View traduction Turc
11,252 traduction parallèle
That would have been much better from the company's point of view because it would have made me feel better at that time.
Şirketin bakış açısına göre böylesi çok daha iyi olurdu. Çünkü beni o zaman rahat ettirirdi.
But I was able to locate a street cam with a view of the hospital entrance.
Ama ben hastane girişini gören bir sokak kamerası tespit ettim.
You can give us the common point of view.
Bize sıradan bir bakış açısı sunabilirsin.
A lovely view to the top.
Tepede hoş bir görüntü.
A lovely view out of the windows.
Camların dışında hoş bir görüntü.
I'll bet you'll get a heck of a view of the Midas Heart asteroid... when it passes by tomorrow night.
Eminim Midas Kalbi asteroidi yarın akşam geçerken buradan manzara müthiş olacak.
If the plan to do that shot- - it's the boater's point of view, so it's looking through the fence.
O çekim için yapılacak plan... Kayıkçının bakış açısından olacak yani çitten bakacak.
He had a side-angle view of lopez and carolyn decker.
Lopez'i ve Carolyn Decker'ı yandan gören açıdaydı.
Pursue her, quick, before she runs from view.
Yakala onu çabuk! Görünürden kaybolmadan yakala!
Well, not long from your point of view.
Yâni en azından sizin bakış açınızdan.
Sharon, why don't you come outside and see the view from the terrace?
Sharon, terasa çıkıp manzaraya bakmak ister misin?
She's supposed to ask for a room with a view of the Capitol.
- Bu kadar mı? Kapitol manzaralı bir oda istemesi gerekiyormuş.
- With a view.
- Manzaralı.
- I requested a view of the capitol.
- Kapitol manzaralı istemiştim.
It has practically the same view.
Hemen hemen aynı görüş açısına sahip.
That's the overhead view.
- Bu tepeden görünüşü.
So what's the side view like?
Peki profilden nasıl görünüyor?
Side view. Side view, side view.
Profilden, profilden.
The anarchists view me as a comrade, particularly Elisée Mayer whose political radicalism and intense melancholy affect his judgement of me.
Anarşistler beni yoldaşları gibi görüyorlar, özellikle de Radikal ve depresyonda olan Elise Mayer benim yargılanmamı engelledi..
Only this section of the valley has that particular view.
Vadinin şu bölgesinin benzer görüntüsü var.
This is the view from the picture.
Resimdeki manzara burası.
You'll have a perfect view when I finally wipe your leader from the universe.
Ben liderinizi kâinattan silerken harika bir manzaraya sahip olacaksınız.
He must have waited in the van and got a view of the Sullivans from there.
Minibüste bekleyip Sullivan'ları oradan izlemiş olmalı.
I mean, a public park in full view of anyone who happened to be walking by.
Yani herkesin yoldan geçerken net bir şekilde görebileceği bir halka açık park.
Name one, one that didn't serve your perverted view of yourself.
- Sapık görüşüne hizmet etmemiş birini söyle o zaman.
Yeah, last year, there was a profile on him in View magazine.
Evet, geçen yıl View Dergisi'nde hayatını anlatan bir makale yayınlanmıştı.
You've got a better view than me.
Hayalet ben. Benden daha iyi görüyorsun onu.
This is Channel View here... and it was right down here... in this corner, was where the torso was at.
Burada kanal manzarası var... tam şurada, aşağıdaydı... şu köşede, Gövde orada bulundu.
It'll be nosebleed or obstructed view seats.
Kesin ya en uçta ya da sahneyi en görmeyen koltuklardır.
In my rear view mirror.
Dikiz aynamda.
Government secrecy, the idea that the federal government can act surveil, detain, interrogate, and even kill American citizens with no oversight or accountability with no obligation to present the people with evidence that led to their actions that, in my view, is the gravest threat to our national security.
Hükümet gizliliği federal hükümetin istediği gibi davranabileceği gözlem yapabileceği, detaya girebileceği, sorgulama yapabileceği ve kusur olmadan ve sorumluluk almadan Amerikan vatandaşlarını öldürebileceği yaptıkları şeylere sebep olan kanıtları millete sunmama özgürlüğü olan bir fikirdir ve bu benim için ulusal güvenliğimiz için en ağır tehdittir.
You can view it as a promotion.
Bunu bir terfi sayabilirsin.
I want advice. Point of view.
Vizyon arıyorum.
You had to say "No, you have a wonderful view."
Hayır, çok iyi görünüyorsun demeliydin.
Got a view better than this.
Bundan daha güzel manzarası var.
So in your view, the boy's father, a minister in the Church of England, ~ perjured himself?
Öyleyse sizin görüşünüze göre çocuğun babası, İngiliz kilisesinin papazı yalan yere tanıklık mı yapıyor?
~ Well, my view as you call it, is the view not just of myself but of the Staffordshire Constabulary, prosecuting counsel, a properly-sworn English jury, and the justices of the Quarter Sessions.
- Benim görüşüm olduğunu düşünüyorsunuz ama bu Staffordshire polis teşkilatının davacı tarafın, uygun bir şekilde yemin etmiş İngiliz jürisinin ve jüri mahkemesinin yargıçlarına göre de böyle.
Apparently I have more issues than I realized about Rosie leaving The View.
Rossie'nin The View'den ayrılmasına düşündüğümden çok takılmışım meğer.
Oh, I like a nice view as much as anyone.
Herkes kadar ben de güzel bir manzarayı severim.
It's Ed Wright's view of where there are inconsistencies in his own client's accounting of what, what went on the night his wife disappeared.
Ed Wright müvekkilinin eşinin kaybolduğu gece olanlar hakkındaki açıklamalarında, bulunan tutarsızlıkları bu şekilde yorumluyordu.
Get me a clear view of that license plate.
O araç plakasının net görüntüsünü bul bana.
Okay, based on hallway dimensions and security camera points of view, I can calculate the blind spots along the way back to the control room.
Tamam, koridor boyutu ve güvenlik kamerasının görüş alanına göre kontrol odasına dönüş yolundaki kör noktaları belirleyebilirim.
He goes beyond the view of cameras.
Kameraların görüş alanının dışına çıkıyor.
New Orleans civilian fleet coming into view, sir.
New Orleans sivil filosu göz temasında efendim.
Because from this view, it looks pretty great.
Çünkü bu açıdan oldukça müthiş görünüyor.
And that is your view through the front window.
Ve bu da senin ön pencerenin manzarası.
But... I want you to just consider that frustration might be clouding your view.
Ama hüsranın görüşünü bulutlandırıyor olma ihtimalini düşünmeni istiyorum.
Yeah, come up here and check out the view.
- Evet, buraya çıkıp manzaraya bak.
I mean, that's got a view of the whole town.
Oradan bütün kasaba gözüküyor.
Is that sufficient reason to view this framework?
- Evet, ondan.
How's the view?
Manzara nasıl?