Vertically traduction Turc
128 traduction parallèle
NICHOLAS : What Hutton saw was that the grey rock that's down towards the bottom of the cliff stands vertically.
Hutton'ın gördüğü şey uçurumun dibine doğru inen gri kayanın dikey durmasıydı.
And the way he answered this was to say, well, what must have happened to this grey rock is that it must have been deposited on the sea bed at one time and it must then have been twisted and brought up so that it's sitting vertically and it must then have been eroded off, so it must have been land.
Ve bu gri kayaya ne olmuş olabileceğini, şöyle açıkladı bu kaya bir zamanlar deniz yatağında birikmiş olmalıydı ve sonra bükülmüş ve yukarı çıkmıştı bu yüzden dikey duruyordu ve sonra da aşınmış ve toprağa dönüşmüştü.
It moves vertically, its head at a right angle to the body.
Düşey olarak hareket ederken kafası gövdesine dik açıda olur.
All the hussies you've had as models, vertically and horizontally!
Nerede bir aşüfte varsa her pozisyonda model olarak kullandın.
The sun can be vertically overhead.
Güneş, dikey olarak yukarıda bulunabilir.
He left millions and was the first Clément to die vertically.
Arkasında bol milyonlu servet bıraktı ve dikey pozisyonda ölen ilk Clément oldu.
So why has his sword dropped vertically to the ground?
Peki onun kılıcı neden yere dik düştü?
Please try to make the indicator stand vertically in the apparatus.
Lütfen göstergeyi kutunun içinde dikey olarak durdurmaya çalışın.
He's gaining speed vertically.
- Dikine hız kazanıyor.
- Is to move down vertically.
- Dikey inişi sağlamak.
Simple $ 200-million-a year, vertically-integrated monopoly.
Sadece bir yılda $ 200 milyon dolar Kaldırıyorlar Bu İşten.
Vertically, they would make a pole 44 meters high.
Yukarı doğru ise, 44 metrelik bir sırık olabilirler.
'A Shakespearean sonnet on the other hand " would score high both horizontally and vertically'yielding a massive total area ; :
Öte yandan, bir Shakespeare şiiri hem yatay, hem de dikey eksende toplam ağırlık alanı bakımından yüksek bir değere sahiptir.
Now, remember, the Hollywood of the classical era- - the'30sand'40s... was based on a powerful, vertically integrated industry.
Hollywood'un klasik dönemini hatırlayın. 30'lu ve 40'lı yılları. Güçlü ve büyümeye endeksli bir endüstriydi.
That I'm vertically challenged?
Boyum çok mu kısa geldi?
But the trunk grows horizontally, not vertically, and it can stretch almost as far along the ground as its more southerly relatives stand up above it.
Ancak gövde, dikey değil yatay olarak gelişiyor ve güneyli akrabalarının yukarı doğru uzadığı miktar kadar yüzey üzerinde yayılabiliyor.
Comparisons of the outlines... show that the blur is laterally not vertically inverted.
Gölgelerin karşılaştırması... lekenin yerleştirlmediğini, orada olduğunu gösteriyor
I never got a basketball scholarship, so I'm salty assisting anybody taking a smack at the vertically challenged. JUDGE WALWORTH :
Okulda hiçbir zaman basketbol bursu kazanamamış biri olarak "boy engellilere" saldırılması konusunda biraz hassasım.
We call short people vertically challenged.
Kısa boylu insanlara bazen böyle hitap ederiz. "Boy engelli".
Okay, fine, which goes vertically?
Pekâlâ. Düşey olan hangisiydi?
It's like I've, uh, vertically integrated myself, you know, diversified and shit, and now I'm into the occasional grand larceny,
Kendimi dönüştürdüm falan... Artık arada bir büyük bir soygun ayarlıyorum.
A pigeon begins by jumping vertically upwards.
Güvercin dikey konumda yukarı doğru zıplayarak başlar.
Now I know you've gone mad an airplane without wings that ascends vertically.
Sen kafayı yemişsin. Kanatları olmadan yükselebilen bir uçak ha!
Other than vertically.
Dikey açıdan hariç.
WESLEY : Not horizontally, vertically.
- Yatay değil, dikey olacak.
- Vertically, you get those ugly drops.
- Dikey yaparsan o koca damlaları sana...
