Variables traduction Turc
500 traduction parallèle
Upon consideration of these and other variables, I have come to the conclusion, sir, that the one, the only proper place to lodge an umbrella, giving one the best play in the game of avoiding being rained upon, that place is precisely at home.
Bu ve diğer değişkenler düşünüldüğünde şu sonuca vardım efendim, tek yer şemsiyeyi bulundurmak için en uygun yer insana, yağmurdan kaçma oyununda en iyi hamleyi sağlayan o yer, kesinlikle evdir.
Also, logically, there are a hundred variables, any one of which could put us in a worse position than we're in.
Ayrıca, mantıksal olarak, yüz değişik olasılık da var, bu olasılıklardan biri bizi şu anki durumdan daha kötü bir duruma itebilir.
Just change the variables.
Sadece değerleri değiştir.
Besides, the software wasn't designed to access such variables.
Hem yazılımımız bunun gibi değişkenleri işlemek için geliştirilmedi.
I want to understand the variables as they apply to this patient.
Bu hastaya uygulanan tutarsızlıkları anlamak istiyorum.
You can take all the variables for each horse in every race cross-program performances, make out ones for different jockeys different distances...
Her yarıştaki her bir at için tüm değişkenleri alır çapraz program performanslarıyla farklı jokeylere ve farklı mesafelere göre belirlersin... - Bu da ne şimdi?
Then I want to cross-correlate the data taking into account the variables of different times and distances.
Sonra farklı zaman ve mesafe değişkenlerini hesaplayan verilerin karşılıklı bağlantısını istiyorum.
No. There are like... variables that I might not be good at.
Hayır. iyi olamayacağım değişkenler olabilir.
- Like what variables?
- Ne gibi değişkenler?
Make a list of priorities, remembering, of course, to take into account variables, and the fact that, inevitably, some problems could arise that...
Öncelikli işlerin bir listesini yapmalıyım. Tabii ki olasılıkları da göz önüne almalı kaçınılmaz bazı tersliklerin çıkabileceğini ve beklenmeyen sorunlarla karşılaşabileceğimi de hesaba katmalıyım.
I've programmed some of the variables from memory.
Bazı değişkenlerin programlanmasını ezbere yaptım.
What are the variables?
Hangi değişkenler?
Well, Ziggy thinks that given all the unknown variables here, that your winning the championship and getting the chapel for the good sisters... is your best shot at quantum leaping - What unknown variables?
Ziggy, tüm bilinmeyen değişkenleri düşünüyor şampiyonayı kazanıp rahibelere yardım etmen kuantum atılımında yapacağının en iyisi - - Bilinmeyen değişklenler nedir?
Let me give you a few known variables, Al.
Bilinen değişkenleri sana söyleyeyim, Al.
Same variables, only the computer didn't quite make it.
Aynı değişkenler, ama bilgisayar bu defasında beceremedi.
We could reprogram the system to correct the variables.
Belki değişkenleri düzeltmek için sistemi yeniden programlayabiliriz.
They suggested reprogramming the system to correct read-out variables.
Çıktı değişkenlerini düzeltmek için sistemi yeniden programlamamızı önerdiler.
- Well, on a clear day, yeah, when it's not soupy like this, you can see for 100 miles to the north, and, uh, 200 miles to the... to the... to the west, and, uh, anywhere between 220 and 251 miles to the, to the south and the east, you know, depending upon the climatic conditions and the atmospheric variables.
- Hava durumuna ve atmosferdeki değişimlere bağlı olarak, havanın böyle olmadığı yani açık olduğu durumlarda kuzeyde 100 mil, batıda 200 mil ve güney ile doğuya doğru da 220 ile 251 mil mesafe görülebiliyor.
If that ship travelled into the future, we could be dealing with variables that will alter the flow of history.
O gemi geleceğe yolculuk yaptıysa, tarihimizin akışını değiştirecek değişkenlerle karşı karşıya olabiliriz.
To be helpful, I am attempting to calculate the variables involved in a successful marriage.
Yardımcı olmak adına, başarılı bir evliliğin barındırdığı değişkenleri hesaplamaya çalışıyorum.
