
My brother and I control the ports of the city, but with prohibition soon to be the law of the land, there'll be a certain uptick in the kind of federal presence we prefer to avoid.
Kardeşim ve ben şehrin yönetimini alıyoruz. Yakında gelecek olan kısıtlama yasakları ile birlikte ne kadar istemesek de şehirdeki polis oranı oldukça artacak.
Analysts anticipated today's uptick, saying the market was oversold.
Analistler bugünkü tahmin edilen artış için piyasada fazla satış oldu dedi.
Look, there's no doubt, it's been a violent month, but all indications are that this is a cyclical uptick and not a long-term trend.
Bu ayın çok kötü geçtiğine şüphe yok. Bütün göstergeler bunun dönemlik bir şey olduğunu uzun süre devam edecek bir trend olmadığını gösteriyor.
Got a feeling we'll be seeing a slight uptick.
Ufak bir artış göreceğimize dair bir his var içimde.
Because I got an advance copy of the earnings report and anticipated an uptick.
Çünkü mali çizelgelerinin bir kopyasını önceden görmüştüm ve yükselme beklemiştim.
After the economic crash in'08, you'll notice a big-time uptick in customers choosing rental or rent-to-own options in rims... 29 % nationally and even more than that in Georgia.
2008'deki ekonomik çöküntünün ardından jantlarda kira seçeneklerini tercih eden müşteri oranında büyük bir artış olduğunu fark edeceksin. Ülke genelinde % 29 oranında, Georgia'da ise ondan bile fazla.
Additionally, among men already serving, we are seeing a measurable uptick in deserters.
Ayrıca şu an hizmet eden askerlerde ise kaçak sayısında ölçülebilir bir artış olduğunu görüyoruz.
With a moderate isolation scheme I achieved a ten to the second, ten to the fifth uptick in BER.
Makul izolasyon temasıyla bit hata oranında ikinciye ve beşinciye 10 yapmayı başardım.
Along with an uptick in muggings and burglaries...
Saldırıların ve hırsızlıkların artmasıyla...
The gist of it is, Romeo reports that the capital inflow from the People's Republic remains unabated, if anything, it's an uptick, and that's consistent with patterns globally.
Asıl mevzu, Romeo raporunda Halk Cumhuriyeti'nden sıcak sermaye girişinin azalmadığını, bilakis, arttığını söylüyor. Bu da global modellerle uyuşuyor.
- There's an uptick in online chatter. People looking for you.
İnternette bir dedikodu dolanıyor, insanlar seni arıyormuş.