Vassar traduction Turc
139 traduction parallèle
Oh, well, to begin with, I took four years at Vassar.
Ilk olarak, Vassar'da 4 yil okudum.
- Vassar?
- Vassar mi?
Sounds like washday at Vassar.
Sanki Vassar'da çamaşır günü.
When I told you about Uncle John offering to send me to Vassar, you looked bleak.
John amcanın beni Vassar'a göndermek istediğini söylediğimde ise kasvetli.
That's what you get when you send them to Vassar.
Onları okumaları için Vassar Koleji'ne gönderdiğinizde elinize geçen bu oluyor.
You couldn't tell me from Vassar or Smith or Long Island.
Vassar'dan mı, Smith'ten mi ya da Long Island'tan mı geliyorum bilemezdin.
I'll just act like I was your sister, down from Vassar for the holidays.
Vassar'dan tatil için gelmiş kız kardeşin gibi davranırım, olur biter.
With the material you have here, you couldn't whip Vassar at tiddlywinks.
Elinizdeki bu malzemeyle pul toplama oyununda Vassal'ı bile yenemezsiniz.
You could lecture on that at Vassar.
Bu konuda üniversitede ders verebilirsin.
Oh, and, uh, you won't forget. Tomorrow afternoon we're playing Vassar.
Yarın, Vassar'la maçımız var.
Listen, I'm going to do you a lasting favor, to make sure that you never marry that precious, Vassar-wrapped bon-bon!
Dinle, sana kalıcı bir iyilik yapacak ve şu değerli, ukala bon bon kızla asla evlenmemeni sağlayacağım.
Bryn Mawr, Vassar...
Hepimiz kolejdeniz.
She's a Vassar girl.
Bir Vassar öğrencisidir.
My wife majored in sarcasm at Vassar.
Karımın Vassar'daki ana branşı iğnelemeydi.
Sitting up at Vassar getting your fat checks from daddy.
Vassar'da otururken babanızdan kabarık çekleriniz geliyor.
- Foxcroft, Vassar, the Sorbonne.
- Foxcroft, Vassar, Sorbonne.
A Vassar girl.
Eğitimli bir Vassar kızı.
I saw your daughters in their white gloves and patent leather slippers and that aging Vassar-girl wife of yours and her understated little suit.
Kızların beyaz eldivenler ve pahalı deri ayakkabılar giymişti ve senin ihtiyarlamaya başlamış karın ve onun aşırı kısa elbisesi...
Here's Vassar.
Karşınızda Vassar.
Upper East Side by way of Vassar hooker... but I was your hooker.
Batı Yakası fahişelerinden farkım... yalnız sana ait olmamdı.
No, Vassar.
Hayır, Vassar'da.
She's been at Vassar.
Vassar'daydı.
Whose fault is it? ! I think I'll transfer to Vassar, mom.
Westford'a geçeceğim anne.
Vassar or Smith or....
Vassar'dan veya Smith'ten...
Did you tell them I went to Vassar?
Vassar'a gittiğimi söyledin mi?
There go my young-girl dreams of Vassar.
İşte genç kızlık hayallerim gidiyor.
Our legal secretaries come directly from Vassar.
Bizim hukuk sekreterlerimiz genelde Vassar'dan gelirler.
And I'm sure that would be uncomfortable for you and the girls from Vassar.
Bunun siz ve Vassar'lı kızlarınız için çok rahatsızlık verici olacağından eminim.
I went to Vassar, by the way.
Vassar'a gittim bu arada.
Before you met Kiki Avondale, that is - a Vassar graduate you were engaged to for six months before you got cold feet.
Kiki Avondale'le tanışmadan önce elbette. Bir Vassar mezunu. Onunla altı ay nişanlı kaldınız ve sonra ayrıldınız.
You can't have one of those things and get a full scholarship to Vassar College.
Depresyon geçiren biri Vassar Üniversitesi'nden burs alamazdı ki.
Vassar.
Vassar'da ha.
You sit down right this minute and you can just stow that Vassar shit.
Hemen otur bakayım, şu Vassar'lı öğrenci numaralarından da vazgeç.
At this rate, I probably won't even get into Vassar.
Bu noktadan sonra, muhtemelen Vassar'a bile giremeyebilirim.
I've had just about enough of your Vassar-bashing, young lady!
Artık Vassar'ı yerden yere vurman canım yetti, küçük hanım.
All I have to do is a commercial... show up at a couple trade shows and pharmacies... and give a little talk at Vassar College orientation.
Tek yapmam gereken bir reklam filminde oynamak... bir iki programda ve eczanede görünmek... ve Vassar Koleji'nde ufak bir oryantasyon konuşması yapmak.
- Then, go Vassar!
- O zaman, en büyük Vassar!
I went to Vassar.
Vassar da okudum.
We went to Vassar together.
Vassar'a birlikte gittik.
I'm a Vassar gal myself.
Bende üniversiteyi bitirdim.
Beth is an undergrad at Vassar, doing a paper on law enforcement.
Beth, Vassar üniversitesinde okuyor. Araştırma konusu yasa uygulama.
Frank, this is not some sweetie from Vassar you can visit on holidays. You're not in this alone.
O, tatillerde ziyaret edebileceğin liseli sevgililerinden biri değil.
'Cause she graduated from Vassar, and I went to driving school.
Çünkü o Vassar'dan mezun oldu, ben sürücü okuluna gittim.
I was an art history major at Vassar.
Ben Vassar Üniversitesinde sanat tarihi okuyorum.
If I don't improve my French grades, I can kiss Vassar goodbye.
Fransızca notlarımı düzeltmezsem, Vassar'a veda ederim.
Yes. We met at Vassar.
Evet, Vassar'da tanıştık.
Jackie, come on, Vassar.
Jackie, haydi, Vassar'a.
- I should have taken you to Vassar.
- Seni Vassar'a götürmeliydim.
She's going to Vassar in the fall.
Sonbaharda Vassar'a gidiyor.
I know my mother teaches metaphysical poetry at Vassar.
Annem vassar'da metafizik şiirler konusunda öğretmenlik yapıyor.
'Cause, I mean, how many Vassar professors and intellectual theologians beget nymphomaniacal pseudo-bohemian J.A.P.s?
Çünkü, demek istediğim, kaç tane vassar profesörü ve kaç tane entellektüel teolog nemfomanlığa babalık eder ki ve sahte bir Yahudi-Amerikalı çingeneye?