Versions traduction Turc
505 traduction parallèle
That's precisely why I want to guide them, to help them become better versions of their current selves.
Benim onlara rehberlik yapmak istediğim şey de bu. Şu ankinden daha iyi bir hale gelmelerine yardım etmek.
VAMPYR was produced in 1931 / 32 in German, French and English versions.
VAMPYR ; 1931 / 32'de orijinal dili Almanca olmak üzere Fransızca ve İngilizce olarak gösterime sunuldu.
Partially complete prints of the German and French versions served as the basis for this restoration.
Kısmen eksik olan Almanca ve Fransızca versiyonlarının birleştirilmesi bu yeniden yapılandırmanın temelini oluşturdu.
I've heard several versions of that.
Bununla ilgili birkaç çeşit görüş duymuştum?
I heard in the villages as we came here several versions of what happened.
Buraya gelirken köylerde olayın birkaç değişik versiyonunu işittik.
- I guess you heard about my trouble, huh? - Oh, several versions.
- Dün geceki sıkıntımı duymuşsunuzdur.
Buy our film, the only film in two versions : one yellow, one blue!
Filmimizi alın, iki versiyonu olan tek film : Biri sarı, biri mavi!
Buy our film! The only film that comes in two versions.
Filmimizi alın, iki versiyonu olan tek film.
These are earlier versions of Rayna, Jim.
Bunlar Rayna'nın ilk versiyonları.
Three versions : one in the morning another in the afternoon, and yet another at night.
Üç ayrı şekilde anlattın. Bir sabah, bir öğleden sonra, bir tane de gece.
He gave different versions to me and the committee from what he gave the night of the accident.
Adam bana farklı komiteye farklı konuştu. Kaza gecesi söyledikleriyle alakası yok.
Sixteen versions of "Lemon Tree."
"Lemon Tree"'nin 16 versiyonu.
" harmless versions of them danced in obscure villages on May Day.
ücra köylerde bunların masum versiyonlarının dansa döküldüğü görülebilir.
As for this Hungarian's own tales of his own lurid past... they don't, according to his biographer... jive exactly with versions of the same events... as told by certain art dealers.
Kendi karanlık geçmişiyle hikayelerine bakacak olursak... çeşitli sanat simsarlarıyla yaşadıkları olaylar hakkında... - Biyografisinin yazarına göre - pek çene çalmıyorlarmış.
Yeah, but I do several versions of that.
Evet ama bunun farklı versiyonlarını yapıyorum.
Three versions of the same beautiful woman.
Aynı güzel kadının 3 ayrı versiyonu.
All versions play them you scientists.
Elimizdeki tek bilgi bize söylenilenler!
In different bodies. Different versions.
... bedenler ve çeşitlilikler.
A lot of us will die for nothing if our system turns into nothing but black versions of theirs.
Eğer bizim sistemimiz de onlarınkinin siyah olanından başka bir şey olamazsa o zaman bir çoğumuz boşu boşuna ölmüş olacağız.
Apgar said that in all three versions.
Apgar üç ifadede de aynı şeyi söylemiş.
I hate the robot versions of them.
Robot versiyonlarından da nefret ediyorum.
It was created by modern nuclear energy, not the earlier versions, like the Bikini bomb.
Günümüz nükleer enerjisi tarafından yaratıldı, Bikini'deki bomba gibi ilk versiyonlarıyla değil.
You have two versions
İki kez itiraf ettin.
Small versions of adults, honey.
- Yetişkinlerin küçük versiyonları tatlım.
Hollywood's created a dozen versions of Frankenstein and you still didn't get the point.
Hollywood düzinelerce Frankenstein yarattı ve halen oradan bir ders çıkartmamışsınız.
As for the larger versions of the viruses... what I've termed the macrovirus... I would suggest a flyswatter.
Büyük versiyon virüsler gibi- - makro virüsü tanımlamak için- - uçan böcek demeyi öneririm.
There are no "versions" of the truth.
Gerçeğin yorumu olmaz.
I mean, I'm gonna give them, like, versions of the American Dream.
Yani, onlara Amerikan Rüyası'nın versiyonlarını vereceğim.
Our redneck skirmishes... are cheaper versions of conventional warfare.
Geleneksel savaş ücretlerinin ucuz versiyonlarıdır. Savaş sıradışı devleti ifade eder...
You're telling me we're manufacturing two different versions of this vehicle?
Bu aracın iki farklı versiyonunu mu yapıyoruz?
No, an understandable summary. I've heard 17 different versions.
Hayır, anlaşılır olsun çünkü şimdiye kadar amacınızın 1 7 farklı açıklamasını duydum.
I keep getting different versions... of Throws-Up-On-Himself Elmo.
Ben ise başarısız ve sürekli içen... tuhaf birilerini bulup duruyorum.
The people, as always, had their own doubts and versions.
İnsanlar, her zamanki gibi, kendilerince şüphe duyup kulaktan kulağa anlattılar.
Both versions of our history are true.
Tarihimizin her iki versiyonu da doğru.
The Tok'ra have managed to rip off several versions of this device.
Tok'ra bu aygıtın pek çok biçimini çalmayı başardı.
And besides, the producers told us that there were three different versions of the script.
Bununla birlikte, yapımcıların bize söylediğine göre senaryonun üç farklı versiyonu varmış.
Huh, and here's the cutout versions of you guys.
Huh, bunlar da kağıttan siz.
Does that include using our replicator reserves to create miniaturized versions of yourself?
Bu kendi minyatürlerini yapmak için kopyalayıcı rezervlerini kullanmanı da içeriyor mu?
We don`t have versions of Atlantis in the same way we have versions of the Trojan War or of Jason`s expedition to get the Golden Fleece or all the other great stories of Greek mythology.
Aynı şekilde, Atlantis'in değişik versiyonları mevcut değildir, Truva Savaşı'nın veya Jason'ın Altın Post'u elde etme seferinin veya... Yunan mitolojisinin müthiş hikayelerinin versiyonları mevcuttur.
Milo, I know, he thinks we've... cloned too many programs an forced people to buy our inferior versions and blah, blah, blah.. Ad infinitum, ad nauseum
Milo, biliyorum, sanıyor ki biz bir çok programı kopyaladık ve insanları bizimkilerden almaları için zoruluyoruz ve bunun gibi şeyler... bunlara sonsuz tane can sıkıcı şeyler ekle
- We read that book- - - We had two versions of that song.
- kitabını okumuştuk- - - o şarkının iki farklı versiyonu var.
- We had one version- - - No, we had two versions- -and you fucked it up!
- bizim bir versiyonumuz var- - - hayır, iki versiyon- -ve sen içine sıçtın!
You had two, totally different versions of the test.
İkinize de testin tamamen farklı versiyonları verilmişti.
You know, he was like one of those Disney-character versions of a human.
Disney çizgi filmlerindeki insanlar gibiydi.
Well, a Iot of Chinese gang tattoos use versions of snakes or dragons, but I haven't seen this one before.
Pek çok Çin çetesi dövmesinde yılanlar ejderhalar vardır. Ama bunu daha önce görmedim.
Catch him like a big, fat lobster. Why, they're just smaller versions of us, you know.
Neden bizim küçük bir kopyamızdırlar bilir misin?
We could build robot versions of those oversized iguanas, if it was okay with Optimus Prime.
Tabii Optimus Prime için de uygunsa.
Larger versions.
Büyük olanları demek.
Three versions.
Üç versiyon.
I have two versions.
İki tane var.
I've got toy versions.
Bende oyuncakları var.