Vig traduction Turc
204 traduction parallèle
Shit, you charge a guy from the neighborhood 1800 vig?
Zırva! Aramızdan birine 1.800 Dolar faiz mi uyguluyorsun?
He's turning in the vig money, but he's putting in his pocket the principle.
Topladığı faizi teslim ediyormuş, ama kendi cebine de birşeyler ayırıyormuş.
- Four thousand, not including the vig. Here.
- Aa, 4.000 dolar, faiz dâhil.
There's a 10 percent vig.
Yüzde 10 faizi var.
All the time watching him add the vig to the principal.
Ve gittikçe daha zengin oluyor.
Bernie ain't satisfied with the honest dollar he can make off the vig, or the business I do on his book. He is selling tips on how I bet.
Bernie benden kazandığı parayla yetinmiyor kazandığı komisyonla yetinmiyor.
I didn't agree to three points above the vig.
Üç puan fazla faize razı olmadım. Neyim ben, mal mı?
It's basically about a guy who owes a shylock $ 15,000, and he's about three weeks over on the vig.
Birine 15 bin $ borcu olan bir adamla ilgili. 3 hafta geciktiriyor.
- I know what vig is. Anyway, this dry cleaner... let's call him Leo, all right? He's scared.
Her neyse, bu kuru temizlemeci, ona Leo diyelim, çok korkmuş.
If everybody thinks he's dead, he won't have to pay back the 15 or what he owes on the vig.
Herkes öldüğünü düşünürse 15 bin'i ödemek zorunda değildir.
- How much does he owe? - Eight grand with a heavy vig.
Yüksek bir faizle birlikte 8000 dolar.
You gonna make this week's vig?
Bu haftanın nöbetini yapacak mısın? Umarın yaparsın.
I had to get rid of it. The money I owe Sonny Red. The vig alone is $ 3,000.
Sonny Red'e borcum var. $ 3,000.
A dime on the vig.
Faizlerden bir onluk!
- What do you have, Bullfrog? - Dime on the vig.
- Ne kadar var, Bullfrog?
Barlow and Vig are gone too, sir.
Barlow ve Vig de yok, efendim.
Vig`s bag.
Vig'in çantasını.
I was picking up the Chinaman's vig, and the FedEx van was wide open.
Chinaman'dan haraç alırken FedEx kamyoneti açıktı.
- Lay off the vig.
- Faizini affet.
Pussy must be burying his prick in vig alone.
Pussy sırf faiz için bile gırtlağına çökmüştür.
He's betting $ 30,000. Vig for the house is three grand.
30 bin dolarlık bahis oynuyordu.
My apology, Mr. Vig.
Özürlerimi kabul edin, Bay Vig.
If Vig is right, we're looking at 100, 150.
Vig haklıysa, 100-150'den bahsediyoruz.
- I'm looking for Jake Vig.
- Jake Vig'i arıyorum.
A couple of years ago, I'm working undercover on a case that Jake Vig is involved with.
Birkaç yıl önce, Jake'in karıştığı bir olayda gizli görevdeydim.
You guys are gonna help me catch Jake Vig.
Jake Vig'i yakalamama yardım edeceksiniz.
In exchange, I'm gonna make sure you guys are cleared of any past associations with Vig as part of a cross-departmental investigation, and that home movie I got, I'll make sure that it doesn't move its way into Internal Affairs.
Karşılığında, Vig ile geçmişte kurmuş olduğunuz bağların bölümler arası bir soruşturmada konu edilmemesini sağlayacağım. Çekmiş olduğum amatör filmin yolunun da İçişleri'nden geçmemesini sağlayacağım.
Shirley Vig, abandoner.
Shirley Vig, terk etme uzmanı.
We haven't heard from Vig.
Vig'den haber alamadık.
- It's Vig.
- Ben Vig.
Yeah, it's Vig.
Ben Vig.
We're going to give Mr. Jake Vig the surprise of a lifetime.
Bay Jake Vig'e hayatının sürprizini yapacağız.
- Vig's trying to fuck you.
- Vig seni sikmeye çalışıyor.
You see how bad this guy wants Vig?
Adamın Vig'i yakalamayı ne kadar istediğine baksana.
That way we got Vig, we got leverage and we trade.
Böylece Vig elimizde olur, para elimizde olur ve takas yapabiliriz.
Vig for the tape.
Vig'e karşılık bant.
I want you to follow him all the way down to Vig's.
Vig'e gidene kadar onu takip etmenizi istiyorum.
It is gonna be 10 off your vig, anyway, you know.
Zaten senden 10 keseceğim.
Vig tits.
Büyük memeler.
How you'd excuse the vig on his loan in exchange for killing Cummings.
Nasıl da borcunu Cummings'i öldürmesi için sildiğini.
That's a lot of vig.
Yüksek bir faiz.
- You're charging me vig?
- Bana faiz mi ödetiyorsun?
You know, minus the vig.
Tabii sakalımı aldıktan sonra.
Minus the vig.
Sakal mı?
That's what the vig is, Dad.
Adı üstünde, baba. Sakal işte.
Uncle Charlie, I understand the point spread, but I'm still confused about the vig.
Charlie amca, müşterek bahsin ne olduğunu anladım ama "sakal" nedir, onu hala çözemedim.
Vig is short for vigorish, and it means the percentage you pay - to a bookie to take your bet.
"Sakal" oyuna katılabilmek için bahisçiye verdiğin komisyon oluyor.
You want to borrow 10, the vig is three bills a week.
10 bin dolar borç istiyorsun.
That's 15 for the vig plus the 10.
Borcum sadece 3 hafta gecikmişti. 15 bin dolar borç için artı 10 bin bana 25 bin dolar borcun olacak!
Pockets his vig, his commission.
Kendi komisyonunu alır.
- Yeah, it's Vig.
- Ben Vig.