These are complex variables to coordinate.
Koordine olmak için çok karmaşık bir değişken seti, Doktor.
I thought I had taken into account all of the variables.
Tüm değişkenleri hesaba kattığımı düşünmüştüm.
I thought I'd anticipated all possible variables.
Olası tüm değişkenleri önceden gördüğümü düşünmüştüm.
We must replicate the variables, begin to explore how this happened.
Değişkenleri kopyalamalıyız, bunun nasıl olduğunu incelemeye başlamalıyız.
There are just too many variables. Speed, attitude, course.
Çok fazla değişken var, Hız, duruş, yön...
Normal limitations don't apply to transwarp variables.
Normal uzay limitleri Warp aktarım değişkenlerine uygulanmıyor ;
There might be variables you didn't account for.
Hesaba katmadığın değişkenler olabilir.
- There are so many variables, I'm at a loss...
- O kadar çok değişken var ki, bence...
Our blood test is for 11 variables.
Kan testlerimizde 11 değişken var.
No, there are still too many variables, too many unknowns.
Çok fazla değişken, çok fazla bilinmeyen var.
Neelix, there arejust too many variables.
Neelix, bir sürü değişken nicelik var.
Then it must work on a principle of non-linear resonance, adjusting to the dynamic variables in the atmosphere.
Atmosferin karasızlık dinamiklerinin ayarlanması doğrusal olmayan bir ses alım prensibi üzerine çalışıyor olmalı.
Redimensionalize variables.
Değişkenleri tekrar boyutlandır.
Some variables will remain unknown, as is the case with most complex equations... - Greg, talk to me.
Bazı değişkenler bilinmeyebilir, bu olayda çok kompleks eşitliklerle...
What variables add up to a home run, assuming the bum could hit one?
Tam kale koşusunu hangi değişkenler etkiler?
Do you have any idea how many variables I have to consider before I can decipher numbers this size?
Bu büyüklükteki sayılardan bir sonuca varabilmek için kaç varyasyonu göz önünde bulundurmam gerektiğini biliyor musun?
That would introduce too many variables into their number-crunching little world.
Bu onların mantar kafalarına, küçük sayısal dünyalarında çok fazla değişken katmak olur.
- Well, I had so many variables. I needed one constant.
Çok fazla değişken olunca, bir sabite ihtiyacım oldu.
There are too many variables in this equation.
Denklemde çok fazla değişken var.
You know, variables for pre-existing conditions- - cardiac health, AlDS- - you know.
Değişkenlik gösterebilir : Önceden varolan durumlar, kalp sağlığı, yaş falan.
If, and only if, both sides of the numerator... is divisible by the inverse of the square root... of the two unassigned variables. Except when the value of the "X" coordinate... is equal to or less than the value of one.
ÇILGIN LİSELİLER... ancak ve ancak paydanın kosinüsü bilinmeyen iki değişkenin karekökleri ile tam bölünebiliyorsa ve X koordinatının değeri küçükeşit 1 olmadıkça bu ifade doğrudur.
The theory is sound, but there are just too many variables.
Teoride iyi görünüyor, ama çok fazla değişken var.
About a series of variables approaching an event horizon.
Değişkenlerin bir ufka yaklaşması.
There are many variables, but it can succeed.
Birçok değişken var, ama başarılabilir.
I'd like to narrow that list of variables.
Bu değişkenleri azaltmak hoşuma gidecekti.
While I'm faced with a decision, my program calculates the variables and I take action.
Bir karar veriken, programım değişkenleri hesaplar ve ben harekete geçerim.
Calculate the variables.
Değişkenleri hesaplar.
You uncovered our subterfuge, but you failed to factor in all the variables.
Hilemizi açığa çıkardın, ama değişik faktörleri hesaplamada başarısız oldun.
In any case, added variables... make crime trends for the coming year... particularly hard to predict.
Ama her şekilde, tahmin edilen bu suç işleme akımının gelecek sene de artacağı.
There's too many variables.
Burada çok fazla belirsizlik var.
A lot of variables.
Pek çok değişken ayrıca.