All right, connected to the beam running vertically to the concrete foundation are the support columns.
Kirişe bağlı olan beton temeller destek kolonlarıdır.
Starting an inch or two from the bottom of the stem and if it's a thick stem, we really have to smash them we split the stem vertically.
Sapın birkaç santim altından başlıyoruz ve eğer kalın bir sapsa, iyice ezmeliyiz dikey olarak parçalıyoruz.
High tension, plastic wire, anodized steel pulleys and nylon straps for maneuvering in vertically-challenging situations.
Yüksek gerilimli, plastik tel, çelik makara ve naylon kayışlar, dikey olarak zorlayıcı durumlar için.
Vertically, you know, a jump.
Yatay olarak değil dostum, düşey olarak. Bir sıçrayış!
And Quantum Studios, I think they're looking to vertically integrate, either by buying a web or a weblet.
Ve sanırım Quantum Stüdyoları bir web sitesi satın alacaklar ve entegre olacaklar.
And vertically?
Dikleyelim mi?
So I quit show biz and committed my life to advancing rights for the vertically challenged of Oz, my little Munchie-wunchies.
Ben de bu işi bırakıp, Oz'un cücelerinin haklarına sahip çıkmak için hayatımı adadım. Benim küçük Kıtırcıklarım için.
Are stoles being worn vertically this season?
Şallar dikey taşınıyor bu sezon.
But when conditions are right, the threads rise vertically upwards.
Ama koşullar yaver giderse, lifler diklemesine yukarı doğru yönelir.
The explosives are detonated in a sequence that causes the building to fall vertically downward into a tiny pile of rubble.
Bu patlayıcılar binanın dikey olarak aşağıya düşerek küçük bir moloz yığını oluşturmasına yol açacak bir sıra içinde patlatılırlar.
But leopards can hoist twice their own body weight vertically up a tree, so the baby buffalo takes little effort.
Ama leoparlar kendi vücut ağırlıklarını iki katını kolaylıkla taşır ve bir ağaca tırmanabilirler. böylece yavru bufalo kolayca ağaca taşınıyor.
Or lifting 10 times your own weight or walking vertically up a wall it's being part of a colony.
Ya da kendi ağırlığının 10 katını kaldırmak veya düz duvara tırmanmaktan ibaret değildir. Bu bir koloninin parçası olmak demektir.
They are vertically integrated. They are...
Dikey bütünleşmiş militerler.
Oh, these facial cuts run vertically and then here they go horizontally.
Yüzündeki kesikler... Dikey olarak devam ediyor ama burada yataylaşıyorlar.
The sole of my upraised foot vertically...
Bir ayağım, parmaklarımın üzerinde diklemesine kalkık...
Really from the very beginning, the studios were vertically integrated monopolies.
En başından beri stüdyolar dikey bütünleşerek tekelleştiler.
After trying to get out of the hospital vertically, I decided to go the horizontal route, hiding in a body bag.
Hastaneden dikey olarak çıkmaya çalıştıktan sonra, bir ölü torbası içinde yatay yolu izlemeye karar verdim.
Those rich midgets from those infomercials gave the school some huge grant, and started a school for the vertically challenged and a fraternity.
Reklamlarda gördüğün bu zengin cüceler okula yüklü bir bağışta bulundu, ve kısa boylular için bir eğitim kulübüyle bir cemiyet kurdular.
Not only vertically, but can travel forward by tilting.
Sadece dikey değil, öne yatarak ileriye doğru da gidebilir.
They move radially, circumferentially, and vertically.
Dairesel, dikey ve merkezden kenarlara doğru hareket ederler.
And the two flanking paths just seem to rise up vertically through the picture, like flapping wings.
Ve resmin yani yolun iki tarafında kalan başaklar kuşlar gibi kanat çırpıyorlar.
The air heats up, but then the air cannot escape, cannot move vertically into the atmosphere because of the walls.
Hava ısınıyor, ısınan hava kaçamıyor. Duvarlar yüzünden dikey olarak atmosfere yükselemiyor.
The joint in its neck is so mobile that its head can tip vertically upwards, and its lips are so leathery, they're impervious to thorns.
Buradaki karınca yakalamaya çalışıyor ama tekniği tam olarak kavradığı söylenemez.
Not vertically.
Dikey yapılmaz.
Not vertically!
Dikey yapılmaz!