Usher traduction Turc
551 traduction parallèle
MANNING : Although he didn't know it then, George's work would usher in a revolution in our understanding of the Earth, a revolution that would finally solve the mystery of the continents.
O zamanlar bilmiyor olmasına karşın George'un yapacağı iş Dünya'yı algılayışımız konusunda bir devrim yaratacaktı ;... nihayet kıtaların gizemini çözecek bir devrim.
I'm Shadkhen Usher from Yarmolinets...
Ben çöpçatan Usher, Yarmolinets'den...
Reb Usher, I've a first class match for you in Berdichev
Reb Usher, benim Berdichev'deki birinci sınıf yerimi görmelisin.
Usher was also on the alert in Yarmolinets
Usher'e Yarmolinets'ten bir uyarı vardı.
The shipment is being torn apart.
Sevkiyat dağıtılıyor. Beklemeye devam. Usher
To Usher :
Biz yoldayız.
Please. - I want to be an usher.
- Yer gösterici olmak istiyorum.
Then you were supposed to usher my coming-out party and didn't show up.
Sosyeteye tanıtım partimde kavalyem olacaktınız ama gelmediniz.
Ask the usher, the ticket office.
Yer göstericiye, biletçiye sor.
He was doing premed at USC... and working nights as an usher in a theater downtown.
U.S.C.'de eczacılık okurken geceleri sinemada yer gösterici olarak çalışırmış.
I want to be an usher. I want to be an usher.
- Ben yer gösterici olacağım.
Now, the usher for the groom is Edward owens.
Damadın teşrifatçısı da Edward Owen.
Each bridesmaid takes an usher and away you go down...
Her bir nedimeyi bir teşrifatçı alıyor ve aşağıya doğru gidiyorsunuz.
The man in the grey flannel shroud, the usher, told me it'll be tomorrow.
Gri fanilaya bürünmüş adam, yer gösterici, yarın olacağını söyledi.
- Chink and Usher have gone.
- Chink ve Usher gitmişler.
Turn around, Usher.
Arkanı dön, Usher.
Usher, get the witness a chair.
Mübaşir, tanığa bir sandalye verin.
Last night he told me he has been an art dealer, a headwaiter, an usher in a movie theatre...
Dün gece bana anlattığına göre, sanat eseri alıp satmış, başgarsonluk yapmış, sinemada teşrifatçılık yapmış...
The usher has been waiting for you since 3 o'clock
Teşrifatçı saat 3'ten beridir seni bekliyordu!
I should like to see Miss Usher.
- Bayan Usher'ı göreceğim.
Miss Usher is confined to her bed.
Bayan Usher yatağından kalkamıyor.
Miss Usher and I are engaged to be married.
Bayan Usher ve ben nişanlıyız.
Mr Usher, your sister and I are betrothed.
Bay Usher, kız kardeşiniz ve ben nişanlandık.
Mr Usher...
Bay Usher...
Mr Usher, during the time we spent together in Boston, it never occurred to me that... and I dare say to Madeline either, that we were not destined for each other.
Bay Usher Boston'da birlikte geçirdiğimiz zaman boyunca böyle bir durum vuku bulmadı. Bunu Madeline'e de söyledim... Birbirimizin kaderini belirlemediğimizi.
Because the Usher line is tainted, Mr Winthrop.
Çünkü Usher soyu lekeli, Bay Winthrop.
I think you need some light in this house, Mr Usher.
Bence bu evde biraz ışığa ihtiyacınız var, Bay Usher.
For future generations of Ushers?
Gelecekteki Usher kuşakları için?
Mr Usher, you fail to understand...
Bay Usher, sanırım yanlış anladınız...
Mr Usher, I mean to take her from this house tomorrow.
Bay Usher, onu yarın bu evden götürmek istiyorum.
Your breakfast, Miss Usher.
Kahvaltınız, Bayan Usher.
One of the Usher women drowned herself in it.
Usher kadınlarından birisi kendini buraya atmış.
I'm waiting, Mr Usher.
Bekliyorum, Bay Usher.
Anthony Usher. Thief, usurer... merchant of flesh.
Anthony Usher, hırsız, gaspçı insan tüccarı...
Bernard Usher.
Bernard Usher.
Francis Usher.
Francis Usher...
Blackmailer... harlot, murderess.
Vivian Usher. Şantajcı fahişe, katil.
Captain David Usher. Smuggler, slave-trader... mass murderer.
Kaptan David Usher kaçakçı, köle tüccarı...
Mr Usher, I don't see that this has anything to do with Madeline and myself.
Bay Usher, bunun benle ve Madeline'le ne ilgisi olduğunu anlamıyorum.
The House of Usher seems to you, then, normal?
Öyleyse Usher evi size normal mi görünüyor?
If she were to wed and bear children, the Usher evil would spread anew - malignant, cancerous. You are mad.
Eğer evlenir ve çocuk doğurursa Usher kötülüğü yayılır, kanser gibi...
It was... the Usher blood.
Bu... Usher kanı.
That's why Mr Usher wanted her put in the crypt so soon.
Bu yüzden Bay Usher onu o kadar çabuk mezara koymak istedi.
Usher!
Usher!
You have murdered your sister, Mr Usher, and I intend to see that you hang for it.
Kız kardeşinizi öldürdünüz, Bay Usher ve asıldığınızı göreceğim.
A fine biblical scholar, Bishop Ussher, has determined for us the exact date and hour of the Creation.
İyi bir İncil alimi olan, Bishop Usher, yaradılışın kesin gün ve saatini saptamıştır.
Well, that's Bishop Ussher's opinion.
Ah, evet, bu bu... bu Bishop Usher'ın fikri.
The House of Usher.
Teşrifatçının Evi.
Oh, usher man.
Teşrifatçı.
What you're in love with is this wedding, and any usher would do.
Sen bu düğünü seviyorsun ve her nedime bunu sever.
This is the closest I've ever gotten to any usher.
İlk defa bir yer göstericiyle bu kadar yakın oldum.